Cezaevinden SKM Kongresi’ne gönderilen mesajlar: Kadınlar kazanacak

img

İSTANBUL – SKM 4'üncü Genel Kongresi’ne mesaj gönderen DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, “Savaşa, işgale karşı ses çıkarmak ve dayanışmayı büyütmek her zamankinden daha anlamlı olacaktır” dedi. Suruç ailelerinden Sultan Yıldız da, “Ülkenin en karanlık günlerini Suruç’ta başlattılar” diyerek kadınları birleşmeye çağırdı.

Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM), “Barış, yaşam, özgürlük için örgütleniyoruz” şiarıyla Aksaray’da bulunan Su Gösteri Merkezi’nde 4’üncü Genel Kongresi konuşmalarla devam etti. Cezaevlerinden gönderilen mesajların okunduğu Kongrede sık sık, “Arin’den Sibel’e yürüyoruz zafere”, “Yaşasın örgütlü mücadelemiz” ve “Jin jiyan azadî” sloganları atıldı. 
 
‘SURUÇ İÇİN ADALET HERKES İÇİN ADALET’
 
Suruç katliamında yaşamını yitiren Cemil Yıldız'ın eşi Sultan Yıldız, Suruç aileleri adına konuştu. Yıldız “Bugün bana çok zor bir görev verdiniz. Ben bu konuşmayı yaparken çok zorlanıyorum. Ama konuşmayı Suruç’ta katledilen kadınlar ve Suruç aileleri adına yapıyorum” dedi. Yıldız, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Kadınlar üzerinde büyük bir baskı var. İkinci sınıf olarak görülüyorlar. Taciz ve tecavüz hat safhadadır. Suruç katliamının 33’üncü ayındayız. Adalet noktasında hiçbir ilerleme olmadı. Yer yer polisler yargılandı; ama bu ülkenin en karanlık günlerini Suruç’ta başlattılar. Kadınlar birleşmediği süreçte biz ileriye bir şey götüremeyiz. Suruç için adalet herkes için adalet.”
 
TUNCEL: KURTULUŞ ANCAK ÖRGÜTLÜ KADIN GÜCÜYLE MÜMKÜN
 
Ardından Kandıra Cezaevi’nde bulunan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel’in kongreye gönderdiği mesajı okundu. Tuncel’in mesajı şöyle: “’Önümüzde umutla yürüyecek özgürlük yolu ve yerle bir edilecek erkek egemen bir sistem var’ diyen SKM’li kadın yoldaşlar Genel Kurulunuzu selamlıyor, başarılar diliyorum.
 
Kadınların kurtuluşu ancak örgütlü kadın gücü ile mümkündür. Yaşamın her alanında örgütlenerek, kadın dayanışmasını yükselterek erkek egemen düzeni aşabiliriz. Sizin de ifade ettiğiniz gibi, Kadın devrimi, kadın özgürlük mücadelesi 21. yüzyılın en temel mücadelesi olacaktır. Toplumun yarısını oluşturan kadınların özgürleşmesi, aynı zamanda toplumun özgürleşmesidir. Örgütlü bir kadın gücü, örgütlü bir toplum ancak özgürlüğe ulaşabilir.
 
Kadın kazanımlarına yönelik saldırıların arttığı, kadın katliamları, kadınlara yönelik her türlü şiddet, çocuklara yönelik cinsel şiddetin korkunç boyutlara ulaştığı, kadın emeğinin sömürüldüğü, güvencesiz, esnek çalışma, neoliberal sistemin emekçilere nefes aldırmadığı, modern köle haline getirdiği, işsizlik, yoksulluk sorununun giderek derinleştiği, toplumsal kutuplaşmanın yaşandığı, milliyetçi, cinsiyetçi, dinci, militarist bir toplumun iktidar eliyle inşa edilmeye çalışıldığı bir dönemde gerçekleştirdiğiniz kongrenin önemi daha da artmaktadır. Sosyalist Kadın hareketinin yapacağı tartışmalar, alacağı kararlar, kadın özgürlük mücadelesinin geleceğini belirlemede önemli olacaktır. 
 
