HABER MERKEZİ - Abdullah Öcalan'ın fikirleriyle Şengal ve Mexmûr'da saldırılara karşı özsavunma temelinde yeni yaşamı inşa eden yurttaşlar, "Önderliğimizi fiziki olarak aramızda görmediğimiz sürece barıştan söz etmek anlamsızdır" diye kaydetti.
ABD'nin başını çektiği uluslararası güçlerin ortaklığıyla 15 Şubat 1999'da Abdullah Öcalan'a dönük geliştirilen komplonun üzerinden 26 yıl geçti. Öcalan, Türkiye'ye getirildiği günden bu yana İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'nde tecrit altında tutuluyor. Öcalan'ın tecrit koşullarında kamuoyuna ulaştırdığı fikirleri 26 yıllık süreçte milyonlarca kişiyi etkiledi.
Kürtler, Suriye'de 2011 yılında patlak veren iç savaş sürecinde Abdullah Öcalan'ın fikirlerini esas aldı. Burada, 14 yıllık süreçte tüm saldırılara rağmen bütün halklar ve inançların içerisinde yer aldığı bir yapı inşa edildi. Bugüne kadar 74 fermanla karşı karşıya kalan Êzidîler, yine 1990'lı yıllarda köy yakmaları nedeniyle Irak'ta bulunan Mexmûr Kampı'na göç etmek zorunda kalan yurttaşlar da Öcalan'ın fikirleriyle örgütlendi. DAİŞ'e karşı verilen mücadelenin ardından Şengal'de özerk bir yapı inşa edilirken, Mexmûrlular da 90'lı yıllardan bu yana özsavunma temelinde saldırılara karşı duruyor.
GENÇLER ÖCALAN'IN İZİNDE
Şengal'de özgürleştirilmesinin ardından kurulan Êzidxan Gençlik Birliği'nin Sözcüsü Sara Botan, Öcalan'ın fikirlerini esas alarak mücadele ettiklerini söyledi. Sara Botan, "Komplocular Seyit Rıza ve Şêx Seîd'in direnişlerini bastırmak için her şeyi yaptılar, Önder Apo'yu da bu şekilde yok edip Kürt halkının haklı mücadelesini bitirmek istiyorlardı. Ancak milyonlarca insan komploya karşı ayağa kalktı. Rêber Apo'nun yarattığı bu fikir ve felsefe dünyaya yayıldı. Bu mücadele kadınlar öncülüğünde başladı" diye konuştu.
"Rêber Apo bugün sadece Kürt halkının değil bütün halkların önderidir, özgürlük umududur" diyen Sara Botan, "Biz Êzidî kadınlar da 10 yılı aşkın bir süredir onun ideolojisi etrafından örgütleniyor ve bu ideoloji etrafında kendimizi savunuyoruz. Rêber Apo bizim için özgürlük çizgisidir. Êzidî toplumu savaş isteyen bir toplum değil, barış için mücadele eder. Önder Apo da öyledir. Toplumun barışı için çabalar, mücadele eder. Çünkü Önder Apo'nun düşüncesi ve felsefesi toplumun düşüncesidir" ifadelerini kullandı.
'ŞENGAL DAĞI'NDA KARŞILAYACAĞIZ'
Öcalan'ın özgürlüğü için Şengal'de kampanya başlattıklarını ifade eden Sara Botan, "Rêber Apo, Êzidî kadınları soykırımdan kurtardı. Bu nedenle Êzidî kadınlar Rêber Apo'yu lider olarak görüyor. Rêber Apo'nun özgürlüğü için ne gerekiyorsa bizler yapmaya hazırız. Kampanyamız ikinci yılına girdi. Onun özgürlüğü bizim özgürlüğümüzdür, varlığımızdır. Bizler bu şekilde görüyor ve yorumluyoruz. Şengal'de farklı kesimlerden ve inançlardan insanlar var, birlikte yaşıyorlar. Bu birlikteliği ve fikri o bize öğretti. Bu yüzden Önder Apo'nun fikrine sahip çıkacağız" dedi.
