DÊRSIM - Mazgêrt’te Sit alanı olarak ilan edilen İn Vadisi avcıların hedefinde. Yurttaşlar hem yaban hayvanlarını katleden hem de kendi yaşamlarını tehdit eden avcılara karşı bir an önce önlem alınması çağrısı yaptı. 

 

Dêrsim’in Mazgêrt (Mazgirt) ilçesine bağlı köylerde son haftalarda artan avcılık faaliyetleri doğayı tehdit ediyor. Tarım ve Orman Bakanlığı, 2025-2026 Avlak Haritası’nda, Devlet Avlağı olarak yer alan Mêzgirt ilçesine bağlı Koterîç, Sorek ve Dirban köylerinin kırsalında bulunan İn Vadisi’nde kontrolsüz şekilde avcılık yapılıyor. 

 

Üç köyün sınırları içerisinde bulunan vadi içerisinde kaya mezarları ve eski yerleşim alanlarının bulunması nedeniyle 2011 yılında Erzurum Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından tescillenerek birinci derece Sit alanı olarak ilan edildi. Ancak vadide, “av sezonunun” başlamasıyla birlikte çevre illerden av için gelen avcılar, bölgede yaşayan yaban hayvanlarını öldürüyor. 

 

Vadi sınırları arasında yer alan Sörek köyü sakinleri, özellikle hafta sonları silah seslerinden uyuyamadıklarını ve kontrolsüz yapılan avcılıkla sadece hayvan türlerini değil, ekosistemin bütününü tehdit edildiğini belirtti. Köylüler, buna bir önce son verilmesini istedi. 

 

İMZA KAMPANYASI BAŞLATILDI

 

“Avcılığa” karşı yurttaşlar, kendileri de dahil olmak üzere bölgede “av” yasağı ilan ettiler. Köylüler, yaşam alanlarında yapılan avcılık faaliyetlerine karşı imza kampanyası başlattı. Şu ana kadar 200 imza toplanırken, imzalar avukatlar aracılığıyla Tarım ve Orman Bakanlığı’na verilecek.       

 

‘AVCILAR KÖYLÜLERİ TEHDİT EDİYOR’

 

Yapılan “avcılığa” ilişkin konuşan Sörek köyünden Ayhan Karayol, özellikle hafta sonları kalabalık gruplar halinde bölgeye gelen avcıların yabani hayvanları katlettiğini söyledi. Buna karşı çıkan köylülerin avcılar tarafından tehdit edildiğini ifade eden Karayol, “Doğamızı bu gibi şeylerle katlediyorlar. Her defasında 10-15 kişi geliyor. Geçen gün Bingöl’den gelen bir avcı ile burada yaşayan bir köylümüz bu konu yüzünden karşı karşıya geldi. Köylümüz, ‘Kendi tapulu arazisinde bunun yapılmasını istemediğini’ söyledi. Buna karşı geldiği için avcı tarafından olmadık hakaretlere uğradı” dedi.

 

Avcılar yüzünden bölgelerindeki dağkeçisi sayısının azaldığını söyleyen Karayol, “Geçen sene de bunu yaptılar. Biz bunu istemediğimizi belirtmek için karakola gidiyoruz. Karakol bizi ciddiye almıyor. Bunlar doğamızı katlediyorlar. Hiçbir şey bırakmıyorlar. Biz avcılık yapanlara uyarıda bulunup avladıkları hayvanları göstermelerini istiyoruz ama onlar ‘siz kimsiniz?’ diye tepki gösteriyor.  Denetleme olmadığı için onlarda istediği kadar vuruyor. Hakkı 2 taneyken,10 tane vuruyorlar. Avlandıktan sonra karakolun olduğu yerden değil su kesildiğinden kaynaklı dereden Kovancılar’a geçiyorlar direk” diye konuştu.   

 

‘BEN ASKERİM’ 

 

Yalnızca Sörek de değil Karatepe, Kızılkale köyünde de aynı durumların yaşandığını belirten Karayol, defalarca uyarılarına rağmen önlem alınmadığını söyledi. Dağkeçisi, keklik ve tavşanların avlandığını söyleyen Karayol, “Geçen sene de Obrukaşı köyünde köylüler bize avcılık yapılıyor diye haber verdi, biz gittiğimizde dağkeçisinin başı oradaydı. Karakola haber verdik ama bir şey yapılmadı. Kimi ‘ben askerim’ diyor, kimi ‘ben özel timim’ diyor. Asker olabilirsin ama bu doğayı niye katlediyorsun? Her tarafı niye tahrip ediyorsun” diye sordu.  

