İSTANBUL - “Barış inşasında ölüye saygı ve adalet talebi” başlıklı panelde, yüzleşme vurgusu yapılarak, herkesin çözüme katkı sunması gerektiği belirtildi.
Ölüye Saygı ve Adalet İnisiyatifi, “Barış inşasında ölüye saygı ve adalet talebi” başlığıyla panel düzenledi. Kadıköy ilçesinde bulunan Moda Sahnesi’nde düzenlenen panele, çok sayıda insan hakları savunucusu, siyasetçi, aydın ve yazar katıldı.
Panelde konuşan İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Eren Keskin, yaşamını yitiren Cumartesi Annesi Emine Ocak’ı andı. Ölüye Saygı ve Adalet İnisiyatifi’nin 2019’da Garzan Mezarlığı’nın bombalanmasıyla çalışmalarına başladığını anlatan Eren keskin, “Coğrafyamız mezarsız ölüler coğrafyasıdır. Biz bu çalışmayı Şeyh Said’in, Seyit Rıza’nın mezarını öğrenmek faili meçhullerin kemiklerini bulmak için başlattık" dedi.
Panelin birinci oturumunda, “Barış inşasında ölüye saygı ve adalet arayışı” başlığıyla DEM Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Murad Mıhçı moderatörlüğünde gerçekleşti. Panelde, Cumartesi İnsanları'ndan Besna Tosun, “Ölülere adalet arayışının Türkiye’deki geçmişi”, Gazeteci Erdoğan Alayumat, “Yaşanan çatışmalarda ölülere ne oldu?” ve Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı Aydın Deniz, “Çatışma zeminlerinde farklı isimlerin ölüleri neden ve nasıl hedef haline geldi?” başlığıyla sunum gerçekleştirdi.
'KAÇ KAYIP VAR BİLMİYORUZ'
Besna Tosun, Türkiye’de kaç insanın kaybedildiğinin bilinmediğini ifade ederek, “Bu ülkede yüzlerce insan evlerinden, iş yerlerinden, okullarından alınarak, işkencelerden geçirildi. O dönemde kayıp yakınları kayıplarını aradıkları için de kaybedildi. Hala başvuru yapmayan insanlar olduğunu biliyoruz. Kayıp mücadelesi sadece aileler ve hak savunucularının omuzlarına bırakıldı. Toplumun her kesiminden her yerden bu mücadeleye sahip çıkılması gerekiyor” diye belirtti.
MEZARLARA SALDIRI
Gazeteci Erdoğan Alayumat, 40 yıldır süren çatışmalara değinerek, “Gerilla mezarlarının tahrip edilmesi yas hakkı ihlali olduğu gibi hafızayı da yok etme amacı güdüyordu. Ölüye bile saygı göstermeyen bir devlet gerçekliği var. Dini vecibelerin yerine getirilmesi bile engelleniyordu. 2000'li yıllardan önce mezarlara saldırı yoktu ancak 2000’li yıllardan sonra mezarlıklara da saldırdılar. Kayıpların failleri bulunmadan, kaldırımların altındaki kemikler çıkarılmadan barışa inanmıyorum. Barışı sadece sistemden değil barış için mücadele etmeliyiz” diye aktardı.
‘SÜRECE HERKESİN KATKI VERMESİ GEREKİYOR
Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı Aydın Deniz, devletler değişse bile zihniyetin değişmediğini vurgulayarak, “Selçuklu’dan Osmanlı’ya, Osmanlı’dan Türkiye’ye kadar her dönem yok sayılan ve acılar yaşayan bir toplumuz. Cumhuriyet tarihin Alevilerin Dersîm katliamında binlerce canların mezar yerleri belli değildir. Yeni süreçte hem toplumsal hem de barışın ve huzurun sağlanması konusunda yapılması gereken birçok şey var. Biz aleviler daha önce masada olmak istiyoruz dedik. Barış sürecinin kısmi değil herkesin çözümü olmasına katkı sağlamamız gerekiyor” dedi.
“Barış inşasında ölüye saygı ve adalet talebi” konulu ikinci oturum da Avukat Zozan Vargün moderatörlüğünde gerçekleşti. Bu oturumda insan hakları savunucusu Şebnem Korur Fincancı, “Barış inşasında yas hakkı”, DEM Parti MYK üyesi Elif Bulut “Ölüye saygı ve adalet nedir ve nasıl mümkün olabilir”, Barış Vakfı Başkanı Hakan Tahmaz “Ölüye saygı ve barışın toplumsallaşması neden ortaklaşmalı” başlığıyla sunum yaptı.
HAFIZASIZLIK
Şebnem Korur Fincancı, hafızasızlıktan beslenen bir yaklaşımın olduğunu vurgulayarak, “Yasın gerçekleştirilemediği konularda bu yası yanımızda taşıyor olmak iyilik halimizi ortadan kaldırma durumu var. Süreçte bunlara dönük adımlar atılmadan barış toplumsallaşamaz. Hem emek meslek örgütlerin hem de diğer toplumsal kesimlerin bu sürece katılması çok önemli. Birbirimizin acısını hissetmeden bu süreç başarıya götürülemez” ifadelerini kullandı.
DEM Parti MYK üyesi Elif Bulut, bir sistemde canlılara nasıl bakıldığını anlamak için ölülere nasıl davranıldığına bakılması gerektiğinin altını çizerek, “Canlıya saygının olmadığı bir sistemde ölüler bunun başından geliyor. Bu ülkede yas hakkı ve ölüye saygı olmamış. Meclis’te bir komisyon kuruluyor. Tahrip edilen mezarlıklar, faili meçhul cinayetlerinin akıbetlerinin ortaya çıkarılması, cenazesi verilmeyenlerin cenazelerinin geri verilmesi lazım. Bundan sonra ne yapacağımız önemlidir” sözlerini kullandı.
YÜZLEŞME ÇAĞRISI
Barış Vakfı Başkanı Hakan Tahmaz, 27 Şubat’ta Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın yaptığı çağrının demokratik Türkiye ve barışa çağrı olduğunu ifade ederek, “Bir barış sürecinin 3 hedefi olur. Birincisi çatışmayı ortadan kaldırmak, ikincisi silahsız çatışmayı ortadan kaldırmak üçüncüsü de bu ikisini ortaya çıkaran hak ihlallerine yönelik adımlar atmak ve sorunu ortadan kaldırmak. Sorunlarla yüzleşmek gerekir” dedi.
Panel, kapanış konuşmasıyla bitti.