İSTANBUL - İstanbul’da deprem nedeniyle kurdukları çadırlarda sabahlayan yurttaşlar, toplanma alanlarının yetersizliğinden şikayet ederek, kendilerini hiçbir alanda güvende hissetmediklerini belirtti.
İstanbul, 23 Nisan'da art arda meydana gelen depremlerle sarsıldı. Merkez üssü Marmara Denizi olarak açıklanan depremlerin en büyüğü 6.2 olarak ölçüldü. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), dün yaptığı açıklamada İstanbul'da 291 artçı sarsıntının kaydedildiğini bildirdi. Çevre illerden de hissedilen depremde can kaybı yaşanmazken, toplamda 83 binada az hasar meydana geldiği açıklandı. Birçok kişi, deprem nedeniyle park, cami, apartman ve okul bahçelerinde sabahlıyor.
ÇOCUKLARIYLA BİRLİKTE PARKTA SABAHLADI
Bahçelievler ilçesinde de birçok kişi halen deprem korkusuyla halen evlerine giremiyor. Depremin ilk günü geceyi 4 çocuğuyla birlikte Şirinevler semtindeki bir parkta geçiren Fatma Demir, korkudan evlerine giremediklerini aktardı. Fatma Demir, "8-9 yıldır aynı binada oturuoyruz ve binamız eski. Yetkililerden kimse gelip bakmadı. Şu anda eve giremiyoruz. Ne zamana kadar dışarıda kalacağımız konusunda da bir tahminimiz yok ve hava çok soğuk” diye konuştu.
Fatma Demir, "Belediyenin de herhangi bir çay çorbasını görmedik. Kimden ne isteyeceğiz ki? Herkes kendi kafasına göre hareket ediyor. Bu durumun hiçbir yetkilinin umurunda olduğunu sanmıyorum. 2 gündür buradayız, hiçbir yetkiliyi görmedik. Bu parklar da güvenli değil, çünkü etrafı binalarla dolu. Hiç kimseden umudum yok, o yüzden çağrı da yapmak istemiyorum” ifadelerini kullandı.
'DEPREM ÇANTASIYLA DOLAŞIYORUZ'
Peri Yağcı, "Hayatımın en büyük şokunu yaşadım" sözleriyle deprem günü yaşadığı korkuyu anlattı. Peri Yağcı, "Binamız 50 yıllık bir bina. Ama kolonları sağlam diyorlarmış. Deprem sonrası kolonları kontrol ettik bir şey yoktu. Bekledik, akşam hava soğuduğu için eve girmek zorunda kaldık. Ama rahat uyuyamadık. Artık deprem çantalarıyla dolaşıyoruz. Çocuklar için su koyduk, kıyafet koyduk. Kendimizce bir önlem alıyoruz" diye kaydetti.
Kendilerini güvende hissetmedikleri söyleyen Peri Yağcı, "Burada binalar iç içe, dışarıya çıksan bile tehlikedesin. Toplanma alanı yok. Parklara toplandık ama parkların etrafı da bina. Binalar çökse bizi altında bulmazlar. Bizim sokağa kimse giremez. Kentsel dönüşüm lazım diyorlar. Şu binaları yıkıp yenilerini yapacaklar. O binalardan çıkanlar, 40 bin liraya yeni bir yer nasıl tutacak? Buna bir çözüm getirilmeli ki insanlar kentsel dönüşümü kabul etsin. Benim oturduğum yer şu an 15 bin lira, aşağıdaki yeni bina 40 bin lira. Ben onu nasıl tutabilirim?" ifadelerini kullandı.
'DEPREM OLDUĞUNDA YER BULAMADIK'
35 yıldır Bahçelievler’de yaşadığını ve kaldığı yerin kiralık olduğunu aktaran emekli. Sehlan Altındilek, "Büyük bir deprem olduğunda kurtulma ihtimalimiz olmadığı gibi kurtarma ekipleri de buraya gelemez. Zaten sıkışık bir semte yaşıyoruz. Bir toplanma alanımız bile yok. Deprem olduğunda yer bulamadık. En son Ataköy’de bir yerde oturduk ve akşama doğru geri geldik. Bu internetten (şirketler) de çok şikayetçiyiz. Dünyanın parasını alıyorlar. Ancak deprem olduğunda hepsi anında kesildi. Hiçbir bağ kuramadık. Çocuklarımıza ulaşamadık" şeklinde konuştu.
3 çocuk annesi Nalen Gündüz, 1999 yılındaki depreme de tanıklık ettiğine işaret ederek, "Şu an eski bir yapıda oturuyorum. Depremde, arkadaşımın oto yıkamasına gittik. Parklar girilecek gibi değildi. Çoluk çocuk izdiham oldu. İnsanların da gidecek bir yeri yok. Yapı öldürür diyorlar. Ama imkan da yok. Daha çok toplanma alanı istiyoruz. Maddi anlamda destek istiyoruz" diye kaydetti.
‘SIĞINMA ALANLARI YETERSİZ’
Ailesi ile beraber çadırda kalan öğrenci Özgür Sertçelik ise, şunları söyledi: "Annemin doğum günüydü. Onu kutlayalım derken deprem oldu. Birlikte yatağın kenarına çömeldik. Binamız da eski. Geceden beri çadırdayız. Eve girmekten korkuyoruz. Bu gece burada kalacağımız belli değil. Bence güvenli yerler, sığınma alanlarımız yetersiz. Gece de çok soğuk oluyor, çadır da soğuktan korumuyor. Herhangi bir yetkili de gelmedi buraya. Tek başımızaydık. Çadırı olmayanlar da vardı. İnsanlar mağdur, gerekli işlemlerin yapılmasını istiyoruz” şeklinde konuştu.
MA / Ömer İbrahimoğlu - Esra Solin Dal