Öcalan'ın avukatı: İktidar, barış isteğini AİHM kararını uygulayarak gösterebilir

img
İSTANBUL - Abdullah Öcalan’ın avukatlarından Emran Emekçi, "Siyasi irade Kürt-Türk demokratik ittifakından yana bir barış istiyorsa, bunu 11 yıldır uygulanmayan AİHM kararını uygulamaya başlayarak gösterebilir" dedi. 
 
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'nde tutulan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın 9 Ekim 1998'de Suriye'den çıkarılmasının üzerinden 27 yıl geçti. Uluslararası komplo süreci, Öcalan'ın 15 Şubat 1999’da Türkiye’ye getirilmesiyle devam etti. Ancak Öcalan'ın imhasının ve PKK'nin tasfiyesinin hedeflendiği komplo hedefine ulaşmadı. Öcalan, ağırlaştırılmış tecrit koşullarına rağmen fikirleriyle Kürdistan ve Türkiye başta olmak üzere tüm dünyada milyonları etkileyen bir konumda. 
 
Abdullah Öcalan'ın avukatlığını yapan Asrın Hukuk Bürosu'ndan Emran Emekçi, komplonun hedeflerini ve sonrasında yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. 
 
Abdullah Öcalan’ın Suriye'den çıkarılmasının üzerinden 27 yıl geçti. Uzun yıllardır Öcalan'ın avukatlığını yapıyor ve bu süreci yakından takip ediyorsunuz. Tüm bu süreci göz önünde bulundurduğunuzda, komplonun bölgeye ve ülkeye etkilerine dair neler söylersiniz?
 
Günümüzde bölgede ve dünyada yaşanan gelişmeler neredeyse herkes tarafından 3. Dünya Savaşı olarak tanımlamakta. Oysa Sayın Öcalan bu tespiti, 9 Ekim 1998’de Suriye’den çıkarılmasının ardından 15 Şubat 1999 tarihinde korsanca kaçırılarak İmralı tecrit sistemine alındığı ilk günden beri yapmıştı. Uluslararası komployla Suriye’den çıkarılmasını 3. Dünya Savaşı'nın ilk adımı olarak tanımlamış, ikinci adımının Irak ardından Suriye’nin düşürülmesi olacağını, sonra sıranın diğer ülkelere geleceğini birçok kez söylemişti. 26 yıllık İmralı sürecinde bu öngörülerinin gerçekleştiğine şahit olduk.
 
Öcalan’ın demokratik çözüm ve barış çabalarına etkili bir yanıt verilmemesi hepimiz için kayıp olarak tarihe geçti. Bu nedenle her zamankinden daha fazla Kürt-Türk demokratik ittifakına ihtiyaç vardır. 
 
Sayın Öcalan, İmralı’ya alındığı ilk günde hatta öncesinde daha uçaktayken komplonun Kürt-Türk savaşını derinleştirme amacı taşıdığının farkındaydı. O süreçte bir avukat görüşmesinde, kendisinin bir ateş topu gibi Türkiye üzerine atılarak sonu gelmez Türk-Kürt savaşına yol açılmak istendiğini söylemiş, bu oyunu bozmak için İmralı konumunu Türk-Kürt demokratik ittifakı ve barışını sağlayarak komployu boşa çıkarmak olarak belirlemişti. Bu temelde dikkat edilirse İmralı süreci boyunca avukat görüşmelerine ve savunmalarına damgasını vuran hep bu yönlü demokratik çözüm ve barış çabaları olmuştur. Eğer bu tutuma doğru yaklaşım gösterilseydi daha 99’lu, 2000’li yıllarda sorun çözülebilirdi. O dönem sınır dışına çıkmış, kongre kararıyla silahlarını bırakıp demokratik cumhuriyete katılmak için bekleyen silahlı güçlere yönelik yasal düzenleme yapılmadı. Sonraki dönemlerin pişmanlık yasaları da bırakalım hukuksal bir çözüm olmayı daha da kördüğümleştiren bir rol oynadı.
 
