İSTANBUL - HDP’nin İstanbul adaylarından avukat Züleyha Gülüm, yargıdaki cinsiyetçiliğe karşı adliye koridorlarında verdiği mücadeleyi Meclis’te devam ettireceğini söyleyerek, "HDP’de kadın vekil olarak Meclis’te olmak da feminist mücadelenin bir parçası" dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul 3’üncü bölge adayları arasında bulunan Züleyha Gülüm, yıllardır adliye koridorlarında erkek yargıya karşı mücadele eden bir avukat.
90’lı yıllardan bu yana mücadelenin farklı alanlarında çalışma yürüten Gülüm, aynı zamanda HDP’nin kurucu isimleri arasında yer alıyor. Sosyalist Feminist Kolektifi (SFK) üyesi olan Gülüm, HDP ile yolları kesiştikten sonra verdiği feminist mücadeleyi, partiden devam ettirdi. Aslen Ardahanlı olan Gülüm, üniversiteyi de İstanbul’da okudu. HDP’nin kadın çizgisini feminist mücadele ile birlikte değerlendiren Gülüm ile adaylığına dair konuştuk.
‘YARGIDAKİ CİNSİYETÇİLİĞE KARŞI MÜCADELE VERDİK’
Gülüm, yargıda cinsiyetçiliğe karşı tüm kadın arkadaşları ile mücadeleyi sürdürdüklerini söyledi. Dünyanın yarısını ve toplam emeğinin çok fazlasını kadınların oluşturduğunu dile getiren Gülüm, HDP’nin de kadının siyasetteki göz ardı edilen konumuna karşı bir politika izlediğini söyledi.
‘HDP ERKEK ADALET DEĞİL GERÇEK ADALETTEN YANA’
HDP’nin feminist kadın mücadelesinden beslendiğinin altını çizen Gülüm, şöyle devam etti: “Kadın ve feminist mücadele yıllardır süren, geçmişi ve tarihi olan mücadele. Pek çok kadın, bu mücadele içinde yaşamını yitirdi, cezaevlerine düştü. Bugün HDP kendisine kadın partisi diyebiliyorsa bunu feminist kadın mücadelesinin bir sonucu olarak görmek gerekir. HDP, kadınların özgürlüğünden eşitliğinden, erkek adaletten yana değil, gerçek adaletten yana bir parti. Tüzük ve programında da kadına yönelik pozitif ayrımcılığı uygulayan, kadın özgürlükçü yapıyı savunan bir parti. Geleceğin toplumsal şekillenmesinde yeni bir yaşamı, yeni bir toplumu yaratma iddiasında olan bir parti. HDP’nin farkı, erkek egemen sistemi değiştirip dönüştürmeye aday bir parti ve bu konuda mücadele ediyor olmasından geliyor” diyerek kadınların HDP’ye oy vermesi için nedenlerini ortaya koydu.
‘MECLİS’TE YER ALMAK FEMİNİST MÜCADELENİN PARÇASI’
Tüm kadınların özgürlüğünün yolunu açacak mekanizmaları kurmaya çalıştıklarını belirten Gülüm, “HDP’deki kadın vekiller de bu mücadeleyi, Meclis’te sokak ayağını kuran bir yerden birlikte ördüler. Kadınlar aleyhine çıkacak her politikaya orada karşı çıktılar. Kadınlar lehine yasalar önerdiler. Kadına yönelik bütün kazanımların geri alınmasını öneren politikalar uyguladılar. Meclis’ten, bunu halka ve kadınlara duyurdular. Sessiz sedasız geçirilmeye çalışılan kadın kazanımlarına yönelik yasaları gündemimize soktular. Bu açıdan HDP’nin böyle bir fonksiyonu var. HDP’de kadın vekil olarak Meclis’te olmak da feminist mücadelenin bir parçası. Bunu kadın arkadaşlarımız çok iyi yaptılar. Bu seçimde de en fazla kadın vekil sayısıyla yapmaya devam edecekler” ifadelerini kullandı.
'ADLİYELER SADECE AVUKATLARIN MÜCADELE ALANI DEĞİL’
Bir avukat olarak adliye koridorlarında verdiği mücadelenin bütünlüklü mücadelenin ayrılmaz bir parçası olduğunu dile getiren Gülüm “Ben adliyedeyken Meclis ile bağını kuran bir yerden politikamızı sürdürüyorum. Adliyeleri sadece avukatların mücadele alanı olarak görmüyoruz. Adliyedeki her davayı; avukatlar, feminist örgütler olarak birlikte takip ettik. Adliye ve yargı dediğimiz sistem, sadece avukatların uğraşacağı bir alan değil. Çünkü biz oradaki mücadeleyi de kadın aktivistlerle birlikte yürüttük bugüne kadar” dedi.
