İZMİR - İrade gaspına tepki gösteren İzmir’deki yurttaş ve kurum temsilcileri, “Kayyım sadece Kürtlerin sorunu değil, bir demokrasi sorunudur. Karşı sesi büyütmekten başka çaremiz yok. Van'dan İzmir'e o köprüyü kurmak zorundayız” dedi.
Wan Büyükşehir Belediyesi’ne, Eşbaşkan Abdullah Zeydan’a verilen 3 yıl 9 ay hapis cezası gerekçesiyle 15 Şubat’ta kayyım atandı. İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alınan Abdullah Zeydan’ın yerine ise kayyım olarak kent valisi Ozan Balcı getirildi.
Kayyıma karşı tepkiler devam ederken, İzmir’deki yurttaş ve kurum temsilcilerine mikrofon uzattık.
‘BİRLİKTE KAZANILIR’
İrade gaspına karşı Wan halkının gösterdiği direnişe dikkati çeken yurttaşlardan Utku Tutar, bu politikaya karşı tüm halkların ses çıkartması gerektiğini söyledi. Tutar, "Tepkiler yükseltilmezse yarın İstanbul ve Ankara büyükşehir belediyelerine de kayyım atanır. Buna karşı halkların bir arada sesini daha çok yükseltmesi gerektiğini düşünüyorum. Birleşe birleşe kazanacağız. Bunu eylemsellikte göstermemiz gerekiyor" dedi.
'FAŞİZME TESLİM OLMAYACAĞIZ'
Wan Büyükşehir Belediyesi’ne atanan kayyımın ne ilk nede son olduğunu dile getiren Mor Dayanışma üyesi Didar Gül, “Kürt düşmanı, Kürt halkının iradesini tanımayan bu politikaları örgütlenerek ve yan yana durarak boşa çıkarabiliriz. Kayyım politikaları tek boyutlu bir saldırı değildir. Eşbaşkanların yerine gelen kayyımlar ilk iş olarak kadın kurumlarını kapatıyor, kadın çalışanları işten çıkarıyor. Topyekun bir saldırı biçimi olarak karşımıza çıkıyor. Bunun karşısında da topyekun bir direniş örülmelidir. Bulunduğumuz her yerde bu sesi büyütmekten başka çaremiz yok. Van'dan İzmir'e o köprüyü kurmak zorundayız. Bu faşist gidişata yönelik emeğin barışın ve özgürlüğün sesini hep beraber yükselteceğiz ve ne kayyımlara ne de bu faşist gidişata teslim olacağız" diye belirtti.
‘HUKUKİ DEĞİL’
Demokratik Alevi Dernekleri İzmir Şubesi Eşbaşkanı Fırat Dikmen, üç dönemdir halkın iradesinin gasp edildiğini hatırlattı. Dikmen, "Bu irade ve hakları tanımamaktan ötürüdür. Biz de haklarımızın tanınması için kayyıma karşıyız. Kayyımlar gidici biz kalıcıyız. Kayyımların hukuka uygun olmadığını düşünüyoruz ve hukukun uygulanması için mücadeleye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
‘ONURLU BİR YAŞAM İSTİYORUZ’
Kayyım politikasına tepki gösteren Barış Annesi Şükriye Tunç da, şunları belirtti: "Halkımızın binbir emekle kazandığı hakları alınıyor. Bu devlet sadece onların değil. Sadece bir kişi ile olmaz. Bu ülke Kürdü, Türkü ve Alevisiyle var olur. Burada özgürce yaşayalım istiyoruz. Esareti, köleliği kabul etmiyoruz. Onurlu bir şekilde yaşamak istiyoruz. Herkes iradesiyle sandığa gidiyor ve oy atıyor. Neden insanların iradesi elinden alınıyor?"
'KAYYIM DEMOKRASİ SORUNU’
Yurttaşlardan Sedat Çelik ise, kayyım politikasının sadece Kürt halkının sorunu olmadığını, bir demokrasi sorunu olduğunu söyledi. İnkar ve imha politikalarının yıllardır bir sonuç vermediğini dile getiren Çelik, halk iradesinin yok sayılamayacağını vurguladı. Çelik, "Tarihimiz direnişten geliyor. Pir Seyid Rıza'nın dediği gibi; 'Biz sizin yalan ve hilelerinizle baş edemedik bu bize dert oldu ama biz de sizin önünüzde diz çökmeyeceğiz bu da size dert olsun.' Gerçekten de bunlara dert olan budur. İnkar ve imha politikalarını kabul etmiyoruz. Halk her zaman haklıdır ve mutlaka kazanacaktır” diye belirtti.