Sonraki süreçlerde bazı çözüm süreci girişimleri de oldu. Fakat toplamda hukuksal ve siyasi gerekliliklerin karşılanmadığı süreçler olarak kaldılar. Sayın Öcalan’ın demokratik çözüm ve barış çabalarına etkili bir yanıt verilmemesi, ülke için, devlet için, hükümet için ve hepimiz için kayıp olarak tarihe geçti. Nihayetinde herkese kaybettiren çözümsüzlük politikalarının dönüp dolaşıp yine demokratik çözüm noktasına gelmesi kaçınılmazdı. Öyle ki bu artık bir zorunluluktur, çünkü komplonun başlangıcında görünmez olan Kürt-Türk çatışmasını derinleştirme amacının, günümüzde artık küresel ve bölgesel tehditlerle ayyuka çıkarak herkes için görünür hale geldiği kritik bir dönemdeyiz. Bu nedenle her zamankinden daha fazla demokratik birliğe, uzlaşmaya, Kürt-Türk demokratik ittifakına ve barışına ihtiyaç vardır. 
 
Komplo sonrası Abdullah Öcalan ağır bir tecride alındı. Neredeyse bütün hakları ortadan kaldırıldı, dönem dönem esnetilse de uzun yıllardır avukat görüşmeleri engellendi. Bu politikadaki ısrarın altında yatan gerçeklik neydi?
 
Sayın Öcalan’a yönelik başını ABD’nin çektiği, İsrail-MOSSAD, İngiltere ve Avrupa devletlerinin çeşitli boyutlarda rol aldığı uluslararası komplonun amacıyla bağlantılıdır. İdam cezasıyla arandığı Türkiye’ye teslim edildiğinde nasıl olsa kaba bir direniş göstererek idam edileceği ve bunun da Kürt-Türk çatışmasını daha da derinleştirerek zayıflattığı Türkiye’den daha çok taviz alınacağı, Türk ve Kürtlerin ayrıştırılarak kendi politikalarına daha çok bağlanacağı hesabı üzerine kuruluydu. Kimse Sayın Öcalan’ın Kürt-Türk savaşını derinleştirme oyununa karşı demokratik çözüm ve barış stratejisi ile ortaya çıkacağını hesap etmemişti. Bu stratejiyle idam cezası boşa çıkarıldı ama bu sefer zamana yayılı idam olarak tanımlanan ölünceye kadar ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası devreye girdi. Fakat Sayın Öcalan’ın 27 yıllık yalnızlaştırmaya karşı özgürlük iradesini savunmalarıyla daha güçlü ideolojik ve politik donanıma kavuşturması, tüm ezilen insanlığa umut veren fikirleriyle giderek evrensel bir konuma ulaşması, tecrit ile amaçlanan politikaları boşa çıkardı.
 
Ağırlaştırılmış tecride ve dış dünyayla bağlantısı kesilmek istenmesine rağmen Öcalan’ın etkisi kırılamadı, aksine bugün milyonlar onun izinde mücadele veriyor. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
 
 
Fikirler tecrit edilemez. Sayın Öcalan, ezilen sınıfların, kadınların, ekolojik, dini ve kültürel hareketlerin antikapitalist mücadelesinde bir ilham kaynağı oldu. 
 
Çünkü fikirler tecrit edilemez. Sayın Öcalan’ın savunmalarını okuyan ve fikirleriyle tanışan herkes, Türkiye ve Ortadoğu başta olmak üzere dünya sorunlarına getirdiği çözümlerle de tanışıyor. Bu sadece Kürt sorununun çözümünü değil, başta İsrail-Filistin sorunu olmak üzere Ortadoğu ve dünya sorunlarına da çözüm getiriyor. Kapitalist modernitenin dünyada ve bölgede yol açtığı kriz, kaos ve çatışmalara karşı alternatif ve birleştirici demokratik modernite sistemini inşa etti. Tüm halkların özgür, eşit ve gönüllü demokratik birliğine dayalı; ezilen sınıfların, kadınların, ekolojik, dini ve kültürel hareketlerin antikapitalist mücadelesinde bir ilham kaynağı oldu. Nobel Barış Ödülü alan yüze yakın fikir insanında karşılık bulması başta olmak üzere, antikapitalist mücadele yürüten kişilere, örgütlenmelere de kaynaklık etmektedir. Bu da gösteriyor ki tecrit ne kadar derin olursa olsun hiçbir güç fikirlere hükmedemez. Fikirlerin tecrit duvarlarını kırarak milyonlara ulaşmasının tipik örneğidir İmralı gerçeği. Tecrit uygulamalarına karşı verilen sosyal ve siyasal mücadele elbette önemliydi. Bununla birlikte o en ağır ve amansız koşullarda Sayın Öcalan’ın kendi öz gücüyle, zihin, fikir ve manevi direnişle bu politikaları boşa çıkarmayı başardığı bir gerçektir. Bununla da sınırlı kalmayıp bütün sorunların kaynağı kapitalist modernite dünya sistemine alternatif demokratik modernite dünya sistemini inşa ettiğine de tanıklık ettik.
 
