Abdullah Öcalan: Meclis Komisyonu gelirse, demokratik müzakere süreci başlatacağım

img
HABER MERKEZİ - DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, bugün yapılan İmralı ziyaretinde Abdullah Öcalan’ın sürecin oyalayıcı ve geciktirici bir hal aldığını söylediğini belirterek, Meclis Komisyonu’nun ziyaret gerçekleştirmesi durumunda Abdullah Öcalan’ın demokratik müzakere sürecini başlatacağını dile getirdi.
 
JIN TV’de yayınlanan özel programa katılan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Nezahat Doğan’ın sorularını yanıtladı.
 
* 1 Ekim’de Meclis açılışında verilen fotoğraf kareleri ve tartışmalar gündeme oturdu. Öncelikle bu tartışmalara bir açıklık getirir misiniz?
 
Dün Meclis açılışı öncesi ve sonrasında asıl gündem yerine ne yazık ki farklı konular tartışıldı. Biz DEM Parti olarak o gün Meclis’e gitmeye karar verdik ve gitmeyen siyasi partiler vardı. Ondan kaynaklı olarak sosyal medyada birçok tartışma ve eleştiri yaşandı. Biz DEM Parti olarak bir müzakere ve mücadele partisiyiz. Geçen yıl 1 Ekim’de Devlet Bahçeli’nin DEM Parti sıralarına gelmesiyle bir süreç başladı ve 1 yıl oldu. Bu kez de Cumhurbaşkanı DEM Parti sıralarına geldi. Bu bir sene boyunca bir müzakere yürüttük. Bu yürüyen müzakeredeki en temel amaç Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmesi, Türkiye'de artık silahların susması, barışın konuşulması, demokratik yasaların konuşulması, demokratikleşme sürecini barışla bütünsel bir biçimde konuşmak. Biz bu diyaloğu sürdürürken elbette ki bu diyaloğun devam ettiği bir dönemde parlamentoya gitmemiz gerekiyordu. Tabii akabinde yaşanan selamlaşmayla ilgili yaşanan sorunlar daha sonra biliyorsunuz özür dilendi bizden. Sonuç itibariyle geçen sene normalleşme süreci konuşuluyordu, CHP grup olarak gittiler, ayağa da kalktılar, diyalog da kurdular cumhurbaşkanıyla ama bu dönem böyle bir şeyi tercih ettiler. Biz onların tercihlerine sonsuz bir saygı duyuyoruz.
 
Aynı şekilde Sayın Özgür Özel de bu konuyla ilgili açıklama yaptığında DEM Parti'nin tercihine saygı duyduğunu belirtti. Sosyal medyada linçe dönüşecek yaklaşımlar oldu. Elbette DEM Parti olarak bizlerin de eksik yaptığı şeyler olabilir. Bizler bu konuda kendi toplumumuza, halkımıza, sol sosyalist yapılara, bileşenlerimiz ittifak güçlerimize yeri geldiğinde de öz eleştirel bir tutum içinde de oluruz. Olacağız da ihtiyaç duyuldukça. Ancak siyasette bazı imgelerin, bazı fotoğrafların dönemsel önemi olabilir. Ama politik sonuçlara bir fotoğraf karesinden varılması doğru değil.
 
Dosttan, sosyalistlerden, devrimcilerden, halkımızdan gelen eleştiriler, değerlendirmeler baş göz üstüne. Ama bu süreç başladığı ilk günden yani geçen senenin 1 Ekim'inde Devlet Bahçeli bizim sıralarımıza gelip selam verdiğinde hatırlarsanız bir çevre vardı ki böyle feveranlar içinde oldu. “İşte barış böyle mi olur, böyle barışılır mı?” Oysa bu feveranlık yapan kesimin önemli bir bölümünü Kürt halkıyla bugüne kadar hiç dayanışmamış, hiç Kürt halkıyla ortaklaşmamış bir kesim olarak da görüyorum. Ama bütün eleştiri yapanları da bu kategoriye koymadığımın altını özel olarak çizmek isterim. Ama bir tarafı var ki gerçekten bu sürece karşı olan, barışın olmasını, Türkiye'nin demokratikleşme ve barış sürecinin inşa edilmesini istemeyen bir kesim var. Bu kesim AKP olmadan önce de tarihsel olarak Kürt sorunuyla mesafeli duran bir kesim. Bu kesimde bir şeyi köpürtüyor. Bunu barış siyaseti ve demokratikleşme açısından tehlikeli buluyorum. Ayrıca bir televizyon, bir fotoğraf karesinden bir seçim ittifakı, bir anayasa değişim ittifakı gibi sonuçların çıkartılması son derece abartılı.
 
* Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan da zaten daha önceki görüşme süreçlerinde DEM Parti’nin yürüttüğü siyaset içerisinde bir 3’üncü yol olarak tarif ettiği yerde herkese ittifakların demokratikleşme ekseninden kurulabileceği ifadesi vardı. Dolayısıyla bunda herhangi bir beis yok değil mi?
 
