ANKARA - Şirnex’te yaşanan sorunlara ve doğa talanına işaret eden DEM Partili Mehmet Zeki İrmez, kente karşı bir savaş başlatıldığını belirterek, “AKP iktidarı doğamızı, fethedilecek topraklar olarak görüyor” dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Şirnex Milletvekili Mehmet Zeki İrmez, Şirnex’in sorunlarına dair Meclis’te basın toplantısı düzenledi. Şirnex’in sağlık, eğitim, tarım, hayvancılık, ulaşım, altyapı ve idare yönetimi sorunlarının olduğuna vurgu yapan İrmez, aynı zamanda kaynakların yandaşlara peşkeş çekildiğini söyledi.
‘DOĞAYA SAVAŞ AÇILMIŞ DURUMDA’
Kentin doğasına savaş açıldığını da söyleyen irmez, “İkincisi işsizliğin, yoksulluğun pençesine bırakılmış bir coğrafya…Ne yazık ki birilerinin Şırnak için çizdiği pembe tablodan, markalaşmış bir kentten eser yok. Mevcut durumun izahını ve tahlilini net yapmamız gerekiyor. Şırnak’ta yaşanan ve sadece Şırnak’la sınırlı kalmayacak olan talan politikasının somut adlandırması: talan. Nedir bu strateji? Kâr ve daha fazla kâr uğruna, güvenlikçi politikaların gölgesine sığınarak, her türlü ekolojik tahribatın meşrulaştırılmasını amaçlayan bir hamledir. Bu doğasızlaştırma stratejisi doğrultusunda medya kullanılıyor, hakikatler çarpıtılıyor, talan politikası gizleniyor ve yurttaş kandırılarak ortaya mutlu, pembe bir tablo çiziliyor” dedi.
‘DOĞA YOK EDİLİYOR’
İrmez, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu talan medya ile meşrulaştırılıyor. Ağaçları, ormanları, nehirleri gösteriyorlar. Hiçbir olumsuzluk, gerçekte yaşanan kıyım kesinlikle gösterilmiyor. Yok sayılıyor. Sonrasında ise petrol kuyuları gösteriliyor. Büyük petrol rezervinin olduğu belirtiliyor. Ekonomiye yılda 10 milyar dolar katkı sağlayacağı söyleniyor. Evet, Şırnak şahlanıyor. Vali’nin yüzü gülüyor, şirketin yüzü gülüyor, Enerji Bakanı şevkle konuşuyor. İktidar milletvekilleri, kabinedeki diğer bakanlar Şırnak’ı ziyaret için sıraya giriyor. Her ay devlet erkânından kente başka bir misafir geliyor. Ama biz çok iyi biliyoruz, biz bu hikâyeyi daha önceden de dinledik, gördük ve duyduk. Özelleştirmelerde gördük. Ormanlık alanların otele dönüştürülmesinde gördük! Barajlarla coğrafyamızın yok edilişinde gördük. Kalkınma adına, geri dönüşsüz bir biçimde doğanın ortadan kaldırılışında gördük.
ASKERELRİN GÖZETİMİNDE PEŞKEŞ ÇEKİLİYOR
Şırnak’a yönelik bu aşırı ilginin, Şırnak’ın kalkınmasıyla, yıllardır çektiği zorlukların, baskının ve zulmün son bulması dileğiyle değil; yer altı ve yer üstü kaynaklarının talan edilmesinin hedeflendiğini çok net bir biçimde farkındayız. Bu güzellemeler, yok edilmeye çalışılan doğayı görünmez kılma çabasıdır! Şırnak yükselen yıldız değil; yeminli cellâtlarla çoraklaşmaya, nefessiz bırakılmaya, insansızlaştırılmaya namzet, batışa giden bir coğrafya haline getiriliyor. Yıllardır süregelen bir ağaç kıyımı, doğa talanı ve ekolojik tahribatı katbekat aşan yok etme planı söz konusudur. Ağaçlar, gençleştirme yalanı adı altında asker ve korucuların gözetiminde, iktidarın yandaşlarına, ahbaplarına, dostlarına peşkeş çekilmiş durumda.
