RIHA - Rojava Devrimi, tüm saldırılara rağmen 13’üncü yılında varlığını koruyor. PYD Eşbaşkanı Perwîn Yusif, değişen Şam yönetiminin inkar politikalarında ısrarcı olduğuna işaret ederek, "Kazandığımız haklardan geri adım atmayız" dedi.
Suriye'de 2011 yılında başlayan iç savaş sonrası bölgede siyasi, askeri ve ekonomik olarak ciddi dönüşümler yaşandı. Yüzbinlerce kişi hayatını kaybederken, milyonlarca kişi topraklarını terk etmek zorunda kaldı. Çatışmalar nedeniyle şehirler harabeye döndü, bölge de uluslarlarası güçler ve bağlı örgütlerin çıkar çatışmalarının merkezi haline geldi.
Uzun yıllar devam eden çatışmalı süreci en az "hasarla" atlatan ve halklara sığınak olan yer ise, ülkenin kuzeyinde Kürtlerin ağırlıkta yaşadığı kentler oldu. Kuzey ve Doğu Suriye'de yaşayan halklar, DAİŞ ve Esad rejimi arasında çatışmaların başlamasından kısa bir süre sonra herhangi bir tarafa dahil olmayarak, üçüncü yolu tercih etti.
19 Temmuz 2012 tarihinde rejim güçleri Kobanê kentinden çıkarıldı. Daha sonra Efrîn, Serêkaniyê, Dirbêsiyê, Amûdê, Dêrik, Girkêlegê, Tirbêspiyê ve Tiltemîr gibi yerleşim yerlerinde halk yönetime el koydu.
Rejim güçlerinin Kobanê'den çıkarıldığı gün, "Rojava Devrimi"nin başlangıç tarihi olarak kabul edildi. 12 Mart 2004 tarihinde Halk Savunma Birlikleri (YPG) ve Kadın Savunma Birlikleri (YPJ) kuruldu. DAİŞ'e karşı verilen direnişle tüm dünyada adından söz ettiren devrim sürecine kadınlar öncülük etti.
Bir yandan öz savunma birlikleri oluşturulurken, diğer yandan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın "kadın özgürlükçü, demokratik ve ekolojik" ideolojisi üzerinden tüm alanlarda inşa çalışmaları başlatıldı.
Bölgedeki tüm etnik ve dini oluşumlar yönetimde yer aldı, tüm askeri güçler daha sonra Demokratik Suriye Güçleri (QSD) çatısı altında toplandı. Halkın ihtiyaçlarının tedariki için ve halkın toplumsal, adli ve ekonomik sorunlarının çözümü için çalışmalar başladı. Sağlıktan ekonomiye, yerel yönetimlerden eğitime, kadından gençliğe ve spora kadar her alanda meclisler ve komünler oluşturuldu.
SALDIRILAR HİÇ DURMADI
Esad rejiminin kimi kentleri kaybetmesi sonrası güçlenen DAİŞ, bir süre sonra Rojava Devrimi'ni hedef aldı. DAİŞ, 2014'te devrimin merkezi olan Kobanê'ye saldırı düzenledi. DAİŞ yenildi, Kobanê'deki destansı direniş ise tarihe geçti. DAİŞ'in yenilmesi sonrası Türkiye'nin saldırıları başladı. Türkiye uzun yıllar hem havadan hem karadan Kuzey ve Doğu Suriye kentlerini hedef aldı.
Ancak tüm saldırılara rağmen Rojava Devrimi yok edilemedi. 13 yıllık süreçte inşa edilen yaşam, bölge halklarına da umut veren bir noktaya ulaştı.
Kuzey ve Doğu Suriye'deki inşa çalışmaları ağır saldırılara rağmen devam ederken, Suriye'de 8 Aralık 2024'te yeni bir sayfa açıldı. Uluslararası güçlerin desteğiyle Heyet Tehrir El Şam (HTŞ), Esad rejimini devirdi ve ülke yönetime el koydu.
Suriye Demokratik Güçleri (QSD) Genel Komutanı Mazlum Ebdî ile Suriye'nin geçici Cumhurbaşkanı Ahmed el-Şara arasında 10 Mart'ta 8 maddelik anlaşma imzalandı. Ancak anlaşmada yer alan maddeler henüz hayata geçirilmedi. Şam geçici hükümeti, Kuzey ve Doğu Suriye halkların kendi kendilerini yönetmesine karşı ayak diretiyor.
