İSTANBUL - Abdullah Öcalan'ın çağrısını değerlendiren yazar Ayşegül Devecioğlu, "İktidara düşen demokratikleşme konusunda adım atmasıdır" dedi.
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'nde tutulan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, 27 Şubat’ta "Barış ve Demokratik Toplum" başlıklı bir çağrı yaptı. Yazar Ayşegül Devecioğlu, dünyada geniş yankı bulan Öcalan'ın çağrısını değerlendirdi.
‘ÖCALAN HALKIN GÜCÜNE GÜVENDİ'
Öcalan'ın 2013 Amed Newrozu'nda okunan mektubunu hatırlatan Ayşegül Devecioğlu, "Şimdi yine böyle tarihi bir ana şahitlik ettiğimin bilincindeyim. Newroz'da Öcalan’ın mesajı okunurken de oradaydım ve barış isteyenler olarak çok umutlanmıştık. Fakat o sürecin sonu gelmedi" dedi.
Kürt halkının evrensel haklarının tanınması gerektiğine dikkati çeken Ayşegül Devecioğlu, "İktidar, bir hak arayışı nedeniyle başlamış olan silahlı mücadeleyi bahane ederek, bütün Türkiye’deki hak ve hukuk taleplerini bir ‘terör’ parantezi içine almıştı. Bununla bütün demokratik mücadeleyi engellemek istiyordu. Dolayısıyla bu mücadelenin içinde yer alan biri olarak Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, bütün demokrasi güçlerine çok önemli bir mücadele alanı açtı" diye belirtti.
Demokrasi güçlerinin sürecin barışa evrilmesi için nasıl bir mücadele hattı örülmesi noktasına odaklaması gerektiğini vurgulayan Ayşegül Devecioğlu, "Bütün barış süreçlerine baktığımızda her şeyden önce silah bırakma sürecin son aşamasıdır. Demokratik hakların tanınması, ifade özgürlüğünün genişletilmesi, siyasi bir af gibi adımlardan sonra gelirdi. Ama şimdi Abdullah Öcalan, demokrasi güçlerine, kendi örgütünün gücüne ve en önemlisi de kendine kulak veren halkının gücüne güvendi" dedi.
NELER YAPILMALI?
"Bu sürecin güvencesi biziz" diyen Ayşegül Devecioğlu, iktidara düşen sorumluluğun ise "demokratikleşme konusunda çeşitli adımların atılması" olduğunu kaydetti. Ayşegül Devecioğlu, "İktidar hasta tutsaklardan başlayarak öncelikle siyasi bir af çıkarması gerekir. Daha sonra meclis içerisinde bir komisyon kurulması, meclis çatısı altında ve barışın toplumsallaşması için çaba sarf edilmesi gerekiyor. Yeni anayasa sürecinde yol temizliğinin yapılması gerekiyor. Yeni anayasa uygulansa bile olabilecek şeyler. Ama bugün demokratik hak ve özgürlüklerin, en azından anayasanın uygulanmasıyla hayata geçirilmesidir. Halkın bu süreci ve birlikte yaşama imkanlarını rahat bir şekilde korkmadan ve çekinmeden konuşabileceği ortamın hazırlaması gerekiyor” şeklinde konuştu.
'HERKES DESTEK SUNMALI’
Dünyadaki barış süreçlerine benzemeyen bir barış sürecinin içerisinde olduklarını ifade eden Ayşegül Devecioğlu, şunları söyledi: "Fakat demokrasi güçleri olarak biz bundan sonra bu talepleri daha çok yükselteceğiz. Türkiye’de eli ayağı tutan herkese, başta yazarlara, aydınlar, emekçilere ve kadınlar çağrımdır; Bu ülkede herkes savaştan çok çekti. Bugün bizim çocuklarımız okula aç gidiyorsa kamu kaynaklarımız savaşa ve mermiye harcandığı içindir. Bu yüzden el ele verelim ve kim ne kadar katkı sunabilirse esirgemeyelim. Barışı hep birlikte kazanalım."
MA / Esra Solin Dal