HABER MERKEZİ - KCK Yürütme Komitesi Üyesi Murat Karayılan, sürecin Abdullah Öcalan tarafından yürütülmesi gerektiğini belirterek, kongrenin toplanması için saldırıların durması gerektiğini söyledi.
Federe Kürdistan Bölgesi'nde yayın yapan Channel 8 televizyon kanalına konuşan KCK Yürütme Komitesi Üyesi Murat Karayılan, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın 27 Şubat'ta yaptığı çağrı ile başlayan sürecin Kürtler açısından ulusal karakterde olduğunu ve tüm Kürtlerin bu sürece destek vermesi gerektiğini belirtti.
Dönemin kendileri açısından değişim ve dönüşüm süreci olduğunu vurgulayan Karayılan, “Önder Apo bu süreçte hiçbir koşul-şart öne sürmedi. Ancak bu konu düalist bir konudur. İki tarafı olan bir sorundur. Bir tarafın bir şey yapması için diğer tarafın da bir şeyler yapması gerekir. 1 Mart’tan itibaren de ateşkes ilan ettik. Artık top Türk devletinin sahasındadır. Devlet bu sürecin gelişmesi için kendi sorumluluklarını yerine getirmelidir. Kimileri bunu bir koşul, şart olarak değerlendiriyor ancak bu böyle değil, bir zorunluluktur" dedi.
‘KONGREYİ ÖCALAN YÜRÜTMELİ’
PKK’nin ikna olması için sürecin Abdullah Öcalan tarafından yürütülmesi gerektiğini bir kez daha hatırlatan Karayılan, “Biz mekân ve zamanı tam olarak netleştirebiliriz, bu konuda Önder Apo’nun perspektifi var. Ancak 500-600 kişinin hatta belki de daha fazla sayının katılacağı bir kongre için gerekli koşullar olmalı. Böyle bir kongrenin toplantısının gerekli koşullarının oluşmasını gerektiriyor. Daha koşullar sağlanmadan zaman geçirmeden, sürece yaymadan 'kongre yapın' diyorlar. İnsan bu şeylere şaşırıyor. Biz ideolojik-siyasi bir hareketiz. Biz böyle temel bir kararı, sağlıklı şekilde, kimsenin dışında kalmadan, ayrışmadan, kimi grupların sürecin dışında kalarak savaşı sürdürmesin diye, ortak bir karar için, Önder Apo’nun perspektifi kapsamında herkesin sürece katılımı açısından kongrenin yapılmasına ihtiyaç var. Bunun için de iknanın olması gerekir. Kongre işte bu şekilde herkes açısından bağlayıcı olacak bir karar almalı. Kongre kararı olmazsa kimileri bu süreç bizi bağlamaz diyebilir. Onun için mutlaka kongre toplanmalı. Bunun için de saldırıların durması gerekir” diye belirtti.
KÜRTLER VE HAKLARI
Dilde ve zihniyette de yeni bir süreç başlatılması gerektiğini ifade eden Karayılan, sürece stratejik yaklaştıklarını kaydetti. Karayılan şöyle devam etti: “Silah bırakma konusunda birkaç hususu söylemek istiyorum. Bu süreç birçok kesimi etkileyecek. Türk devleti Kürtlerin bölgede statü sahibi olmasını kendisi açısından tehlike olarak görüyor. Hep böyle yaklaşmıştır. Fakat bizimle devlet arasında 1990’lı yıllarda oluşan ve 2000’e kadar oluşan denge Başur Kürdistan’da statü kazanılmasını sağladı. Türk devleti ilk başlarda kendisi için kırmızıçizgi olarak değerlendirdi. Ancak o denge durumunda gelişti. Eğer Türk devleti kendi içinde Kürt halkının kimlik haklarını tanır ve iç barış sağlarsa, o zaman diğer parçalardaki Kürtlere düşmanlığın hiçbir gerekçesi, nedeni kalmaz. Ancak eğer kimlik haklarını tanımadan silah bırakılırsa, o vakit başta Başur Kürdistan olmak üzere diğer Kürdistan parçaları üzerinde büyük tehlikeler oluşur. Biz hem hareket olarak hem de tüm Kürtler olarak bir araya gelerek Önder Apo’nun elini güçlendirmeliyiz. Türk devleti hile, kandırma yollarına başvurmasın ve Kürtlerin haklarını tanısın çabası içinde olmalıyız. Bu Kürtler için milli bir meseledir."