 

‘YAŞAMAYA HAKKI VAR’ 

 

Güne silah sesleriyle uyandıklarını ifade eden Rıza Eyüpoğlu, “Bundan rahatsız oluyoruz. Buradaki bütün canlılara saygı duyuyoruz. Buradaki çevre köyler ve biz burada yaşayan canlılara kıyamıyoruz, onların da yaşama hakkı var diyoruz ama başka illerden buraya gelip avcılık yapılıyor. Onların burada ne işi var? Rahatsız oluyoruz. Gelenlerin ‘2 keklik vurma hakkı var’ diyelim ama çantasını doldurup gidiyor. Burada bir sürü dağkeçisi var onlar silah sesini duydukça bir o tarafa koşuyor bir bu tarafa. O hayvanların avlanmasıyla buradaki denge de şaşıyor.  Bir tane keklik yılda bin tane kene topluyor. Yazın kımıl buğdaylara dadanıyor, çiftçiyi mahvediyor ama keklik onu yiyor. Doğanın dengesini bozmayın. Burada yaşayanlar olarak kendi içimizde avı yasakladık. İçimizden biri böyle bir şey yaparsa rezil ederiz.  Kekliğin de, ceylanın da yaşamaya hakkı var” diye konuştu.  

 

Avcılardan rahatsız olduklarını ve bunun için yetkililere dilekçe verdiklerini söyleyen Furkan Aslan, “Burada dağ keçilerini katlediyorlar. Köpekler onların postlarını köyün içine kadar getiriyor. Avcıların gelip bizim kuşlarımızı katletmesini, doğamızı katletmesini istemiyoruz.  Her canlının yaşama hakkı var” dedi.

 

DOĞANIN DENGESİNİ BOZUYORLAR

 

Mehmet Sezgin, “Gelip burada ne bir keklik bırakıyorlar ne de başka bir yaban hayvanı. Bizler buna karşıyız. Amacımız doğa nasıl yaratıldıysa öyle kalması. Kontrolsüzce yapılan bu avcılık doğanın dengesini bozuyor” şeklinde konuştu.   

 

‘EVLER DE AVCILARIN HEDEFİ OLDU'

 

Evinin avcıların sıktığı kurşunların hedefi olduğunu söyleyen İsaf Çelik, avcılar yüzünden dışarı çıkmakta tedirgin olduğunu ifade etti. Dört bir yandan silah sesleri geldiğini söyleyen İsaf Çelik, “Ben ne yapacağım? Evimin duvarları saçma izleriyle dolu. Bize isabet ederse ne olacak, bunun hesabını kim verecek? Gündüzü geçtim gece de bu şekilde. Bıktık artık her gün onlarla kavga ediyorum. Onlara kızdığımda da bana ‘karakola git’ diyorlar. Karakola söylediğimde de ‘Biz bir şey yapamayız. Ruhsatı var’ diyorlar. 2 aydır halimiz böyle. Benim kapıma gelip silah sıkamazlar, bu kabul edilemez. Geçen benim horozumu vurmuşlar. Ben bunlara ne diyeceğim? Nereye şikayet edeyim bilmiyorum” diye belirtti. 

 

YETKİLİLERE ÇAĞRI

 

Doğalarının yok edilmeye çalışıldığını söyleyen Cafer Yurtsever, “Avlanmaya karşıyız, bunula doğamızı tabiatımızı yok etmeye çalışıyorlar. Özellikle İl ve ilçe tarım görevlerini yerine getirmiyor. Neden? Çünkü Mazgirt bölgesinde kımılla mücadele edilmektedir. Bunu biliyorlar ama bu mücadelede çok önemli olan kekliklerin avlanmasına ses çıkarmıyorlar. Burası tarım arazisi, avlanma alanı değil. Yıllık 7 bin dönüm arazi ekimi var, buna karşı il ve ilçe tarımı göreve davet ediyoruz” dedi.

 

MA / Şilan Şirvan Çil