AMED - ALİM-DER üyeleri, askeri ve siyasi operasyonların son bulması gerektiğine işaret ederek, devletin çözüm için adım atmasını istedi.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, 27 Şubat'ta Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İmralı Heyeti aracılığıyla duyurduğu "Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı" destekler sürüyor. İktidar ise çağrının ardından Kürt sorununun çözümünü kolaylaştıracak herhangi bir iyi niyet adımı atmadı. Çağrıya desteklerini açıklayan Amed Din Alimleri Derneği (ALİM-DER), iktidar ve devletten çağrıya karşılık adım atmasını istedi.
ALİM-DER Üyesi Dr. Şükrü Erdoğan, barışın Kürt ve Türkler için bir ihtiyaç olduğunu vurgulayarak, dinde kanın durması için barışın önemli olduğunu söyledi. Abdullah Öcalan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın ortaya koyduğu iradenin bu nedenle önemli olduğunu kaydeden Şükrü Erdoğan, topluma düşen görevin ise bu iradeyi sahiplenmek olduğunu dile getirdi. Erdoğan, "Çünkü Ortadoğu çok zorlu bir süreçten geçiyor. 46 yıldır süren savaşın Kürtleri de Türkleri de nereye getirdiği ortada. Umutluyuz ki bu çağrı barışın temeli olsun" dedi.
Sürecin kolay olmayacağını bunun için tarafların ciddi yaklaşması gerektiğini ifade eden Erdoğan, "Bu son 46 yıldan ders çıkarmalıyız. Ölümle, şiddetle, çatışmayla bu süreç yürümez o nedenle herkes Ortadoğu'da, dünyada, Türkiye ve Kürdistan’da bu sürece sahip çıkmalıdır" ifadelerini kullandı.
'HER GÜN SAVAŞ UÇAKLARI UÇUYOR'
Çatışmaların yoğunlaştığı 90'larda Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın birçok kez barış girişimlerinin bulunduğunu, ateşkes ilan edildiğini anımsatan dernek üyesi Melle Abdulgaffur Ateş, devletin samimi olmasını isteyerek, "Basın barış dilini kullanmalıdır. Bu sürecin hakkında konuşanlar saygılı konuşmalıdır. Bu süreçte samimi olunursa süreç çok iyi bir yere varır" diye konuştu.
Ortadoğu ve dünyada yaşanan gelişmelere işaret ederek, sürecin sabote edilmesinin taşıyacağı risklere işaret eden Ateş, "Başlayan sürecin ruhuna göre de silahlar susmalı. Her gün başımızın üzerinde savaş uçakları uçuyor, bu durum sürece terstir. Devlette samimiyet varsa PKK süreci destekleyeceğini, kongreyi toplamak istediğini belirtti. Buna göre hareket edilmelidir. Bu savaşın sonlanması için kimin elinden ne geliyorsa desteğini vermelidir" diye konuştu.
'BARIŞ ELİNİ HAVADA BIRAKMAYIN'
Savaşın etkisinin savaşanlarla sınırlı olmadığını dile getiren dernek üyesi Celal Efe, "Barışa herkesin el uzatması gerekir. En kötü barış bile savaştan iyidir. Türkler ve Kürtler bu süreçte çok yıprandı. ‘Barış için kim elini uzatırsa elini havada bırakmayın’ der ayette. Kadınlar, gençlerin gözyaşları durmalı. Ölümler sonlanmalı. İnsanları kandırarak, bir barış sağlanamaz. Bunun için dürüst olmak gerekir. Bu nedenle bütün insanlar bu barış süreci için elini taşın altına koyması gerekiyor" şeklinde konuştu.
"Barış olacaksa bu barışın içi tam doldurulmalıdır" Mele Muhammed Emin Gözönünde, "Barış hakların kabulü, adaletin, özgürlüğün kabulüdür. Barış masaya oturduğun kişinin hakkı neyse onu teslim etmektir. Fakat sen bunu yapmayıp kendi bildiğini yaparsan buna barış denmez. Onurlu bir barış olursa herkes kabul eder. Bir tarafta barış olursa bir taraftan saldırı yapılırsa bunun adı barış olmaz" diye belirtti.
'SALDIRILAR DURMALI'
Savaşın tahribatına işaret eden Melle Mahmut Şık, "Artık bu savaşa, yüreklerin yanmasına yeter demeliyiz. Bu açıdan Sayın Öcalan tarafından çağrı geldi. Bizler şartsız koşulsuz bu çağrının destekçisiyiz" dedi.
PKK’nin ateşkesine karşılık devletin de ateşkes ilan etmesi gerektiğini söyleyen Şık, "Halklarda birlikte yaşam için elinden geleni yapmalıdır. Halk bu barışa önce inanmalı, umutlu olmalı. Bunun için herkes evinde, sokağında, köyünde, mahallesinde barış için konuşmalıdır. Biz bu çağrının tarihi barışı getirmesini diliyoruz" ifadelerini kullandı.
Bir taraftan Kürtlerle barış konuşulurken, diğer taraftan Kürtlere saldırılar yapılmasının barışa hizmet etmeyeceğinin vurgulayan Melle Mehmet Tekin, "Barış olacaksa savaşlar, saldırılar olmamalı. Hükümet barış için daha fazla adımlar atmalıdır. Siyasi tutsaklar için genel af ilan edilmelidir. Savaş yapmamalı, savaş uçaklarıyla bombalama yapmamalıdır. Herkes bu savaşın son bulması için barışa destek olmalı" şeklinde konuştu.
Çağrının önemine işaret eden Melle Şehmus Kaya, "Barış adı altında bir kez daha kandırılmak, daha fazla zulme uğramak istemiyoruz. Bu sefer bu barışın kalıcı olacağına inanıyoruz. Barut kokusu yerine gül kokusu olur, umarım" dedi.
MA / Müjdat Can