Son yıllardaki eylem ve etkinliklerde tek bir talep öne çıkıyor. O da Öcalan'ın fiziki özgürlüğü. Barış ve Demokratik Toplum Süreci'ni de düşünürsek eğer, Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğünün sağlanması bölgeyi nasıl etkiler? Bunun sonuçları ne olur?  
 
Sayın Öcalan’ın İmralı öncesi ve İmralı sürecinde ortaya koyduğu demokratik çözüm ve barış, halklar lehine olan demokratik birlik ve demokratik ulusçuluk ile Ortadoğu ve dünya demokratik uluslar birliği fikri, herkesin hatta hükümetlerin ve devletlerin de yararınadır. Bazen öyle tarihsel anlar oluyor ki bütün yerel ve evrensel sorunların çözüm yolları tek kişide kesişebiliyor. Sayın Öcalan’ın konumu böyledir. O, kapitalist modernite dünya sisteminin tutsağıdır, dolayısıyla yanıtı da yerel olduğu kadar kapitalist dünya sistemine karşı evrensel bir karakter taşıyor. Bir yanı Kürt sorununu herkes yararına demokratik birlik anlayışıyla çözen bir konumu temsil ederken, diğer yanı kapitalist modernitenin ateşe attığı bölgeye ve dünyaya gerçek barışı getiren çözüm perspektifleri olmaktadır.
 
 
Öcalan’ın özgürlüğü Kürt sorunu başta olmak üzere İsrail-Filistin sorunu, bütün ötekileştirilenlerin sorunu, dünyanın içine düştüğü savaş, çatışma, kriz ve kaos sorunlarının herkes lehine doğru bir rotada çözüm yoluna girmesini beraberinde getirecektir. 
 
Yerel ile evrensel sorunların ve çözüm yollarının buluştuğu odak noktasıdır İmralı. Bu odağın önünün açılması kriz, kaos ve savaşa karşı çözüm arayan, barış arayan tüm dünya halklarına güç verecektir. Tecrit altında sınırlı olanaklarıyla bu gücü yayan bir insanın önünün açılması halinde, sonucu herkes için hatta doğa ve evren için pozitif ve yararlı barışçıl enerji dalgalarının yayılması olacaktır. Barışa her zamankinden daha çok ihtiyaç duyulan günümüz koşullarında İmralı kapılarının açılması ve Sayın Öcalan’ın özgürlüğü Kürt sorunu başta olmak üzere İsrail-Filistin sorunu, bütün ötekileştirilenlerin sorunu, dünyanın içine düştüğü savaş, çatışma, kriz ve kaos sorunlarının herkes hatta hükümetler ve devletler lehine doğru bir rotada çözüm yoluna girmesini beraberinde getirecektir. Dünya entelektüellerinin, bilim insanlarının, gazeteci ve yazarların çığ gibi büyüyen desteği ve ilgisi bu gerçeğin yansımasıdır.
 
Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğü bağlamında "umut hakkı" sürekli gündemde. Bahçeli'nin çağrısı oldu ancak 1 yıl geçmesine rağmen adım atılmadı. Bu durum süreci nasıl etkiliyor?
 
