MÛŞ - Mûş Din Alimleri Derneği üyesi Oya Yıldırım, sessizlik devam ettikçe Suriye'de Alevilere dönük saldırıların da süreceğine işaret ederek, "Beraber demokratik ve özgür bir yaşamı inşa etmeliyiz" dedi.
Suriye'de Esad rejiminin devrilmesi sonrası yönetime geçen Heyet Tahrir el Şam (HTŞ), Aleviler başta olmak üzere farklı inançlara dönük saldırılarını sürdürüyor. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin (SOHR) verilerine göre, HTŞ’ye bağlı güçlerin 6 Mart’ta başlattığı saldırılar sonucunda Lazkiye ve Tartus'ta aralarında çocuk ve kadınların da olduğu 745 Alevi katledildi. Saldılar sonrası yüzlerce ailenin bölgeden göç etmek zorunda kaldığı, terk edilen bölgelerin ise yağmalandığı belirtildi.
Mûş Âlimler Derneği üyesi Oya Yıldırım, saldırılar ve bölgedeki tehlikelere dair konuştu.
SESSİZLİĞE TEPKİ
Suriye’de Alevi ve diğer etnik inançların tehlikede olduğunu belirten Oya Yıldırım, tüm farklılıkların özgürce yaşama hakkının olduğunu söyledi. Oya Yıldırım, "Bu saldırılar sadece Alevilere yönelik değil, Suriye’deki tüm farklı etnik gruplara yönelik bir korku, sindirme ve dikta bir rejim kurma politikasıdır. Bu baskıcı politika ise İslam’la bağdaşmıyor. Din adı altında yapılan saldırı ve katliamları asla kabul etmiyoruz” dedi.
HTŞ’nin mevcut saldırılarının DAİŞ’in 2014-2015 yıllarındaki saldırılarına benzeten Oya Yıldırım, “DAİŞ, Ezidî kadınları rehin alıp, insanları katlediyordu. HTŞ de kadınları yok sayıp Alevilere dönük saldırılar gerçekleştiriyor. Mevcut saldırılara sessiz kalındığı müddetçe ardı arkası kesilmeyecektir. Devamı daha kötü şekilde gelecektir. Buna sessiz kalınmaması gerekiyor. Kendisine ‘insanım’ diyen herkesin durdurucu bir güçle ses çıkarması gerekiyor” diye belirtti.
HTŞ-TÜRKİYE İLİŞKİLERİ
Türkiye’nin HTŞ ile ilişkilerine değinen Oya Yıldırım, Türkiye’nin dolaylı olarak saldırılarda sorumluluğunun olduğunu söyledi. Bu sorumluluğun ise HTŞ ile sık sık süren görüşme trafiğinden belirgin olduğunu dile getiren Oya Yıldırım, “Türkiye bu sıkı görüşmelerden kaynaklı, muhakkak katliamlardan haberdardır. Bunca ölümün, katliamın önüne geçmedi ama bundan sonra yaşanacak saldırıların önüne geçmelidir. Katliam ve ölümlere karşı hep barıştan yana olduk ve olmaya devam edeceğiz. Her ülkeye toplumsal barış ve demokratik bir yaşam gereklidir. Türkiye’den beklentimiz Suriye’deki iç işleyişe barışçıl ve toplumcu bir şekilde destek olmasıdır” ifadelerini kullandı.
'DEMOKRATİK İSLAM' VURGUSU
İslam adı altında son yıllarda yaşanan saldırı, katliam ve siyasetin gerçek İslam ile hiçbir alakasının olmadığını vurgulayan Oya Yıldırım, mevcut İslam anlayışına karşı Demokratik İslam’ı savunduklarını belirtti. Ortadoğu’da insanların eşit ve özgür koşullarda yaşaması için inkar ve ret politikalarına karşı Demokratik İslam etrafından kenetlenme ihtiyacı olduğunun altını çizen Oya Yıldırım, şöyle devam etti: “Din adı altında yürütülen bu tür kirli politikaları tanımıyoruz. Bütün insanlık birleşerek bu soykırımları durdurmalıdır. Bu da ancak Demokratik İslam etrafında birleşmekle olur. Herkese çağrım; gelin hep beraber demokratik ve özgür bir yaşamı birlikte inşa edelim. Bütün dünyaya barışı getirelim. Sayın Öcalan yaptığı çağrıyla barıştan yana olduğunu açıkça gösterdi. Devletinde bir an önce barış için gerekli adımı atması gerekiyor. Sayın Öcalan’ın başlattığı sürecin arkasındayız ve destekliyoruz. Bu süreç başta Kürdistan olmak üzere tüm halklara barışı ve özgür yaşamı getirecektir.”
MA / Mazlum Engindeniz