ESKİŞEHİR - Barış ve Demokratik Toplum Süreci’nin Çerkes halkı için de bir umut olduğunu belirten yazar Kuban Kural, Kürt meselesinin çözülmesinin Çerkes kimliğinin de bu coğrafyada yaşamasının yegane yolu olduğunu belirtti.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın başlattığı Barış ve Demokratik Toplum Süreci, Meclis’te kurulan birçok kesimin talep ve önerileriyle yol alıyor. Süreç Türkiye’de ötekileştirilen ve baskıya maruz kalan halklarda da büyük heyecan yarattı.
Devletin baskısına maruz kalan ve demokratikleşme sürecinin heyecan yarattığı halklardan biri olan Çerkes halkı da süreci destekler arasında. 19. yüzyılda Çarlık Rusyası’nın sürgün ve soykırım politikaları sonucu Osmanlı topraklarına göç etmek zorunda kalan Çerkesler, Cumhuriyet döneminde ise sistematik asimilasyon politikaları, dil yasakları ve kimliksizleştirme baskılarıyla karşı karşıya kaldı. Türkiye'de yaşayan Çerkesler, maruz kaldıkları baskılara rağmen kimliklerini koruma mücadelesini sürdürüyor.
ÇERKESLER VE SÜREÇ
Sürece dair konuşan Çerkes yazar Kuban Kural, barış tartışmalarının her yerde konuşulması ve toplumsallaşması gerektiğini söyledi. Birçok halkın devlet tarafından sindirildiğini hatırlatan Kural, devletin özel projeleri, asimilasyon ve entegrasyonun güçlü işlendiğini anımsattı. Kural, bu nedenle süreç minvalinde Çerkes, Pomak ve Lazlar gibi toplumların konuşabilmesi için daha rahat ortamların oluşması gerektiğinin altını çizdi.
'DEVLET ÖN AÇMALI'
2013-2015 çözüm sürecine işaret eden Kural, o dönemde tüm halkların taleplerini dile getirebildiğini hatırlattı. Kural, "Bu süreçte de atmosferin buna uygun bir hale gelmesi gerekiyor. Devlet mekanizması tartışmanın önünü açmalı. Toplumun bütün kesimleri birbirini anlamaya daha yakın bir dönemde. Yeterki buna dair adım atılsın, barıştan ve demokrasiden yana olunsun. Devletin böyle bir pozisyona gelmesi beklenecek bir şey olmamalı. Bu nedenle bütün sivil toplum örgütlerinin baskı oluşturması gerekiyor" dedi.
'TÜRKİYE ORTADOĞU'DA ÖRNEK OLUR'
Ortadoğu halklarının savaşla iç içe bir yaşam sürdürdüğüne işaret eden Kural, “Ortadoğu’nun herhangi bir yerinde barış atmosferinin oluşması, çok ciddi bir çekim kaynağı oluşturur. Bu anlamda Türkiye'nin elinde çok büyük bir güç var. Kürt sorunu Türkiye'nin sınırlarının dışına taşmış. Kürtlerle Türkiye'nin devlet olarak eşitlikçi, aynı mesafeden göz temasında bir ilişki kurma potansiyeli Türkiye'nin önünü Ortadoğu'da daha insani bir perspektifle hem gücünü arttıracak hem demokrasisini güçlendirecek. Bütün Ortadoğu'nun özenilen, örnek alınan bir ülke olma potansiyeline sahip olur” ifadelerini kullandı.
'BARIŞ KİMLİĞİMİZLE YAŞAMANIN YEGANE YOLUDUR'
Çerkes halkının politik bir halk olmadığına değinen Kural, “Çerkeslerin de komisyondan beklentileri var. Türkiye'nin demokratikleşmesi, Türkiye'nin Kürt meselesini çözmesi, etnisitelerle barışması Çerkes kimliğinin bu coğrafyada yaşamasının yegane yoludur” dedi.
Mecliste kurulan komisyonda Çerkes bir temsilciyi Çerkes halkının görmek isteyeceğini fakat Çerkes halkının temsilci bulundurmayı hak edip etmeyeceklerini tartışmak gerektiğini belirten Kural, “Çerkeslerin temel argümanlarını kamusallaştıracak partiler var. DEM parti onlardan bir tanesi, baskı yapılırsa belki CHP ve diğer partilerde olabilir. 2013-2015 çözüm sürecinde Çerkesler Türkiye'de hiç konuşmadıkları kadar konuşabildiler, dertlerini kamusallaştırdılar. Fakat çözüm sürecinin rafa kalkmasıyla birlikte Çerkesler çok ciddi bir sessizliğe büründü. Bu anlamda özeleştiri verecek konumdayız" dedi.
DEM PARTİ'DEN BEKLENTİ
Çerkes halkının politikleşmesi ve “Türklük Sözleşmesi”ni yırtması gerektiğinin altını çizen Kural, "Siyasallaşmadıkları takdirde Çerkeslerin Türkiye'de esamesi okunmayacaktır. DEM Parti Çerkeslerle 3-5 toplantı yaptı, ama yeterli değil. Süreç ezilen tüm halklarla birlikte yürütülmeli. DEM Parti Çerkeslerin hassas olduğu meseleleri harmanlayacak, raporlayacak ve bunu gündeme getirecek bir süreçle Çerkeslere yaklaşması, Çerkes'lerin DEM Parti’ye yaklaşımı açısından çok daha ön açıcı olacaktır” diye konuştu.
MA / Enes Beyaz