HDK HDP BİLEŞENLERİ BASKI ALTINDA
 
Türkiye’de AKP-MHP faşist iktidarı kendileri dışında herkesi düşman olarak görmekte, devletin zor ve zulüm aygıtları ile toplumsal muhalefeti baskı altına almaya çalışmaktadır. Kadınları, akademisyenleri, demokrasi ve özgürlük güçlerini, HDK/HDP bileşenlerini baskı altına almaya, gözaltı tutuklamalarla sindirmeye çalışmaktadır. Türkiye’de yaşayan herkesi Türk, Sünni, erkek, asker vatandaş olarak gördükleri, şiddeti, savaş politikalarını derinleştirerek toplumsal kutuplaşma, yozlaşma, çürümeyi derinleştirdikleri bir süreci yaşıyoruz. Kendi yasalarını bile hiçe saydıkları bu süreçte, adalet duygusu zayıflamış, toplum birbirine güvensiz hale getirilmiştir. Hatta öyle ki komşusunu, arkadaşını ihbar eden ucube bir durumun açığa çıkartıldığını her gün deneyimleyerek yaşıyoruz. 
 
EFRİN İŞGALİ ORTADOĞU HALKLARINA YÖNELİK BİR SALDIRIDIR
 
Tüm bu yaşananlara dur diyebiliriz, demeliyiz. Bunun için yapmamız gereken kolektif kadın iradesini açığa çıkarmak, örgütlemek ve harekete geçmektir. Genel kurulunuzu özgürlüklerin olmadığı, OHAL koşullarında gerçekleştiriyorsunuz. Kürt halkının kazanımlarına yönelik saldırılar hız kesmeden devam ediyor. Efrin’e yönelik işgal-saldırı tüm Kürdistan halkına, Ortadoğu halklarına yönelik bir saldırıdır. Bu saldırılara karşı ortaya çıkan enternasyonal direniş, halkların eşitliği ve kardeşliği adına umut vermektedir. Faşizme, zulme, işgale karşı direniş, mücadele insan onurunu, yaşam hakkını, kendi kaderini tayin hakkını korumaya yöneliktir aynı zamanda. Bu anlamda savaşa karşı, işgale karşı kadınlar olarak ses çıkarmak ve dayanışmayı büyütmek bugün her zamankinden daha anlamlı olacaktır.
 
KADINLAR DÜNYAYI DEĞİŞTİREBİLİR
 
Kadınlar dünyayı değiştirebilir, ama önce kendimizden, kendi yaşadığımız alanlardan başlamalıyız işe. Kadın emeğinin, kadın mücadelesinin görünür kılınması, kadın dayanışmasının büyümesi için verdiğiniz emek ve çaba için teşekkürlerimizi sunuyor, Genel Kurulunuza başarılar diliyoruz. Yaşasın kadın dayanışması. Bijî yekitiya jinan. Jin jiyan azadi.” 
 
Tuncel’in mesajının ardından “Yaşasın kadın dayanışması” sloganı atıldı.
 
TJA: FAŞİZM KAYBEDECEK EFRİN KAZANACAK
 
Özgür Kadın Hareketi (TJA) de gönderdiği mesajında kongreyi selamladığını belirterek, şunlara yer verdi: “Kadınlar ve halklar olarak tüm dünyada yükselen cinsiyetçi, militarist, faşist iktidarlara ve onların politikalarına karşı umutla ve direnişle karşı koyuyoruz. Direnişimiz kadınların örgütlü gücünden ve dayanışmasından kaynağını alarak, eril, tekçi, militarist güçlere dur demeyi ve özgür yaşamı yaratmayı hedeflemektedir. Dünyada ve Ortadoğu’da giderek derinleşen 3. Dünya Savaşı kadınların ve halkların özgür yaşam iddiasını yok etmeye yönelirken, biz kadınlar örgütlülüğün gücümüz olduğu bilincinden hareketle, işgale, savaşa, OHAL’e ve faşizme karşı mücadelemizi bulunduğumuz her alanda kadınların birlikte gücüyle yükselteceğiz.
 
8 Mart alanlarından Newroz’a kadınların öfkeyi isyana, direnişi özgürlüğe örgütlediği bu dönemde; Çağın direnişiyle Efrîn’de vekâlet savaşlarının maskesi düşürüldüğü gibi, kadınların birlikte direnişiyle AKP-MHP tekçi zihniyetini ve faşizmi de yıkmamız mümkündür.
 