Devrimin öncü partilerinden Demokratik Birlik Partisi'nin (PYD) Eşbaşkanı Perwîn Yusif, devrimin 13. yılında gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi.
'KÜRTLER ALTERNATİF OLUŞTURDU'
Perwîn Yusif, Kürtlerin ağır asimilasyon ve inkar koşulları altında kendilerini yokluktan var ettiklerini söyledi. Perwîn Yusif, Kürtlerin özgürlük mücadelesinin Rojava Devrimi'ne zemin oluşturduğuna işaret ederek, "Kürt halkı demokratik bir mücadeleyle ayaklanmalara farklı bir boyut kazandırdı. Herkes ayaklanmış, iktidarda olanı düşürmek istiyordu. Ancak ayaklananlar buna karşı alternatif bir sistem yaratamamışlardı. Kürt halkı ise bunu yapmıştı. Esad, Şii bir iktidarın sembolüydü. Onlar da Esad’ı iktidardan indirerek, aynı sistemin Sünni olanını inşa etmek istiyordu. Kürt halkı ise kendi bölgesindeki diğer halklar ile örgütlenme sağladı. Bu sistem de Önder Abdullah Öcalan’ın sistemiydi. Kürtler ne rejime ne de sonu belli olmayan bir isyana taraf olmak yerine üçüncü yolu seçti" diye konuştu.
'DEVRİME ODA VE KÜÇÜK SINIFLARDA BAŞLADIK'
Meclis ve komünlerle kendi sistemlerini inşa ettiklerini vurgulayan Perwîn Yusif, "Kadının söz hakkının olacağı bir sistemin inşasına başladık. Kadınlar, devrim sırasında ve sonrasında ana aktör oldu" diye kaydetti.
Perwîn Yusif, şunları söyledi: "13 yıl geçti, artık koca bir devrimin sahibiyiz. Küçücük sınıflarda, evlerin odalarında devrimi yaratmaya başladık. Bugün pek çok komün, akademimiz var. Öğrenciler kendi dillerinde eğitim görüyor. Kadınlar özerk yönetimin her alanında söz sahibi. Silahlı devrimciler savunmada. YPG-YPJ, daha sonra QSD oldu. Bu orduda Arap, Süryani, Türkmen, Ermeni pek çok savaşçı yer alıyor."
'GERİ ADIM YOK'
Aradan 13 yıl geçmesine rağmen Şam yönetiminin Kuzey ve Doğu Suriye'ye yaklaşımın değişmediğini belirten Perwîn Yusif, "Eskiden olduğu gibi inkar ve imha politikalarıyla bir yaklaşım söz konusu. HTŞ, sanki hiç devrim yaşanmamış gibi bir teslimiyet bekliyor. Diyaloglarda yaşanan buydu. Kadınlar, haklarından edilmek isteniyor. Ancak bu haklardan geri adım atma bir durum söz konusu değil. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Kürtlerin varlığı Suriye halkları için bir renktir. Biz parçalanma istemiyoruz. Bunu isteyenler ‘tekçi’ zihniyeti savunan, halklar arasına nifak tohumu sokanlardır" şeklinde konuştu.
'TALEPLERİMİZ BİR'
HTŞ yönetime geldiğinden bu yana Suriye'deki halkların taleplerinin görmezden gelindiğini söyleyen Perwîn Yusif, Özerk Yönetim'de tüm halklar ve inançların söz sahibi olduğuna işaret etti. Perwîn Yusif, "Özerk Yönetim'de herhangi bir kuruma gittiğinizde tüm halklardan insanlarla karşılaşırsınız. Suriye'nin çok renkliliğini burada görürsünüz. Kürt halkı, kendi varlığını diğer kimliklerin yok edilmesi üzerine kurmadı. Biz çokluk üzerine bir Suriye yaratmayı planlıyoruz. Çünkü bu devrimle Suriye halkları birbirlerini tanıdı. Taleplerimiz, isteklerimiz bir oldu. Bu Süveyda halkı için de, kıyı kesimlerindeki halklar için de böyledir. Suriye halklarının geleceği için bir olursak, bu inkar sistemini birlikte aşabileceğimizi biliyoruz" diye konuştu.
MA / Ceylan Şahinli