ANKARA - Yargıtay “kimyasal silah kullanımı” açıklamaları gerekçesiyle TTB Merkez Konsey’in düşürülmesine yönelik alınan kararı usul yönünden bozdu.
Yargıtay, Türk Tabipleri Birliği (TTB) önceki dönem Merkez Konseyi’nin görevden alınmasına dair verilen kararı bozdu.
TTB eski Başkanı Şebnem Korur Fincancı, TSK’nin HPG’lilere yönelik kimyasal silah kullanımına dair katıldığı Medya Haber TV’de değerlendirme ve tespitlerde bulunmuştu. Bunun üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Şebnem Korur Fincancı hakkında soruşturma başlattı. Şebnem Korur Fincancı, 27 Ekim 2022’de “Örgüt propagandası yapmak” iddiası ile tutuklandı.
Yapılan yargılamanın ardından Şebnem Korur Fincancı’ya hapis cezası verildi ve tahliye edildi. Aynı zamanda savcının talebi üzerine Ankara 31’inci Asliye Hukuk Mahkemesi’de de dava açıldı. TTB Merkez Konseyi ve Şebnem Korur Fincancı’nın “birliğin kuruluş” amacına aykırı faaliyetlerde bulunduğu ileri sürüldü. Mahkeme, daha sonra konsey yönetiminin düşürülmesine hükmetti. TTB, bu karara karşı istinaf başvursa da istinaf mahkemesi kararı onadı. TTB, bunun üzerine Yargıta’a karara ilişkin itiraz başvurusunda bulundu.
KARARI BOZDU
11 Haziran’da kararını veren Yargıtay 3’üncü Hukuk Dairesi, usul yönünden kararı bozdu. Yargıtay, savcının davada davacı konumunda bulunduğunu ancak davaya ikatılmadığını, aynı zamanda konsey üyelerinin de dinlenilmediğini, bu nedenle hukuki dinleme hakkının ihlal edildiği yönünde bozma kararı vererek, dosyayı yerel mahkemeye gönderdi.
‘DAVA DÜŞMELİ!’
Karara dair açıklama yayınlayan TTB, “Verilen karar ile haklılığımız bir kez daha ortaya konulmuştur. Ancak hukuki temelden yoksun siyasi saikle açılan bu davanın sonucundan bağımsız olarak; TTB örgütlülüğüne, meslek odalarının özerkliğine, demokratik temsile saldırı niteliğinde olduğunun; anayasal hakları ihlal eden bu saldırıların sadece TTB için değil, her bir kurum, her bir birey için tehlikeli olduğunun altını bir kez daha çizmek isteriz. Nitekim seçilmişleri yargıyı kullanarak görevden almaya çalışma, meslek örgütleri ve demokratik kamuoyu temsilcilerini susturma anlayışının iktidar için devam eden bir anlayış olduğu da ortadadır. Bu sebeple örgütlülüğe, ifade özgürlüğüne, seçme seçilme hakkına müdahale niteliği taşıyan her türlü saldırıya karşı dayanışmak ve birlikte mücadele etmek ise hepimizin sorumluluğudur. Verilen bozma kararı ile yerel mahkeme tarafından davanın reddine/düşürülmesine karar verilmesini beklemekteyiz” denildi.