FAŞİZM KAYBEDECEK KADINLAR KAZANACAK
 
Kadınlar olarak faşizmin bize dayattığı tecride, savaşa, tek tipe, yasaklara, OHAL rejimine her zamankinden daha büyük bir emek, iddia ve çabayla sokak sokak, ev ev gezerek, kadınlarla örgütlenerek, sesimizi sözümüzü büyüteceğimize inanıyoruz. Bir kere daha Efrîn direniş ruhuyla örgütleneceğimizi, direneceğimizi ve kazanacağımızı belirtiyoruz. 21’inci yüzyılda kadının muhteşem direnişine topyekûn birleşerek saldıran işgalci ve faşist ittifaklara karşı kadın özgürlük mücadelesinin ittifakıyla alanlarda direnişte olacağız. Tüm renkleriyle, sesiyle ve sözüyle kadınların 8 Mart ve Newroz da haykırdığı bahar coşkusunu; Efrîn direniş ruhuyla sömürgeciliğe ve faşizme karşı direnişimizle büyütelim. Biz TJA olarak Sosyalist Kadın Meclisleri 4. Kongrenizi bir kez daha sevgi ve saygıyla selamlıyor, başarılar diliyoruz. Faşizm kaybedecek, Efrîn kazanacak! Faşizm kaybedecek, kadınlar kazanacak!”
 
Daha sonra kürsüye çıkan İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, kadınların yaşadığı hak ihlallerini anlatarak, birleşik mücadele mesajı verdi. KESK Şubeler Platformu Üyesi Ayfer Koçak da KHK’lerle ihraçlara değindi.
 
AVRUPA SOSYALİST KADINLAR BİRLİĞİ: KADINLAR DİRENİYOR
 
Avrupa Sosyalist Kadınlar Birliği de kongreye şu mesajı gönderdi: “Dünya halkları bugün açlık, yoksulluk, işkence, katliam, soykırım ve kölelikle terbiye edilmeye çalışılıyor. Ortaçağa ait dinci gericilik kışkırtılıyor, besleniyor. Dünyada ve yaşadığımız Avrupa topraklarında kadına yönelik şiddet hızla artıyor. Kadınların hakları ve yaşam alanları gasp ediliyor. ABD, Rusya ve AB emperyalistlerinin, Türkiye’de AKP- Saray diktatörlüğü ile yaptıkları kirli pazarlıklar sonucu İslamcı- faşist çeteler ve TSK ile birlikte Rojava’da, Efrin işgal altındadır. TSK ve İslamcı faşist çeteler dün Kobana'de, Şengal'de  erkek egemen şiddetin en yalın ve en vahşi biçimiyle kadın düşmanlığında sınır tanımadı. Savaş ve işgal, kadınlar için tecavüz ve ölüm demektir. Kadın bedeninin işgal edilmesi demektir.
 
AKP-Erdoğan diktatörlüğünün kadınları iradesizleştirme saldırıları kadın örgütlerine yönelik kat be kat artarak sürüyor. Kadın özgürlük mücadelesinin örgütlü sesi SKM'ye yönelik gerçekleşen gözaltı- tutuklama saldırıları asla kadınların iradesini kıramayacaktır. Çünkü kadınlar; direniyor! Tüm bu zulme karşı kadınlar ‘Susmuyoruz, biat etmiyoruz, korkmuyoruz!’ diyerek, haklarına ve yaşam alanlarına sahip çıkıyorlar… Kadınlar; gerici karanlığı yaracaklarını haykırarak, Efrin’de kadın devriminin gücüyle Rojava'da can bedeli gerçekleşen yeni yaşama, eşitlik ve özgürlük adına direniyorlar…
 
Faşizme, tek adam diktatörlüğüne karşı direnen kadınların örgütlü gücü siz SKM'li kadın yoldaşlarımızın ‘Barış, Yaşam, Özgürlük İçin Örgütlenmeye’ şiarıyla düzenlediği 4. Kongrenizi bir kez daha sevinç ve coşkuyla selamlıyoruz! Tüm kadınları; savaşa, köleliğe, şiddete ve geleceksizliğe karşı örgütlenmeye, birleşik kadın mücadelesini örmeye çağırıyoruz.” 
 