Şimdi bu müzakere dönemi esasen devlet ve PKK arasında yürütülmektedir. Türkiye'deki demokratik siyaset olarak hem DEM Parti hem Türkiye'deki demokrasi güçlerine düşen en önemli görev barışın toplumsallaşmasını sağlamak ve Türkiye'de barış inşa edilirken bunu demokrasiyle birlikte inşa etmektir. Çünkü biz kalıcı bir barış istiyoruz. Geçici bir barış değil. Ve dolayısıyla biz hiçbir zaman DEM Parti olarak gerek parti programımız, ilkelerimiz, uğrunda bu kadar bedel ödediğimiz, uğrunda mücadele ettiğimiz değerlerimiz, tarihimiz açısından dönüp baktığımızda biz antidemokratik olan bir şeyle zaten uzlaşamayız.Biz barışı reddeden, demokrasiyi reddeden, şiddeti ön plana çıkaran, çatışmayı ön plana çıkaranları asla kabul etmeyiz ve özellikle burada demokrasinin altını kalın kalın çiziyorum. Biz dikkat ederseniz bu süreci tanımlarken onu demokrasiyle bütünleşik olarak her zaman ifade ettik.
 
* AKP iktidarı, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan süreç başladığı andan itibaren “terörsüz Türkiye” olarak tarif ediyor bunu. Şimdi halen Cumhurbaşkanı o resmi dilini tam olarak “terörsüz Türkiye'den” çıkararak barış ortamına getirecek bir kavrama oturtmadı. Bu hala neden böyle?
 
Dil değişmeli. Bu hepimiz açısından öyle, başta iktidar, devlet açısından. Şimdi siz “sürekli terörsüz Türkiye” dediğinizde ve kimi medya gruplarının ya da kişilerin kullandığı bazı kelimeler ve kavramlar var. Bunlar hakikaten toplumu barışa hazırlayan, barışın toplumsallaşmasını sağlayan, barışın tesis edilmesini sağlayan dil olmuyor. Bu bakımdan barış dilini hep birlikte güçlendirelim. Barışın dili ve demokrasinin dili bu topraklarda güçlenirse, biz gerçekten kalıcı bir barışı hep birlikte tesis edebiliriz. Dil değişmeden tavır değişmez. Dil, tavrın, beynin, ruhun, fikrin yansımasıdır. Dil değişirse bizim düşüncemiz de değişir. Dil boyutu, ana dil boyutu olan bir meseleyi “terörle” yaftalayarak konuşmaya devam ederseniz o zaman bahsini ettiğim tanımlardan uzaklaştırmış, dolayısıyla çözümü de buradan uzaklaştırmış olursunuz ve sadece ve sadece Kürt sorununu “silah bırakmaktan” ibaret olarak görmüş olursunuz.
 
* Bütün bu eksende komisyona bile baktığımızda Kürtçe ana dilin dahi konuşulmadığı yerde toplumdaki o güvensizlik bir kez daha keskinleşiyor. DEM Parti burada sözünü ne kadar güçlü kurabiliyor acaba?
 
Meclis’te oluşan komisyonun hangi amaçla oluştuğu çok net ortada. Kürt sorunu bir çatışmasızlık zemininden siyasi ve hukuki zemine taşıma ana fikriyle kuruldu. Dolayısıyla bu komisyonda belki en çok eleştirilecek ve tarihi kayıtlara geçen en negatif şey Kürt annelerin Kürtçe kendilerini ifade etmelerine izin verilmemesidir. Bu kabul edilebilir bir şey değil. Komisyonun birçok konuda kamuoyu nezdinde, halk nezdinde ve başta Kürt halkı, Kürt anneleri nezdinde güven zedeleyen tutumları olmuştur. Bir annenin kendi ana diliyle kendini ifade etmeye tahammülünüz yoksa doğal olarak halk döner der ki: “Arkadaşım, barış olacaksa nasıl bir barış olacak acaba?” Bize bu soru çok geliyor.
 
* DEM Parti olarak birçok toplantı da gerçekleştirdiniz. Bütün bu toplantılar yeterli miydi? DEM Parti’ye bir eleştiri var mı? Özellikle Batı’da bunu yeteri kadar göremiyoruz tartışmaları ya da değerlendirmeleri de var.
 
DEM Parti olarak sürekli sahada olan, bir yandan müzakereyi yürütürken mücadeleden asla taviz vermeyen bir siyasi partiyiz ve hep böyle çalıştık. Elbette eksiklerimiz var. Kürt sorunu devasa bir sorun. Ve Kürt sorununu farklı halkların ve inançların gündemi haline getirmek o kadar kolay bir mesele değil. Bizim en büyük amacımız gerçekten Türkiye'de bütün farklılıkların, bütün ezilen ve sömürülenlerin gündeminin aynı zamanda barış olmasıdır. Bugün Türkiye'de bir işçi, emekçi ekmeği küçülüyorsa, aldığı ücret pula dönüyorsa, para pul oluyorsa bunun en önemli sebeplerinden biri kapitalist sistemin sömürgesiyse diğer bir tarafı da savaştır.
 