Umut hakkı –ki Sayın Öcalan’ın deyimiyle umut ilkesi- herkesi ilgilendiren evrensel bir temel ve vazgeçilmez infaz hukuku ilkesidir. Bu ilkeye istisna getirmenin kabul edilemez olduğunu AİHM "Öcalan 2" kararı kanıtlamış durumdadır. Buna karşı Türkiye Cumhuriyeti, zamana yayılı idam anlamına gelen ve AİHM’in işkence yasağı ihlali olarak değerlendirdiği infaz rejimini sürdüren devlet görünümünden çıkacak mı çıkmayacak mı? Meselenin bir yönü böyledir, bu da doğrudan hukuk devleti olup olmama sorunudur. Diğer yönüyle Barış ve Demokratik Toplum Süreci ile olan bağıdır. Ki gelinen aşamada umut hakkı siyasi iradenin hukuka ne kadar önem verdiğini test eden turnusol kâğıdı işlevini görmektedir.
 
Siyasi irade umut hakkını düzenlemekle bir yönüyle hukuka bağlılığını göstererek sürece olan güveni artıracak, diğer yönüyle de sürecin pratikte hız kazanmasını hukuki zeminde sürdürme olanağını değerlendirmiş olacaktır. Sayın Öcalan geçmiş çözüm süreçlerinde rol oynamasına olanak sağlanmamasını “boş havuzda yüzemem” diyerek eleştirmişti. Ki o dönem bunu sağlayacak bir hukuki zemin yoktu, ama şimdi var. Umut hakkının, AİHM kararı gereği mevzuata yedirilmesi, kendisinin hükümlü statüsünden çıkarılmasının ve bu temelde süreci hızlandıracak özgür ve çalışır koşullara kavuşturulmasının yolunu açacaktır. Eğer siyasi irade Kürt-Türk demokratik ittifakından yana ve barışı istiyorsa, bunu 11 yıldır uygulanmayan AİHM kararını uygulayarak göstermekle başlayabilir. Ki zaten Anayasanın 90. maddesi de bunu emretmektedir. Burada sorun, hukukun üstünlüğünün bir gereği olarak AİHM kararının Anayasa hükmüne rağmen hayata geçirilmemesidir. Kaldı ki sürecin ivme kazanması ve sonuca ermesinde temel rolü olan Sayın Öcalan’ın bu rolünü oynamasını sağlayacağından, sürece yönelik güven sorununu da giderecektir. Sonuç olarak AİHM kararı doğrultusunda mevzuat değişikliğine gidilmesi temelinde Sayın Öcalan’ın cezaevi/hükümlü statüsünden çıkarılması, özgür çalışır koşullara kavuşturulması hem hukukun hem de sürecin sağlıklı yürümesinin gereğidir. Bu temelde umut hakkının bu kadar gündeme getirilmesinin nedeni, hem hukuk devleti olma hem de çözüm sürecini hukuki zeminde sonuca götürmenin gerekçesini birlikte sunmasındandır. 
 
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin de yakın bir zamanda buna dair bir ara kararı oldu. Ancak yeniden Türkiye'ye süre verildi. Bu karar ne anlama geliyor, siz kararı nasıl değerlendirdiniz?
 
Avrupa sistemi, komplo sürecinde Avrupa’ya Kürt sorununa demokratik siyasi çözüm arayışıyla gelen Sayın Öcalan’a siyasi sığınma hakkı tanımadı. İtalyan mahkemesi, bizzat D’Alema’ya uygulanan baskılar yüzünden kararı sürüncemede bıraktı. Sayın Öcalan, İmralı sistemine alındıktan 9 ay sonra Ekim 1999’da bu kararı aldı ama artık iş işten geçmişti. Daha sonra AİHM sürecinde, herkesin gözü önünde gerçekleşen hukuk dışı korsanca kaçırmayı örtbas ederek, sadece Sayın Öcalan’ın adil yargılanmadığı ve yeniden yargılanması gerektiğine hükmetti. Ama konsey üyesi devletler, Türkiye ile olan diplomatik ilişkilerinde bu durumu pazarlık konusu haline getirerek, sonuçta “yeniden yargılansa da aynı cezayı alır” gerekçesi üzerinde uzlaşarak, AİHM kararı gereği duruşmalı, savunmalı olması gereken yeniden yargılamayı dosya üzerinden, sadece dosyayı açıp kapama yöntemiyle konuyu bir kez daha çıkar ilişkilerine kurban etti. AİHM kararına sahip çıkmadı, bütün bunlar da politik bir yaklaşımdı.
 