TUTUKLU GAZETECİLER: ASLA GERİ DURMADIK
 
Tutuklu ETHA muhabirleri İsminaz Temel ve Havva Cuştan da gönderdikleri mesajda mücadeleden geri durmayacaklarını belirterek şunları kaydetti: “Özgecan’ın katledilmesinin ardından sokağı saran isyanını, cinsel istismar, taciz ve tecavüze karşı ‘bedenimiz bizimdir’ diyen haykırışınız, sevdayı metalaştıran 14 Şubatlarda ‘öldüren sevgi istemiyoruz’ diyen sesinizleydi, sesimiz. Bizler de haber takipleri sırasında sahada erkek egemenliğine karşı duruşumuzla, mücadelemize vücut olmaya çalıştık. Kadın isyanı büyüdükçe daha coşkulu haberler yaptık. Kadınların renkleri sardıkça dört bir yanı, gökkuşağı ile bezedi fotoğraf karelerimiz. Asla geri durmadık ezilenin ezileni olan kadınların sesi, soluğu olmaktan. Şimdi tutsak olsak da, aklımız ve yüreğimizle dışarıdayız, yanınızdayız. Kadınların özgürlüğü için varsa ödenmesi gereken bedel, bu da bizden olsun. Duvarın bu yanında, sizinle yine alanlarda olmanın heyecanını biriktiriyoruz. Biliyoruz ki, sokaklarda özgürce yürüyeceğimiz, katledilmeyeceğimiz ve daha mutlu haberler yapacağımız özgür günler yakın. Yakında görüşmek umuduyla!”
 
YILMAZ: CİNSİYETÇİLİK MİLLİ EĞİTİM’İN ELİYLE YAPILIYOR
 
Özgür Genç Kadın Üyesi Helin Yılmaz da, gençlerin yaşadığı sorunlara dikkat çekerek, “Cinsiyetçiliği Milli Eğitim’in eliyle yapıyorlar” dedi. Öğrenciler üzerindeki baskılara değinen Yılmaz, çok sayıda öğrencinin tutuklu olduğunu ve bunların neredeyse yarısının kadın öğrenciler olduğunu söyledi.
 
TUTUKLU MYK ÜYELERİ: SUSMUYORUZ KORKMUYORUZ İTAAT ETMİYORUZ
 
Tutuklu SKM MYK üyeleri Pınar Türk, Sezin Uçar, Deniz Aktaş ve Meclis Üyeleri Özlem Gümüştaş, İsminaz Temel, Didar Gül ise mesajlarında kongrenin heyecanını hapishanelerde yaşadıklarını belirterek şunları kaydetti: “Saray kadın iradesini teslim almak, kadın özgürlük mücadelesinin kazanımlarını elinde tutmak için başta HDP Eş Genel Başkanına, kadın milletvekillerine ve bileşenlerine saldırdı. OHAL ile kadın mücadelesi engellenmek istendi. Fakat ‘susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz’ diyen kadınların iradesi karşısında defalarca yenilgiye uğradı.
 
Yıllardır alanlarda beraber olduğumuz kadınlar bu sene onca yasak ve saldırıya rağmen 8 Mart’ta kent meydanlarını doldurdu. Tüm savaş politikalarına OHAL ve baskı uygulamalarına rağmen kadın iradesi ve özgürlük mücadelesinin gerisinde durulmayacağının göstergesi oldu. Kadın özgürlük mücadelesi, talepleriyle tüm dünyayı sardı. Genel sözümüz dahil birçok GM ve MYK üyelerinin tutsak bulunduğu SKM, bu süreçte de yaşamak için özsavunmasını kullanan kadınların yanında yer aldı. Kadın kurumlarını kapatan KHK’lara karşı mücadele etti. Tacize, tecavüze, yaşam hakkına karşı mücadelesini 5 bin yıllık öfkeyi kuşanarak devam ettik. Böyle zorlu bir süreçte kongre toplama iradesini gösteren siz yoldaşlarımızı, kızkardeşlerimizi selamlıyoruz. Hapishanedeki SKM yöneticileri olarak yeni sözcü ve üyelerimize başarılar diliyoruz.”
 
Konuklar da kısa konuşmalar yaptıktan sonra Kongre, basına kapalı olarak devam ediyor.