WAN – Demokratik Birlik İnisiyatifi Sekretaryasından Diba Keskin, dil yasağının Kürtlerin kök salmasını engellemeye yönelik olduğunu belirterek, "Bugün biz Kürtler dilimize sahip çıkıp yaymazsak yok olacağız" dedi.
Wan'da 10-17 Aralık İnsan Hakları Haftası kapsamında, "İnsan hakları ve anadilde eğitim, kimlik, eşitlik ve adalet" başlıklı panel düzenlendi. Reyâ Armûşê (İpekyolu) ilçesi Sanat Galerisi'nde düzenlenen panele, Avukat Veysi Atay ve Demokratik Birlik İnisiyatifi Sekreteryası'ndan Diba Keskin panelist olarak katıldı. Sivil toplum örgütleri tarafından düzenlenen panelin moderatörlüğünü ise Kürt Kültürünü ve Dilini Geliştirme Derneği (KURDİGEH) üyesi Gökhan Işık yaptı.
Panelde sunum yapan Avukat Veysi Atay, "Anadilde ve insan haklarında, kimlikte tartışma yapıyorsak bu bizim bir yol kat ettiğimiz anlamına geliyor. Bizler kendi haklarımızı bilmemiz gerekiyor. Bizler biz çok haklarımızdan mahrum kaldık. Bunlardan biri de anadilimizden mahrum kalmamızdır. Birçok bildirge de bile hala Kürtçe çeviri yok. Devletin her dili ve hakkı bilmesi tanıması gerekiyor. Yerli haklar bildirgesinde, eğitimin, anadilde eğitim kolektif bir hak olarak tanınıyor. Avrupa Konseyi ulusal azınlıkları koruma bildirgesi ise kültür ve birçok alanda ana dil zorunludur. Diller önündeki bu yasaklar engellenemedi. Demokratik bir toplumda bu haklar tanınmıyor, bu hakların tanınması gerekiyor" diye konuştu.
'DİL, İNSAN HAKLARININ TEMELİ OLARAK ANILIYOR'
Anadilde eğitiminden bahsederken hayalden değil, demokratik bir toplumdan bahsedilmesi gerektiğine dikkat çeken Atay, "Her alanda demokratik bir umut yaratılmalıdır. Dil, insan haklarının temeli olarak anılıyor. Bir insan dilinden uzak kalmışsa kimliğinden de uzak kalıyor. Anadilde hakkından bahsettiğimizden, bu hak kolektif ve toplum hakkı olarak ele alınmalıdır. Anadilde eğitimden bahsettiğimizde devlet ona göre bir yasa geliştirmelidir. Devlet bunları yapmayınca anadildeki hakları yerine getirmiyor. Kanun mekanizmaları yerine gelmeli ki anadil hakkı uygulansın. Demokratik toplumlarda herkes birlikte bu hakları uygulayıp yerine getiriyorlar. Dilimizi tanımamız için anadilde eğitim almamız gerek" ifadelerini kullandı.
'DİL SADECE İLETİŞİM DEĞİLDİR'
Anadilin kimlik ve varlık olduğunun ifade eden Demokratik Birlik İnisiyatifi Sekretaryasından Diba Keskin ise, anadilin her alanda kabul edilmesi gerektiğini vurgulayarak, "Bir insan kendi dilinde konuşmadığında, onun sesi yapay olur kendi sesi olmaz. Kendi anadilimizden uzak bir dil kullandığımızda içten gelen bir konuşma ve dil olmaz yapay olur. Dilin yasaklanma sebebi nedir? Neden Kürtçe şarkı kasetlerini sakladık? Bu yasaklanma ve saklamalar hepsi kendi kökümüzün saklanması ve yasaklanmasıydı. Dil sadece iletişim değildir. Dil vatandır, kimliktir, hafızadır ve varlıktır. Biz dilimizden kopunca sadece dilden değil, kendi tarih ve varlığımızdan koparız. Devletler bizim dilimizi yasakladı ve konuşmamızı yasakladı. Bizler kendi topraklarımızdan, tarihimizden ve dillimizden kopamayız. Bizler kendi dilimiz ile düşündükçe varız. Çocuklarımıza dilimizi ve tarihimizi anlatmadıkça çocuklar kendi dili için çalışmaz" şeklinde konuştu.
'HER YERDE KÜRTÇE KONUŞULMALI'
Teknoloji, hukuk ve birçok alanda gelişseler bile kendi anadillerinde çocuklara bir aktarım yapılmasa çocukların birçok alanda geri kalacağını söyleyen Diba Keskin, "Anne ve babaların dillerine sahip çıkmaları gerekir ki çocuklar dillerine tarihlerine sahip çıksınlar. Çocukları kendi anadillerindeki dünyaya çekmeliler. Her yerde Kürtçe konuşulmalı. Bir insan kendi anadilinden uzaklaşıp başka dile yönelse, sistemin ona uygulamak istediği tüm politikaları kabul etmiş olur. Kendimizi kaybetmeyelim. Kendi içimizde, kurumlarımızda Türkçe konuşsak bunca yıl verilen mücadelenin ne anlamı kalıyor. Yıllardır kendi anadilimiz için verdiğimiz bunca çaba ve bedellerin anlamı kalmaz. Bugün biz Kürtler dilimize sahip çıkıp yaymazsak, yok olacağız. Her Türkçe konuştuğumuzda, toplumumuza ve varlığımıza zarar veriyoruz" diye belirtti.
Panel soru ve cevaplar ile son buldu.