 
Konsey, Sayın Öcalan konusunda hukuki değil, politik bir tutum sergiledi. Ancak Meclis'i, komisyonu ve hükümeti teşvik edici olması nedeniyle önemlidir. 
 
Nihayetinde bir kez daha konsey, Sayın Öcalan konusunda hukuki değil, politik bir tutum sergiledi. Hukukun gereği, 11 yıldır AİHM kararını uygulamayan ve bu yönlü tavsiyeleri yerine getirmeyen devlet hakkında etkili yolların devreye girmesiydi. Ama bunun yerine konuyu siyasilere, meclise ve komisyona havale eden politik bir karar aldı. Meclise ve komisyona atıfta bulunarak bu yönlü mevzuat değişikliğinin acilen yapılması için Haziran 2026'ya kadar ek bir süre verdi. Bu yönüyle politik bir karar olsa da, yine de komisyonu, Meclis'i ve hükümeti umut hakkı ve barış süreci konusunda teşvik edici olması nedeniyle önemlidir. Hükümetin, komisyonda ve mecliste yer alan siyasi partilerin bu yönlü mevzuat değişikliğine gitmesi için elini güçlendirecek bir ara karardır.
 
 "Umut Hakkı" için ne gibi düzenlemelere ihtiyaç var?
 
Bu yönlü Meclis'e yıllardır sunulan yasa tasarıları beklemede duruyor. DEM milletvekillerinin de bu yönlü çalışmaları var. AİHM kararını göz önüne alarak değerlendirdiğimizde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılanların şartlı tahliyeden yararlanmayacağına ilişkin ibarelerin ve geçici maddelerin kaldırılması, azami bir ceza haddinin olması ve ondan sonra gözden geçirme mekanizması öngörüyor.
 
İnfaz hukukunun evrensel ilkeleri bağlamında ele alındığında ise, idam cezasının zamana yayılı hale getirilmesi biçimi olarak işkence yasağını ihlal eden ölünceye kadar ağırlaştırılmış müebbet hapis rejiminin tümüyle kaldırılması gerekir. "Öcalan yasaları" da denilen ve “yeni” olarak dayatılan 2005 TCK-CİK düzenlemeleri ileriye değil geriye gidişti. Ki yürürlükten kaldırılan eski ceza infaz kanunundan bazı açılardan daha geriydi. Zira bu kanunlarda siyasi ve adli ayrımı yapmadan infaz bakımından en fazla yatar süre 20 yıldı. 1991 TMK ile birlikte istisnai düzenlemelere gidilerek bu süre 36 yıla dek çıkarıldı. 1999’da Sayın Öcalan’ın İmralı’ya getirilmesiyle birlikte de ölünceye kadar infaz rejimi denilen bir garabet daha infaz mevzuatına eklendi. Böylece İnfaz mevzuatı infazda eşitlik ilkesini, topluma kazandırma ilkesini rafa kaldıran karman çorman bir hale getirilmiş oldu.
 
Barış ve Demokratik Toplum Süreci ile birlikte demokratik siyaset stratejisine geçildiğine göre TMK ve ona bağlı tüm istisnai infaz düzenlemelerinin mevzuattan çıkarılması gerekir. İnfazda eşitlik ilkesi gözetilerek ortak bir ceza haddi olarak AİHM kararı da gözetilerek en fazla yatar sürenin düzenlenmesi uluslararası hukuk yükümlülüklerinin de bir gereğidir. Avrupa Birliği mevzuatı da bu yönlüdür. İnfaz hukuku bir bütün olarak bu temelde evrensel standartlar ve Avrupa mevzuatına uyumlu hale getirilmelidir.
 
