ANKARA - DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, süreçte bir tıkanma olmadığını belirterek, “Bizim komisyonun çalışma usulü ve esaslarına ilişkin de tüm önerilerimiz hazır. Bu konudaki taslağımız hazır” dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sözcüsü Ayşegül Doğan, partisinin genel merkezinde güncel gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Ayşegül Doğan, şu an Meclis’te görüşülen ve zeytinlik alanlar dahil doğa kıyımına yol açacak AKP’nin kanun teklifine tepki göstererek, komisyon öncesi ve sırasında doğa savunucularına yönelik Meclis’in tutumunu eleştirdi. Ayşegül Doğan, “Meclis, çiftçinin ve köylünün derdiyle ilgileniyorsa o komisyon kapılarına çiftçi, köylü ve emekçiye açmak durumunda. Orada kendi yerelinde nasıl yaşayacağına karar vermek isteyenlere açmak zorunda. İşte barış ve demokratik toplum süreci tüm bunlarla ilgili bir süreçtir. Milletvekili arkadaşlarımız insanlar komisyona girebilsinler diye ve muhalefet şerhimizi duyurmak için oradalar. Zeytinlikler şirketlerin rantı için madenciliğe açılamaz. Bizim bu konudaki ilkesel tutumumuz ve tavrımız son derece net. Bu yasa teklifi elbette komisyondan geçmemelidir” dedi.
KRİZ YOK
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın yaptığı çağrı, PKK’nin aldığı karar ve sonrasında yapılan görüşmelere dikkat çeken Ayşegül Doğan, sürecin kendi ritminde yürüdüğü ve bir tıkanmanın olmadığını paylaştı. Ayşegül Doğan, “Şu an da bulunduğumuz durum sürecin tarafları açısından kendi ritminde ilerlediğini gösteriyor. Sürecin tarafları açısından kendi ritminde ilerleyen bir durum olduğunu söyleyebiliriz. Herhangi bir tıkanıklık ya da kriz söz konusu değil. Durağanlık pratik göstergelerin kamuoyu tarafından görünmüyor olması bir tıkanıklık ve ya da kriz olduğu konusunda bir algı yaratıyor” dedi.
‘DEMOKRATİK SİYASET ALANI GÜÇLENMELİ’
Ortadoğu’da yaşanan gelişmelere de işaret eden Ayşegül Doğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hepimizin dikkatini yönelttiği, kaygıları artıran ve sıklıkla altını çizdiğimiz; Sayın Öcalan’ın değerlendirmelerinde de vurguladığı konulardan biri, Ortadoğu’daki gelişmelerdir. Ne Kürt meselesi ne de Türkiye’nin demokrasi sorunu, Ortadoğu’daki meselelerden bağımsız bir şekilde ele alınabilir. Artık bölgesel bir sorundan bahsediyoruz; bölgesel sorunlar, bölgesel gelişmelerden etkilenebilir. Ortadoğu’ya yaklaşımımız da Türkiye’deki sorunlara yaklaşımımızla aynıdır. Ortadoğu’daki sorunların da diyalog ve siyasi müzakere yoluyla çözülmesi gerektiğini düşünüyoruz. Her türlü bölgesel yayılmacılığa, güvenlikçi politikalara ve hegemonik yaklaşımlara karşıyız. Bu ortamda çatışmaların varacağı yeri kestirmek de çok zor. Hızla demokratik siyaset alanı güçlendirilmeli, demokratik gelişmelere hız verilmelidir. Çözümün anahtarının, savaş halinin son bulmasının anahtarının da güçlendirilecek demokraside ve açılacak siyasi diyalog ile müzakere kanallarında olduğunu tekrar ediyoruz.
‘BARIŞ FIRSATINI DEĞERLENDİRMEK LAZIM’
Her şey değişiyor, Ortadoğu değişiyor. Ve Ortadoğu’daki tüm ülkeler bu değişimden bir şekilde payını alıyor. Arzumuz, dileğimiz, temennimiz bu değişimin demokratik ve barışçıl bir şekilde olması. Ortadoğu’daki gelişmeleri bu şekilde değerlendirmek, böyle algılamak, böyle okumak ve buna uygun yol ve yöntemler geliştirmek durumundayız. En uygun yol ve yöntem de olmaz denilen her şeyin olduğu belki birkaç yüzyılda olacak gelişmelerin bu yüzyıla denk geldiği bu tarihsel avda çıkan tarihsel barış fırsatını değerlendirmek olur.
‘MECLİS BAŞKANI İNİSİYATİF ALMALI’
Meclis Başkanı bir inisiyatif almalı. Bu inisiyatifle parti yetkililerine, eş genel başkanları, genel başkanları ya da partinin ilgili yetkililerini toplayarak komisyon usul ve esasına ilişkin birtakım görüşmeler yapabilir. Bunu da kamuoyu ile paylaşabilir. Son olarak sayın Kurtulmuş’un yaptığı açıklamayı ve komisyonla ilgili yapıcı tutumunu tabi ki memnuniyetle karşılıyoruz. Bu kürsüden yine bir MYK sonrası yaptığımız açıklamada tam olarak 'Sözün ötesine geçmek gerekiyor' dedik. Evet iyi niyetli açıklamalara, olumlu şeyler duymaya ihtiyacımız var. Ancak yeni bir şeyler söylemek yetmiyor. Yeni bir şeyler de yapmak gerekiyor. Çünkü söylemi destekleyecek pratik göstergeye toplumun ihtiyacı var.
‘TASLAĞIMIZ HAZIR’
Demokrasi alanını, demokratikleşme alanının genişlediğini görmeye toplumun ihtiyacı var. İyilikle ilgili adımları görmeye yine toplumun ihtiyacı var. Biz siyasetçilerin görevi de bunları paylaşmak, bunun için mücadele etmek, bunları görünür kılmak. Bir an önce sayın Kurtulmuş yapılması gerekenleri yapsın artık; yetkilileri toplasın, siyasi partilerle bu konuya dair istişarelerde bulunsun. Bizim komisyonun çalışma usulü ve esaslarına ilişkin de tüm önerilerimiz hazır. Bu konudaki taslağımız hazır.”