Avukat Şen: Sorun hadımla çözülemez

img

İSTANBUL - Hükümet cinsel şiddet ve istismarı önleyici tedbir olarak gördükleri kimyasal hadımın yasalaşması yönündeki çalışmalarına hız verdi. Ancak sorunun hadımla çözülemeyeceğini söyleyen Av. Diren Cevahir Şen, toplumsal cinsiyet rolleri üzerine kafa yormak gerektiğini ifade etti. 

Artan cinsel istismar vakalarına karşı hükümetin çözüm olarak gördüğü ve yasa olarak hayata geçirmeye hazırlandığı kimyasal hadıma yönelik tepkiler gelmeye devam ediyor. Meclis'te görüşülüp, kabul edilmesi planlanan düzenlemeye ilişkin konuşan Avukat Diren Cevahir Şen, kimyasal hadımın ne anlama geldiğini ve hukuki dayanağının ne olduğunu anlattı.
 
‘YANGINDAN MAL KAÇIRIR GİBİ DÜZENLEME YAPILIYOR’
 
Hükümetin benzer birçok konuda olduğu gibi bu konuyu da üzerinde tartışılmadan yasalaştırmak istediğini söyleyen Şen, konu daha önce gündeme geldiğinde kadınların tepki göstermesi üzerine geri adım atıldığını hatırlattı. Şimdi de ülkede hem savaş koşullarının yaşandığı hem de KHK ile yönetildiği bir sürecin söz konusu olduğunu dile getiren Şen, “Bir gündem başka bir gündemin yerini aldığında iktidar daha önce çok tepki gören meseleleri muhataplarına danışmadan yangından mal kaçırır gibi kaçırmayı seviyor. Bu da buna bir örnek” dedi.
 
Konuya dair 6 bakanın yer aldığı komisyona dikkat çeken Şen, “Bu konu basite alınacak, oldubittiye getirilecek bir konu değil. Kaldı ki bu komisyonun ilk olarak kadın örgütleri ve çocuklara dair çalışma yürüten sivil toplum örgütleri ile konuşması gerekirdi. Ancak iktidar tüm meselelerde asıl muhatapları dikkate almadığı gibi yine bilindik bir yönteme başvurdu. Jet hızıyla kendince bir yasal düzenleme yapma yoluna gitti” dedi. 
 
‘MESELE HADIMLA BİTMİYOR VE BİTMEYECEK’
 
Kimyasal hadım uygulamasının neye yol açıp, neyi önleyeceği konusunun muallâkta kaldığı üzerinde duran Şen, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın cinsel istismar olaylarının medyaya yansımaması için verdiği talimatı da hatırlattı.  
 
Şen, “Erkek şiddetinin ne kadar büyük boyutlara vardığını,  taciz ve tecavüzün, çocuk istismarının bu memlekette hangi boyutlara vardığını biliyoruz. Erkeklerin bu fiilleri işlerken, kadınlara şiddet uygularken, nerden beslenip kimden güç aldığını da görüyoruz. Aslında iktidar bundan rahatsız, çünkü bir yanıyla da ibrenin kendine döneceğinden korkuyor. Öyle de zaten. Kadınları korumakla görevli iktidar bu yönde hiçbir somut adım atmamıştır. Somut adım atmadığı gibi aslında erkekleri kollayıcı ve onları rahatlatıcı cümleler de sarf etmektedir. ‘Kadınlar baş tacımızdır, kadınlar anadır’ demek yerine yöneticiler erkek şiddetini önleyici mekanizmaları işletseydi, kimlik değiştirmek zorunda bırakılan kadınlar olmasaydı, erkekleri kontrol altına alıyor olsaydı, bugün biz bunları konuşuyor olmayacaktık. Mesele hadımla bitmiyor ve bitmeyecek. Mesele bir zihniyet meselesi. Mesele toplumsal cinsiyet rollerinin bu memleketin en küçük damarlarına nasıl işlediği meselesi. Hala ‘kadın-erkek eşit değildir’ diyen bir zihniyet tarafından yönetiliyoruz. Dolayısıyla bu bağlamda erkeklerin kadınlardan her türlü faydalanma hakkını kendilerinde görmeleri kaçınılmaz oluyor” diye belirtti. 
 