30 BÖLGEDE AĞAÇ KIYIMI VAR
Şırnak ve ilçelerinde 30 farklı bölgede ağaç kesimleri kesintisiz devam ediyor. Besta’da, Cudi’de yaşayan köylülerden zorla, şantajla vekaletler alınıyor ve ağaç kesimleri mevzuata riayet ediliyormuş kılıfına sokuluyor. Kesim yapılan bölgeler çoğunlukla girişe yasak bölgelerde devam ediyor. Bugün, her 15 günde bir yenilenen ve adına ‘özel bölge’ denilen girişe yasak bölgeler söz konusu Şırnak ve ilçelerinde. Kimse bu alanlara giremiyor. Maalesef ki buradaki ağaç kırımının, doğa talanının ne tür felaket boyutuna ulaştığını göremiyoruz.
HEDEF İNSANSIZLAŞTIRMAK
AKP iktidarı doğamızı fethedilecek topraklar olarak görüyor. Onlar için ağacın kıymeti yok, yaşanmışlıkların kıymeti yok, doğanın ve onun içerisinde yaşayan canlıların hiç kıymeti yok. Adeta aklımızla alay ediyorlar. Şırnak bir petrol şehri değil; Şırnak, doğası yerle bir edilmiş, doğasızlaştırma ve insansızlaştırma politikasının hedefi haline gelmiş bir kenttir. Petrol arama ve çıkarma sürecinde yaşanan ve yaşatılan binbir türlü sorun söz konusudur. Öncelikle yer altında petrol arama sonucu yapılan patlamalar doğaya ciddi zararlar vermektedir. Hangi koşullarda, ne tür yöntemlerle petrol çıkarıldığı bilinmemektedir. Çünkü o bölgeler girişe yasak bölgelerdir.
İSTİHDAM POLİTİKASI YOK
Türkiye’nin en genç ikinci nüfusuna sahip Şırnak ve ilçelerinde, umutsuzluk ve sefalet dışında hiçbir gelişme yok. İŞKUR üzerinden sağlanan 6 veya 9’ar aylık geçici istihdamlar, iktidarın işsizlik oranını düşürme ve toplumu yanıltma oyunundan başka bir anlam taşımıyor. ‘Şırnak petrolü işsizliği bitirdi, esnafın yüzü güldü, oteller dolup taştı, kent adeta uçuşa geçti’ deniyor... TÜİK’in açıkladığı verilere göre işsizlik düşmüş görünüyor ama bu da başka bir aldatmaca. Sosyal yardımlarla üstü örtülmeye çalışılan bir sefalet toplumu varlığını sürdürüyor. Şırnak için hiçbir istihdam politikası söz konusu değil.
TABLO ÇOK KARANLIK
Türkiye’de tarım ve hayvancılığı bitiren AKP, Şırnak’ta da aynı politikasını sürdürüyor. Mera alanlarına giriş yasak. Doğa tahribatı sonucu hayvancılık yapılamıyor. İnsanlar köylerine gidemiyor. Bu koşullar altında hangi ekonomik faaliyet sağlıklı ilerleyebilir? Hangi ekonomik girişim başarıya ulaşabilir? Ama bunları medyada göremezsiniz! Türkiye kamuoyuna yansıtılan tek ‘hakikat’, aldatmacayla örülü çarpıtılmış gerçekliklerdir. Tablo çok karanlık. Ama bunu aydınlatmak hepimizin elinde! Şırnak’ta, güvenlikçi politikaların etkisinde doğaya ve tüm canlılara karşı yürütülen bu savaşa son verilmelidir. Biz, sürdürülebilir doğa politikalarının ötesinde, yaşanabilir bir hayat istiyoruz ve bunun mücadelesini veriyoruz. Şırnak’ın dağlarına baharın gelmesini bizden daha çok isteyecek birini bulamazsınız.”
TALEPLERİ SIRALADI
İrmez, bu sorunlara karşı yapılması gerekenlere dair taleplerini de sıraladı. İrmez, şunları talep etti: “Bir an önce ağaç kesimleri durdurulmalıdır. Maden ocaklarının faaliyetleri gerçek anlamda denetlenmelidir. Özel güvenlik bölgelerinde 15 günde bir tekrarlanan yasaklara son verilmelidir. Petrol aramaları ve üretimi, bilimsel esaslara dayanmalı ve çevresel yıkıma yol açmayacak şekilde yürütülmelidir. Şırnak’a özgü, kalıcı ve adil istihdam modelleri ortaya konulmalıdır. Toplumu yanıltmak ve kandırmak yerine, hakikatlere başvurulmalıdır!”