MA / Esra Solin Dal

Diğer başlıklar

17:53 Nasır Yağız hakkında tahliye kararı
17:50 Anne ve 3 çocuğunun yaşamını yitirdiği yangında sanıklara tahliye
17:17 Bayrampaşa başkan vekili seçimleri iptal edildi
17:06 Tahliye edilen Bese Ecer hastaneye kaldırıldı YENİLENDİ
15:39 İstanbul'da 'Sırrı Süreyya Önder Barış Futbol Turnuvası' düzenlenecek
15:37 Amed 9'uncu Kitap Fuarı’nın tarihi belli oldu
14:55 'Gar Katliamı hukuki ve siyasi olarak aydınlatılmalı' YENİLENDİ
14:13 Hukuk kurumlarından Kürtçeye resmî statü talebi
13:59 Tahliye edilen Taşdemir memleketinde coşkuyla karşılandı
13:55 Hasta tutsak Bese Ecer için cezaevi önünde oturma eylemi başlatıldı
13:53 Süreci doğru sahiplenmek
13:20 Demhat Baytar’ın taziyesine kitlesel ziyaret
13:10 Belediyelerden Koma Amed konserine davet
13:05 Nobel Barış Ödülü'nün sahibi açıklandı
12:52 9 Ekim protestoları: Temel talep Öcalan'ın özgürlüğü
12:49 Gazze’de ‘ateşkes’ resmen yürürlüğe girdi
12:38 İmralı Heyeti'nden Halk TV yazarı Ergan'a yalanlama
12:09 ‘İstanbul ve Lanzarote Sözleşmesi kız çocuklarının güvencesidir’
11:40 Gar Katliamı anmasına polis saldırısı
11:34 Ölüm Cezası ile Mücadele Günü: İran’da idamlar artıyor
10:09 Gar Katliamı tanığı: Katliam İŞİD'indi, sorumluluk ise devletteydi
09:59 104 kişi katledildiği yerde anıldı: 10 yıl önceki barış şiarı hala etkilidir
09:23 Öcalan'ın avukatı: İktidar, barış isteğini AİHM kararını uygulayarak gösterebilir
09:06 Yazar ve sanatçılar sürece dair ne diyor?
09:05 Pasûr'da halk doğa talanıyla göçe zorlanıyor
09:05 'Tutsaklar ağız içi arama nedeniyle 3 yıldır hastaneye gidemiyor'
09:03 ÖHD Eş Genel Başkanı: Öcalan’ın dinlenmesi tarihi bir sorumluluk
09:02 Kadınlar 'yaşamak ve yaşatmak' için örgütleniyor
09:00 10 EKİM 2025 GÜNDEMİ
08:27 Komplo Marmara Bölgesi’nde protesto edildi
09/10/2025
22:27 Gever sokaklarında 9 Ekim pankartları
22:15 THY Silêmanî seferlerine başlayacağını açıkladı
21:59 İstanbul Altın Rafinerisi operasyonunda 20 tutuklama
21:47 Hamas: Kalıcı ateşkes başladı
21:31 ‘Sürecin başarısı için mücadele edeceğiz’
20:45 DEM Parti’den önerge: Kamu görevlilerinin sorumluluğu açığa çıkartılsın
20:24 Trump Ortadoğu turuna çıkıyor, Türkiye programda yok
20:04 Maxmûr’da komploya karşı yürüyüş
19:31 Amedspor‘un yeni Teknik Direktörü Sinan Kaloğlu
19:30 Meclis Genel Kurulu'nda Gar Katliamı tartışması
19:06 QSD: Geçiş hükümeti güçleri Tişrîn çevresini bombaladı
18:32 'Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü vazgeçilmez bir gerekliliktir'
18:07 Amedspor’dan transfer yasağı iddialarına yalanlama
18:03 KESK’in Ankara yürüyüşüne çağrı
17:47 ‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı komployu boşa çıkardı’
17:35 30 yıl 9 ay ardından İl Göç İdaresi’ne gönderildi
17:29 Amed’te 9 Ekim yürüyüşü: Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü sağlanana kadar mücadele edeceğiz
17:25 Kuzey ve Doğu Suriye kentlerinde 'komplo' protestosu
17:18 Girê Spî’ye 'güvenli dönüş' çağrısı
17:09 Nobel Edebiyat Ödülü Krasznahorkai’ye verildi