‘SORUNU MUHATABIYLA TARTIŞMAK GEREKİYORDU’
 
Kadınlar üzerinde tahakküm kurma hakkının iktidarlar tarafından tanındığını ve bunun sonucunun da erkek şiddeti çetelesi olarak karşılarını çıktığını dile getiren Şen, şöyle devam etti: “Eğer bu tasarı yasalaşırsa mahkemeler bilimsel mütalaa alıp sanığın, şiddetin failinin hadım edilmesi yönünde görüş bildirirse mahkeme de bu yönde karar verebilecek. Bunu uzun uzun tartışmak gerekiyor. Sorunları konunun muhatabı ile tartışmak gerekiyordu ama muhataplar ciddiye alınmayarak danışılmadı. Yine bu yol seçildi. Bu sorun falçata ya da neşter ile kesildiğinde ortadan kalkmaz. Burada başka türlü bir değişim ve dönüşüm ile sorgulama yapmak gerekiyor. Bir mahkemenin dosyayı bilimsel mütalaaya gönderip rapor aldırtarak, hadım yöntemine başvurarak istismarı ortadan kaldırmak söz konusu değil. Çünkü şiddet sadece fiili bir saldırı ile gerçekleşmiyor. Onun için topluca bir değerlendirme yapmak gerekiyor. Kim olsa erkek şiddetinin hadımla sonlanmayacağını bilir çünkü hemen hemen her gün bu ülkedeki en yerel yöneticiden en genel yöneticiye kadar herkes, hükümetin kadın bakanları bile kadınların erkeklere tabi olduklarını, eşit olmadıklarını söyleyen milyonlarca cümle sarf ettiler. Bütün erkekler de bu mesajları alıyor. Bu toplumdaki erkekler bu mesajı alırken başlarına bir şey gelmeyeceğini bilerek alıyor.”
 
Şen, kadına yönelik şiddet örneklerinin yıllardır sürdürülen kadın düşmanı politikalardan bağımsız olmadığını da ekledi.
 
‘TEPKİLERDEN ÇEKİNEN HÜKÜMETİN ALELACELE ALDIĞI KARAR’
 
Yine ‘kimyasal hadım’ denilen şeyin aynı zamanda beden bütünlüğüne yönelmiş bir saldırı olduğuna dikkat çeken Şen, bu ilkel yönteme karşı modern olanın ise toplumsal cinsiyet meselesine kafa yormak olduğunun altını çizdi. Şen, “Böylesi bir müdahale ile erkek şiddeti son bulmayacak. Kadınların kendilerini güvende hissedecekleri koşullar bu şekilde sağlanmayacak” dedi. 
 
Artan cinsel istismar vakaları karşısında oluşan kamuoyundan çekinen hükümetin böyle bir uygulamayı alelacele yasalaştırmak istediğini belirten Şen, bunu sorumlusu olunan bir gerçeğin üzerini örtme çabası olarak yorumladı. Hükümetin hızlıca bir düzenleme yaparak bu yöndeki sorumluluğunu azaltmak istediğini, bu şekilde de kendilerini aklamaya çalışıp, gelen tepkilerden kurtulmaya çalışacağını söyleyen Şen, toplumsal cinsiyet rolleri, erkeğin kadından üstün görülme hali değiştirilip dönüştürülmeden atılacak her adımın sağlıklı bir adım olmayacağını kaydetti.
 
YASAL YOLLARA BAŞVURULACAK
 
Düzenleme ile ilgili yasal yollara başvurulacağını da sözlerine ekleyen Şen,  “Meclis’ten geçtikten sonra gerek siyasi partiler gerek kadın örgütleri yüksek yargıya bu yasanın iptali ile ilgili başvuracaklardır ama yapılması gereken şey, kadın örgütlerinin, sendikaların, bu alanda çalışan vakıfların bir araya gelerek bu meseleyi tartışmasıdır. Çünkü bu erkeği ve erkekliği biraz daha güçlendiren bir uygulama. Daha eşitlikçi, özgürlükçü ve modern yasalara ihtiyacımız var. Eğer kadın erkek eşitliği sağlanmak ve kadınların özgürce sokaklarda gezmeleri sağlanmak isteniyorsa bunun çözümü hadım gibi ilkel bir şey değil, erkeklerin değiştirilip dönüştürülmesidir. Evden başlayarak okul öncesi ve sonrasında eğitim verilmesidir” diye konuştu.
 
MA / Necla Demir