Sara Botan, şunları söyledi: "Önder Apo, mesajlarında ve değerlendirmelerinde sıklıkla Êzidîlere değiniyor, kendilerini nasıl koruyabileceklerini anlatıyor. Bir değerlendirmesinde 'Sizler fiziken fermandan kurtuldunuz ama kendi topraklarınızda yaşamıyorsanız kültürel soykırımdan da kurtulamazsınız' diyor. Bizler bugün onun emeği sayesinde kendi topraklarımızda yaşıyor, o kültürü yaşatıyoruz. Biz Êzidîler bu emeğe sahip çıkmalıyız. Önder Apo'nun hayallerinden biri de; eğer fiziki olarak özgür olursa Şengal dağına gelmektir. 2025 yılının Önder Apo'nun fiziki özgürlük yılı olacağına inanıyoruz. Önder Apo'yu Şengal Dağı'nda ağırlamak istiyoruz. Önder Apo belki fiziki olarak aramızda değil, ama kendisi hep 'Savunmalarım neredeyse, fikirlerim nerede ise ben oradayım' der. Bizler emeğine sahip çıkacağız ve onun etrafında özgürlük çemberi olacağız."
MEXMÛR'DAKİ 'ÖZGÜRLÜK' EYLEMİ
Mexmûr Kampı'nda da bir yıldır Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğü için eylemler devam ediyor. Nöbet eyleminde yer alan isimlerden biri olan Helim Zoravayi, "Başkan Apo'yu tutsak ederek Kürtleri bitireceklerini düşündüler. Fakat Kürtler daha da güçlendi. Felsefesi daha bir okunur hale geldi. Başkan Apo hiçbir zaman tutsak edilmedi, fikirleri ve düşünceleri ile her zaman aramızda. Kürtler Başkan Apo'nun felsefesiyle yol aldı. Sadece Kürtlerin değil, dünyanın gözü Başkan Apo'nun yarattığı felsefededir. Başkanın özgürleşmesi ve akan kanın bir an önce durması gerekiyor" diye konuştu.
Helim Zoravayi, Öcalan'ın fiziki özgürlüğünü istediklerini vurgulayarak, "Yeter artık anneler ağlamasın. Herkesin elini vicdanına koyması ve sürece sahip çıkması gerekiyor. Bu süreç bizim için çok önemli bir süreç. Bu fırsatı da kaçırırsak yüzyıl geriye gideceğiz" diye kaydetti.
'FİZİKİ ÖZGÜRLÜK' VURGUSU
Eylemcilerden Salih Hevlerî, "Önderliğimiz üzerinde büyük bir komplo kuruldu. Komplo hala devam ediyor fakat amaçlarına ulaşamadılar. Önderliği yakalayarak PKK'yi tasfiye etmeye çalıştılar. PKK güçlerini tasfiye edemediler. Önderlik dışında farklı biri 26 yıl boyunca dört duvar arasında direnemez ve yaşayamazdı. Vicdanı olan herkesin komploya karşı sesini yükseltmesi gerekir" dedi.
Abdullah Öcalan'ın tecrit koşullarında çözüm için çaba gösterdiğini dile getiren Nalîn Nerexî, "15 Şubat bizim için kara bir gündür. Komplocular Kürtleri yok etmeyi hedefliyorlardı. Ama bütün saldırılara rağmen Kürt halkı direnmeye devam etti. Kürtler onun felsefesiyle donanmış ve bundan kaynaklı hiçbir güç bu halkı yok edemez. Tüm dünyada Kürtler ve dostları önderliğin fiziki özgürlüğü için çeşitli eylemlerle mücadele ediyorlar. Önderliğimizi fiziki olarak aramızda görmediğimiz sürece barıştan söz etmek anlamsız olacaktır" ifadelerini kullandı.
Bahadîn Şîn ise, şunları söyledi: "Komplonun başarılı olmadığı kanaatindeyim. Başarılı olan Önderliğimiz ve Kürt halkıdır. Hiçbir zaman da komplo amacına ulaşmayacaktır. Hem bizim hem de Önderliğimizin özgürlüğünü elde edeceğimize olan inancım tamdır. Kürt halkı ve Ortadoğu halkları için Önderliğimizin fiziki özgürlüğü çok önemlidir. Sayın Abdullah Öcalan sadece Kürtlerin değil, bütün halkların önderidir."