17:06 Barzani-Erdoğan görüşmesi bitti
16:59 Komisyon Amed'e gidecek
15:45 9 Ekim protestoları: Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü barış için en somut adım olacak
15:32 Gazeteci Rahime Karvar'a hapis cezası talebi
15:29 AB'den Eylül iklim raporu
15:09 Gemi söküm tesisine ÇED muafiyetine tepki çekti
15:00 Gazeteci Reyhan Hacıoğlu'nun duruşması ertelendi
14:56 QSD’den geçici hükümetin saldırılarına ilişkin açıklama
14:30 Neçirvan Barzani Fidan’la görüştü
14:22 Özel’den İmralı ziyareti açıklaması: Önce AKP tutumunu belirlesin
13:59 DFG: Gizli tanıklarla gazetecilik faaliyetleri kriminalize edilemez
13:54 30 yıl sonra tahliye olan Erden'e kitlesel ziyaret
12:59 78 yaşındaki ağır hasta tutsak Bese Ecer ölüme terk edildi
12:57 Gar Katliamı: 'Adalet Arayışında 10 Yıl' raporu açıklandı
11:35 Ayşegül Doğan: Süreç kritik bir aşamada
11:25 'Kitaptan propaganda' davası görüldü
11:13 '10 Ekim Gar Katliamı'nda adaletin nasıl gelmediğini teşhir edeceğiz'
11:07 'Demokratik Toplum Manifestosu komployu boşa düşürdü'
11:06 31 yılın ardından Efrîn'e dönmek için bekliyor
10:50 Gizli tanık açıkladı: Gök, Kurkut'un öldürülmesini fotoğraflayandır
10:35 İsrail ve Hamas planın ilk aşamasında anlaştı
10:34 Amed’te havai fişek kullanımı izne bağlandı
10:26 Gar Katliamı’nın üzerinden 10 yıl geçti: ‘İnsanlık suçu’ yargıya takıldı
09:20 Prof. Dr. Erdem: Somut atılabilecek adım çok, yeter ki irade ortaya çıksın
09:07 Dorşîn'de ağaç kıyımı devam ediyor
09:06 Cezaevinde 'bomba' ayrımcılık
09:05 'Kadınlar, Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğü için alanlara akacak’
09:03 Komploya tanıklık eden Barış Anneleri: Kara bir gündü
09:02 Salih Müslim: Komplo bitmedi, Önder Apo hala rehin
09:00 09 EKİM 2025 GÜNDEMİ
08:03 Erden 30 yıllık tutsaklığın ardından tahliye oldu
08/10/2025
23:27 Trump: Gazze anlaşması için Ortadoğu'ya gidebilirim
23:18 Efrîn’de zeytin hırsızları bir kişiye işkence etti
22:52 Şêxmeqsûd ve Eşrefiyê'nin yolları hala kapalı: Türkiye engelliyor
22:42 Komisyon toplantısı bitti: Öcalan'la görüşme belirsizliği süreci zora sokacak
22:12 Hak İnisiyatifi Derneği: İnfaz düzenlemeleri bir an önce yapılmalı
22:02 Gurbetelli Ersöz Kadın Gazetecilik Ödülleri sahiplerine verildi
20:52 Mehmet Metiner: Kürt-Türk ittifakı için gerekli adımlardan kaçınmamalıyız
20:36 İşçilerin direnişi 70'inci gününde
20:01 Abdullah Öcalan’dan ödül törenine mesaj: Gurbetelli silinmez bir iz bıraktı
19:47 Êlih’teki 'özgürlük' mitingine çağrı
19:44 Riha’da komploya karşı yürüyüş çağrısı
19:40 MSD: 6 yıllık işgal sonlandırılsın, geri dönüş sağlansın
19:35 İzmir'de 10 Ekim Gar Katliamı anması
19:32 MEBYA-DER temsilcileri komisyonda: Ailelerimizin rızası için Öcalan ile görüşün
19:00 KHK eyleminde Gar Katliamı'nda yaşamını yitirenler anıldı
18:56 Kaçırılan Kürt gencinden iki gündür haber alınmıyor
18:22 BM önünde 'Öcalan'a özgürlük' eylemi
17:45 Sekasur’daki çadır nöbetine kadınlardan destek
17:17 Korkmaz ve Demir’in taziyesine kitlesel ziyaret
