Karabağlar'da açılmak istenen Jeotermal Enerji Santrali (JES) kuyusuna karşı açılan davanın sonuçlanmasını beklemeyen şirket yetkilileri, iş makinelerini mahalleye yolladı. Makineleri mahalleden çıkartan yurttaşlar, JES’e karşı nöbete başladı.
Çerkezköy-Kapaklı arasında tamamı ormanlık alana yapılması planlanan termik santral için Bakanlık “ÇED halkın katılım toplantısı” düzenlemek istedi. Ancak halkın tepkisiyle toplantı engellendi.
İskenderun'un tek yeşil alanı olan Ziraat Bahçesi, AKP'li belediye tarafından Sağlık Bakanlığı'na devredildi. Çevreciler ve halk, tek nefes alanının hastane yapımı için imara açılmasına tepkili.
Yıkımın sürdüğü Hasankeyf'te, AYM yıkıma onay verdi. Yıkımın onaylanmasında yetkililerin söylemleri etkili olsa da Hasankeyf, Dicle’nin sesini bastırmaya çalışan iş makinelerine rağmen direnmeye devam ediyor.
AKP’nin ülkeyi OHAL rejimi ile yönetme kararlılığında olduğunu belirten ekolojist Ertuğrul Barka, bu dönemde yaratılan ekolojik talana karşı olağanüstü bir karşı koyuşun olması gerektiğini söyledi.
Barış için Ekoloji Aktivistleri, Efrin'de bombalarla ekosistemde yaratılan tahribatın henüz doğmamış çocukların bile geleceğini çaldığını belirterek, “'Barış sözünü büyütmek zorundayız” dedi.
‘Kanal İstanbul’ projesine dikkat çekmek için 5 yıl önce “İki deniz arası” adıyla izlediği yürüyüş rotası, projenin belirlenen güzergahı ile hemen hemen örtüşen İnşaat Mühendisi ve Fotoğraf sanatçısı Serkan Taycan, bu sürede bile bölgedeki bir çok yeşil alanın tahrip edildiğini ifade etti.
"Kanal İstanbul" projesinin yaratacağı tahribatı anlatan Orman Mühendisi Besim Sertok, "Canlı yaşamına büyük oranda zarar verecek. Terkos Gölü'ndeki suyu içilmez hale getirecek. Kuzeydeki ormanlar eskiden olduğu gibi temiz ve serin hava değil kirli bir hava taşımaya başlayacak" dedi.
TÜİK verilerine göre 2010 ile 2016 yılları arasında termik santraller için kullanılan su miktarı iki kattan fazla arttı. Yeni kurulacak 60 termik santrale dikkat çeken Avukat Mehmet Oruş, önümüzdeki yıllarda içme suyu sorununun büyüyeceğini söyledi.
Sivas’ta madencilik faaliyeti yürüten şirketin arsenikli su içirdiği köylülerin başlattığı hukuk mücadelesi sürüyor. Köylülerin asıl öfkelendiren ise, TBB Başkanı Metin Feyzioğlu’nun kendilerini zehirleyen şirket yöneticilerinin avukatlığını üstlenmesi.
Akkuyu Nükleer Santrali’nin hukuki süreç tamamlanmadan kuruluşunun yasal olmadığını belirten Mersin Nükleere Karşı Platform Sözcüsü Albay Antmen, 60 yıl ömrü olan santralden geriye sadece atıkların kalacağını söyledi.
Akkuyu NGS’nin iptaline ilişkin açılan davanın reddedilmesi durumunda siyasi bir karar alınmış olacağını belirten Prof. Dr. Beyza Üstün, nükleer santrallerin yapılması halinde bütün coğrafyanın radyoaktif maddelerle kirleneceğini söyledi.
İHD Malatya Şubesi, Doğanşehir ilçesinde yapımı süren maden işletmesinin bir an önce durdurulmasını istedi.
2. Enerji Çalıştayı’nda sunumunu yapan HDP Ekonomiden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Sezai Temelli, enerji sorununun kaynağının daha fazla kazanma hırsı olduğunu söyledi.
Enerji Çalıştayı’nda konuşan MEH Sözcüsü Güner Yalçın, “Silvan ve Batman barajlarının yapılmasının asıl nedeni sulama değildir. Tarımsal sulamada kullanılacak söylemi kandırmacadır” dedi.