KESK Kadın Sekreteri Atasoy: Kadınlar öznesi olduğu politikalar istiyor

  • kadın
  • 09:08 31 Mayıs 2018
  • |
img

ANKARA - "Partiler artık, 'kadınlara şunu getireceğiz, bunu getireceğiz' söyleminden vazgeçmeli" diyen KESK Kadın Sekreteri Gülistan Atasoy, kadınların artık öznesi olduğu, söz söylediği politikalar istediğini kaydetti.

Türkiye'de baskın seçimlere giderken partiler seçim vaatlerini meydanlarda, sokaklarda halka anlatmaya devam ediyor. Olağanüstü Hal (OHAL) ilanı üzerinden geçen 22 ayın ardından binlerce kadın kamudan ihraç edildi. Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu'nun (KESK) verilerine göre, 116 bin 512 kişi ihraç edilirken bunların 22 bin 28’ini ise kadınlar oluşturdu. Yine KESK verilerinde 600'den fazla kadının 22 ayda öldürüldüğü ve kadın ve çocuk hakları savunuculuğu yapan 11 derneğin de bu süreçte kapatıldığı yer aldı. Partilerin böylesi bir tabloda açıkladıkları seçim bildirgesini, KESK Kadın Sekreteri Gülistan Atasoy değerlendirdi.
 
'MİLİTARİST REJİM KALICI HALE GETİRTİLMEYE ÇALIŞILIYOR'
 
Ülkenin baskın seçime giderken AKP'nin ayrı bir yerde tutulması gerektiğine dikkat çeken Atasoy, "Çünkü AKP bu ülkede 16 yıldır tek başına iktidar olan bir parti. Dolaysıyla, aslında vaat ettikleri bugüne kadar yapmadıklarının itirafı niteliğinde. Vaat ettikleri içerisinde bugüne kadar yaptıklarını boşa çıkarmayan, gerçeklikten uzak kadınların beklentisine uyan vaatler olmadığını net görmek lazım. 16 yıl boyunca adım adım örülen tekçi, militarist rejim bugün kalıcı hale getirtilmeye çalışılıyor" dedi. 
 
'ŞİDDETLE MÜCADELE VAAT EDİYOR AMA'
 
Şiddet ile mücadelede daha etkin olacağını vaat eden AKP’nin, kadına ve çocuğa yönelik şiddetle mücadele eden dernekleri kapattığını hatırlatan Atasoy, şöyle devam etti: “Dolayısıyla aslında böyle bir niyeti olmadığı ortada. Yine güvencesiz istihdamın neo-liberal politikalarla hızlı adımlarla ilerletildiğini görüyoruz. Göreceli olarak kadınların istihdamının arttığı söylense de aslında kadınların bakım emeğini daha görünmez kılan ve kadın emeğini bu görünmez alan içerisine sığdırmaya çalışan bir politika ile karşı karşıyayız. Güvencesiz çalışma, kadın emeğinden başlanarak yapılmaya çalışılıyor.”
 
'KADINLAR ÖZNESİ OLDUĞU POLİTİKALAR İSTİYOR’ 
 
Siyasi partilerin kadınları oy deposu olarak gördüğünü; ancak kadınlarla birlikte politika yapmayı amaçlamadıklarını dile getiren Atasoy, "Özellikle, AKP bunda en başat rolü oynadı. Partiler, artık 'kadınlara şunu getireceğiz, bunu getireceğiz' söyleminden vazgeçmeli. Bununla başlayan her cümle kadınlar açısından yok sayılıyor. Kadınlar, artık kendilerinin öznesi olduğu, söz söylediği politikalar istiyor” dedi. 
 
KESK'li kadınlar olarak, eşitlikçi, özgürlükçü, kadınlarla birlikte politika belirleyen siyasal programlar üzerinde yoğunlaşacaklarını belirten Atasoy, "Özellikle HDP'nin kadın seçim bildirgesinin kadınlar tarafından oluşturulduğu çok açık. Kadın özgürlükçü bir program olarak düşünüyorum" dedi.
 
'GÜNÜ KURTARMAYA YÖNELİK VAATLER'
 
Diğer siyasi partilerin bildirgelerinde hem kadın hem emek alanında ekonomik taleplerin öne çıktığını gördüklerini belirten Atasoy, "Bunlar günü kurtarmaya yönelik talepler; ama gerçekten sistem değiştirilmek isteniyorsa daha güçlü yer almalıydı. Kadınların yoksullaştırılmadığı, demokratik bir ekonomi modeli öngörülmeli. Kadınlar ve emekçiler için kalıcı çözümler üretilmelidir" diye konuştu. 
 
'EN ÇOK KADINLAR BARIŞ İSTİYOR'
 
Atasoy, Türkiye'de uzun süredir devam eden milliyetçi şoven dalganın varlığından da en çok kadınların ve emekçilerin rahatsız olduğunu ifade etti. Atasoy, "Partilere baktığımızda, HDP dışında barış iddiası olan siyasi bir parti yok. Ama aslında halkın, özellikle kadınların en can yakıcı sorunların başında savaş geliyor. Türkiye'de uzun süredir hem içeride hem de dışarıda savaş üzerinden geliştirilen milliyetçi şoven dalga, partilerin barıştan daha az bahsetmelerine neden oluyor. Bazı partilerin, Kürtlerin seçimlerde kilit nokta olmasından kaynaklı, anadilde eğitim ve anadilde kamusal hizmetten cılız da olsa bahsettiklerini görebiliyoruz. Ama bunun ötesinde Kürt halkının Türkiye halklarının beklediği başka bir durum var. Kürt sorunun demokratik, barışçıl yollarla çözülmesidir” ifadelerini kullandı.