AMED - PKK’nin Süleymaniye’de gerçekleştireceği törenini takip etmek için Amed’den yola çıkan gazeteciler, tarihi bir ana tanıklık edeceklerini belirtti.
PKK, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın dün yayınlanan görüntülü çağrısının ardından Federe Kürdistan Bölgesi’nin Süleymaniye kentinde yarın silah bırakma töreni düzenleyecek. Siyasetçi, sivil toplum örgütü temsilcisi, gazeteci ve yazarların da aralarında olduğu bir grup, töreni takip etmek için Amed’den yola çıktı.
Süleymaniye’ye hareket eden gazetecilerden Ender Öndeş, Kenan Kırkkaya ve Candan Yıldız ajansımıza değerlendirmelerde bulundu.
TARİHİ ANLAR YAŞANACAK
Tarihsel bir ana tanıklık edeceklerini belirten Yeni Yaşam gazetesinin editörlerinden Ender Öndeş, “Umarım bundan sonrası olumlu gelişmeler olur. Tanıklık edeceğimiz şey sembolik ve önemli, sonrasında neler olacağına bakacağız. İktidar tarafından ne adım atılıyor, ne yapılıyor? Çünkü Erdoğan iktidarda kalmayı her şeyin önüne alan biri. O yüzden hem heyecan hem de endişe var. Umarım güzel şeyler olacak” diye belirtti. İktidarın atacağı somut adımın Meclis’te komisyon kurmak olduğunu dile getiren Öndeş, “Meclis komisyonlarının bir özelliği vardır. Hızlı hareket edecek mi ne yapacak? Hali hazır tutsaklarla ilgili bir çözüm ortada yok. Hala ‘silah bırakılsın’ deniliyor. Bıraksın da ne olacak? Zor bir süreçten geçiyoruz. Demokrasinin bir diyalektiği var. Demokrasi tek parçadır. Türkiye’nin hepsinde uygulayacaksın ya da öbür ihtimalde oyalıyorsun demektir” ifadelerini kullandı.
MECLİS’TE KOMİSYON KURULMASI ÖNEMLİ
Tanıklık edecekleri anları belgelemenin heyecanını yaşadıklarını dile getiren gazeteci Candan Yıldız, “50 yıllık hareket silahlı mücadeleyi bırakacağının görüntüsünü uluslararası ve ulusal kamuoyuna sunacak. Bizde o ana tanıklık edeceğiz. İzlenimlerimizi yazacağız” dedi. Silah bırakma takviminin netleşmesinden sonra yapılan görüşmelerin ve son yansıyan açıklamalarla sorunun çözümüne dair adımların hızlanacağı izlenimini edindiğini söyleyen Candan Yıldız, “Özellikle Meclis’te kurulacak komisyon çok önemli” diye belirtti.
‘ÖCALAN ETKİLİ BİR YERE SAHİP’
Bölgede kartların yeniden karıldığı bir süreçte atılan adımın önemli olduğunun altını çizen gazeteci Kenan Kırkaya da, “Bu, büyük bir emeğin, mücadelenin, direnişin sonucudur. Eğer bugün Kürtler masada ise diyalog süreci başlatılmışsa ve bu stratejiyi hayata geçirme becerisini gösteriyorlarsa kuşkusuz bu geçmişte verilen emeğin, bedelin sonucudur. Dolayısıyla bunda Sayın Öcalan’ın inisiyatifli duruşu ve iradesi belirleyici bir yere sahiptir. Sayın Öcalan, 26 yıldır İmralı’da ağır tecrit koşullarında, buna rağmen üretmeye, söz söylemeye, çözüm yolu göstermeye devam etti. Sadece son iki görüşmesinde bu tecrit biraz yumuşatıldığında, kapı hafif aralandığında bile Türkiye’de dengeleri sarstı. Yeni bir atmosfer doğdu. Siyasette etkili bir yere ve güce sahip olduğunu bir kez daha kanıtladı. Sadece Türkiye siyaseti üzerinde değil, Ortadoğu’da, bölgede ve uluslararası siyasette bu adımların büyük sonuçlarını göreceğiz. Tabi bununla her şey bitmiyor. Yeni bir başlangıçtan bahsediyoruz. Bu başlangıcın belki kendi içinde sancıları, zorlukları olacak. Ama nihayetinde Türkiye yeni bir döneme girmiş dolayısıyla bu dönemde kimsenin Türkiye’yi vazgeçirme, geri çevirme şansı, ihtimali ve gücü maalesef yok” diye belirtti.
‘HERKES KENDİNİ HAZIRLAMALI’
Siyasetin ve medyanın bir bocalama içerisinde olduğunu ifade eden Kırkaya, şöyle devam etti: “Keskin bir dönüşüm sürecinden geçiyoruz. Bu dönüşüm sürecini eski ezberler ve kalıplarla algılamak mümkün değil. Ancak Türkiye’deki medyanın, siyasetin ve düşün dünyasının buna ayak uydurması maalesef çok zor oluyor. Geçmiş ezberlerle hareket ediyorlar. Yeni döneme bunun zarar verdiğini söylemek lazım. Gerçekten yeni bir barış sürecinden bahsedilecekse, bunun için taraf olunacaksa, buna destek verilecekse öncelikle bu dilden vazgeçmek lazım. Bu yeni dile, yeni anlayışa herkesin kendisini hazırlaması lazım. Yenir bir denemde ve evredeyiz. Bunun gereğini herkes yerine getirmek mecburiyetindedir. Bu bir tercih değil artık. O nedenle herkes bunun gereğini yerine getirmeli. Meclis’teki komisyonla birlikte yasal adımların atılması ve bu konuda hızlıca bu meselenin hal yoluna girmesi içinde hükümetin üzerine düşen görevler var. Bu sadece Kürtlerin beklentisi olmaktan da çıktı. Şuan Türkiye’deki herkes nefes almak, normalleşmek istiyor. Dolayısıyla demokratikleşmenin yolu da en son geldi Kürt meselesi ile birleşti. Bugünden sonra Türkiye’nin demokratikleşmesi de herkesin rahat nefes almasının yolu da buradan geçer. Bunun içinde mutlaka adımların atılması gerekiyor.”
MA / Müjdat Can- Fethi Balaman