‘YARGIDA VERDİĞİM MÜCADELE DEVAM EDECEK’
Yargıdaki cinsiyetçiliğin birçok alanı, fazlasıyla belirlediğini ifade eden Gülüm, yargının aynı zamanda erkek egemenliğinin fazla görünür olduğu yerlerden bir tanesi olduğuna vurgu yaptı. Gülüm, devamla şu noktalara dikkat çekti: “Bir kadın, adliyeye gittiğinde, karakola başvurduğunda, dayak yediğinde ve şiddete uğradığında gösterilen tavır ve muamele aslında erkek egemenliğinin çok kaba haliyle yansımasıdır. Yargı da bir tür erkek şiddeti uyguluyor. Başvurduğunuzda erkek değil de kadın yargılanıyorsa aslında burada bir kez daha erkek şiddetiyle karşı karşıya geliyor kadın. Bundandır ki yargının değişip dönüşmesi kadınlar açısından çok önemli bir alan. O yüzden, biz mahkemeye giderek, duruşmaları takip ederek erkek egemenliğini açığa çıkarıp deşifre etmeye ve bunun üzerinden kadın kazanımlarını arttırmaya çalışıyoruz. Bu alanda verdiğim mücadele benim açımdan devam edecek. Ben yine mahkemelerde kadınlarla birlikte davaları takip etmeye devam edeceğim.”
KADINLARIN 3. BÖLGEDEKİ SORUNLARINA DİKKAT ÇEKTİ
İstanbul’un üçüncü bölge gibi çok farklı sorunları bünyesinde barındıran bir alandan aday olan Gülüm, o bölgede yaşayan biri olarak özgün kadın sorunlara dair gözlemlerini, “Kadınlar, üçüncü bölgede özellikle merdiven altında sigortasız ve güvencesiz çalıştırılıyor. Çok yoğun bir çalışma var ve Suriye’den göç etmek zorunda kalan kadınlar özellikle yaygın tarzda çalışanlardır. Kaçak çalışmaktan dolayı tacize, tecavüze çeşitli şiddet biçimlerine maruz kalıyorlar. Çok düşük ücretlerde saatlerce çalışmak zorunda kalıyorlar. Sadece Suriyeli göçmenler değil, tüm kadınlar için böyle. Mesai ücretleri ödenmiyor” sözleriyle aktardı.
Kadınların güvenceli, sigortalı ve emeklilik haklarının olması gerektiğinin altını çizen Gülüm, “Ulaşım ve güvenlik konusunda çok ciddi sorunumuz var. Kadınlar, sokakta gezme konusunda çok sıkıntılar yaşıyor. Duraklar kadınlara göre organize edilmiyor. Güvenliği sağlayacak hiçbir mekanizma sağlanmıyor. Üçüncü bölge ile ilgili çok fazla sorun var; ama kabaca söylediğimde hayatın kendisi zaten kadınlara göre dizayn edilmemiş. Erkeklere göre kurulmuş bir alanda da kadınlara yer açılmıyor” dedi.
Gülüm, tüm bu örneklere karşı bütünlüklü bir bakışla, “Bir kadın kenti, kadın mahallesi, bir kadın şehri nasıl olabilir? Kadınlar bu alanlarda nasıl yaşayabilir?” sorularına cevap veren yeni bir yaşamın kurulması gerektiğini söyledi.
‘HDP BİRLİKTE YÜRÜYEBİLECEĞİMİZ MEKANİZMA’
Tüm seçmenlere özelde de kadın seçmenlere çağrıda bulunan Gülüm, “Gelin birlikte çalışalım. Gelin birlikte dönüştürelim ve kadın özgürlüğünü birlikte kuralım. Biz kadınlar yan yana durursak, dayanışma gösterirsek, birbirimizin sorunlarına sahip çıkarsak ancak mücadele sonuç alabilir. Erkek dünyası kendi içerisinde kadın meselesine gelince özellikle ittifaklarını ve dayanışmalarını çok güçlü kuruyor. Buna karşı biz kadınların da el ele, kol kola yürümemiz gerekiyor. HDP de birlikte yürüyebileceğimiz mekanizmalardan bir tanesi” diye konuştu.
MA / Necla Demir