17:07 Tülay Hatimoğulları Hewler’de: Öcalan’ın dört parça Kürdistan’da barış için çalışacağını biliyoruz
17:03 İdam kararı olan Kürt aktivist sınır dışı elilmek isteniyor
16:44 Yürüyüşten dönen kadınlar çiçeklerle karşılandı
16:21 'AİHM'in Demirtaş kararına itiraz çözümsüzlükte ısrardır'
15:54 32 yılın ardından tahliye olan Efrînli tutsak GGM'ye götürüldü
15:48 Nobel Kimya Ödülü'nü kazananlar açıklandı
15:14 'Cezaevlerindeki keyfi uygulamaları son verin'
14:49 Amed'de doğa talanına karşı kitlesel yürüyüş
14:43 İHD’den Dêrsim’deki ekolojik talana karşı ortak mücadele çağrısı
14:42 Komisyonun 14'üncü toplantısı başladı
14:38 Eğitim Sen Wan Şubesi’nden Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi açıklaması
14:31 Meclis’te AİHM kararına itiraz protestosu
14:23 Sanatçılardan 'barış istiyoruz' çağrısı
14:17 Doğa düşmanı yasa için AYM’ye itirazda bulunuldu
14:08 Adana’da fırtına çatılara zarar verdi
13:39 9 Ekim uluslararası komplo birçok kentte protesto edilecek
13:34 Katılımcı Bütçe oylamasında son 2 gün
13:31 DEM Parti Adalet Bakanlığı önünde: Ayak oyunlarıyla zaman kazanılmaya çalışılıyor
13:02 10 Ekim Gar Katliamı anma programı açıklandı
12:31 Trump görüşmesinin detayları
12:03 Erdoğan: DEM Parti ile neler yapılabileceğini konuştuk
11:59 Kurtulmuş, partilerin grup başkanvekilleriyle bir araya geldi
11:57 İSİG: Eylül ayında 206 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi
10:51 QSD Komutanı: Geçiş hükümeti güçleri ateşkesi ihlal ediyor
10:08 ‘Sürecin başarıya ulaşması komployu boşa çıkartacak’
09:47 MKG ve DFG Gurbetelli Ersöz'ü andı
09:37 Temelli: Öcalan'ın altını çizdiği gibi müzakere zemininin oluşması gerekir
09:19 Amed'de uluslararası komplo protesto edilecek
09:17 Ünlü isimlere 'uyuşturucu' gözaltısı
09:15 Hesendîn'deki talana karşı dava yarın: Hukuksuzluk son bulmalı
09:13 Êlih büyük 'özgürlük' mitingine hazırlanıyor
09:11 9 Ekim yürüyüşüne çağrı: Çözüm için Öcalan özgür olmalı
09:10 1 milyon nüfuslu kentte tek bir otopark yok!
09:06 Yaşa: Öcalan İmralı'da tutulduğu sürece tecrit devam ediyor demektir
09:03 İzmir'de bağımlılığa karşı mücadele tartışılacak
09:00 Mehmet Öcalan: Söylenenlerin gerekleri yerine getirilmeli
09:00 08 EKİM 2025 GÜNDEMİ
00:01 Kuzey ve Doğu Suriye ile Şam arasında 'acil ateşkes' kararı
07/10/2025
23:52 Türkiye'nin Demirtaş başvurusuna tepki yağdı
23:33 Rojava Futbol Federasyonu CONIFA'ya üye oldu
23:00 Tebqa’da Şêxmeqsûd ve Eşrefiyê için yürüyüş
22:54 Meclis komisyonu vakıf ve dernekleri dinleyecek
22:50 DEM Parti Eş Genel Başkanlarından AİHM'e itiraza tepki
21:12 Avrupa’da Şêxmeqsûd ve Eşrefiyê’ye yönelik saldırılar protesto edildi
20:22 Eskişehir'de Rojin Kabaiş yazılamasına ırkçı saldırı
20:19 Şengal Özerk Yönetimi: Şêxmeqsûd ve Eşrefiyê halkının yanındayız
20:15 İran'da bir yılda bin 695 kişi idam edildi
20:07 İşten atılan 223 işçi: Kayyım anlayışı süreci sabote ediyor
19:39 Êlih’te 'özgürlük mitingi' hazırlıkları sürüyor
19:37 Türkiye AİHM'in Demirtaş kararına itiraz için Avrupa'ya heyet yolladı