* Şimdi esas konuya gelmek istiyorum. Bugün DEM Parti İmralı Heyeti adaya bir görüşme yaptı. Bu görüşmeden detaylar neler oldu?
 
Öncelikle Sayın Öcalan'ın dışarıda olan herkese çok selam ve sevgileri var. Gayet iyi ve morali oldukça yüksek. Tabii süreç konuşulmuş ve değerlendirilmiş. Şimdi 1 Ekim'den bu yana tam bir sene geçti. Bu bir sene boyunca neler yapıldı, neler yapılmadı, bunlar değerlendirilmiş. Şunu söylemeliyim: Sayın Öcalan bu sürece dair gereklilikler büyük bir ciddiyetle yerine getirilmelidir, bunun altını özel olarak çizmiş.
 
Aslında birçok görüşmede ısrarla herkesi bir ciddiyete davet etme hali var. Neden bu ciddiyete davet etme hali oluyor? Komisyon biliyorsunuz bir süredir dinlemeler yapıyor. Biz bu dinlemelere kesinlikle çok değer veriyoruz, çok önem atfediyoruz. Ancak yeterli değil. Biz bu dinlemelerin Meclise bağlı bir alt komisyon tarafından devam etmesini önerdik. Bunların hepsi tarihi belgeler, hafıza ve aynı zamanda yüzleşme; aynı zamanda barışın toplumsallaşmasına çok büyük katkı sağlayacak bir rıza oluşuyor.
 
ÖCALAN GEÇ KALDIĞINI DÜŞÜNÜYOR
 
Bu bakımdan çok kıymetli ama yine bu süreçte altını çizdiğimiz en temel noktalardan biri yasal ve hukuki düzenlemelere bir an önce başlanmasıdır. Bize göre çok geç kalındı. Sayın Öcalan da öyle görüyor ve zaten bugünkü görüşmede bunun altını özellikle çizmiş. Zaman kaybetmeden bu sürecin artık bir siyasi zeminde daha güçlü konuşulması, yasal ve hukuki düzenlemelerde de zaman kaybetmeksizin bir an önce o çalışmalara girilmesi gerektiğini vurgulamış.
 
Siyasi zeminde güçlü konuşulması derken neyi ifade ediyor? Çözümün siyasi zeminde güçlü konuşulmasını kastediyor. Şunu ifade ediyor: Komisyonun oluşup dinlemesi yeterli olmaz. Aynı zamanda komisyonun en temel görevlerinden bir tanesi de yasama faaliyetidir. Dolayısıyla Sayın Öcalan bu görüşmede parlamentoyu bilhassa bu görevi icra etmek üzere bir an önce görevini yerine getirmesi, bu sorumluluğun hayata geçmesinin ne kadar tarihsel bir öneme sahip olduğunun altını özel olarak çizdi.
 
SOMUT ADIMLAR İÇİN GÖRÜŞMELER BAŞLAYACAK 
 
Ve tabii yine bu görüşmelerde açığa çıkan noktalardan biri bu adımların karşılıklı atılmasıdır. Yani somut adımların karşılıklı atılması için heyetler daha yoğun bir görüşmenin içine girecekler. Bu önemli bir gelişme. Sonuçta bu süreç taraflar arasındaki görüşmelerle ilerlemektedir. Ve bazı adımlar karşılıklı atılmalı diye hep ifade ettik. Bugüne kadar en somut adımı bir taraf attı. 27 Şubat'ta Sayın Öcalan bir çağrı gerçekleştirdi. Akabinde PKK kongresini topladı ve fesih kararı aldı ve daha sonra 11 Temmuz'da Süleymaniye'de silah yakma töreni gerçekleşti. Bir barış grubu, 30 kişilik bir barış grubu ve içinde PKK'nin eş başkanının bulunduğu bir silah yakma töreni gerçekleşti. Bütün bunlar atılmış çok somut adımlardır. Bu somut adımlara karşılık elbette bizim en büyük beklentimiz Türkiye'deki demokratik siyaset olarak da yasal düzenlemelerin yapılmasıdır. Yani silah bırakan PKK ile ilgili bir yasal düzenleme. O yüzden buna biz “özel düzenleme” diyoruz.
 
ÖCALAN DEMOKRATİK MÜZAERE SÜRECİ BAŞLATMAK İSTİYOR
 
Meclis Komisyonu’nun adaya gitmesi yine gündeme gelen konulardan biri. Sayın Öcalan elbette komisyonun buraya gelmesi halinde “ben kendileriyle bir demokratik müzakere yürüteceğim” diyor. Ve aynı zamanda bütün kesimlerle, sadece komisyon değil, kendisi birçok kesimle görüşmek istiyor ve onlarla bir demokratik müzakere sürecini başlatmak istiyor.
 
Bu demokratik müzakere sürecini kendisi talep ediyor ve başlatmak istediğini belirtiyor. Yasal konular büyük bir ciddiyetle ele alınmalı. Oyalanmadan vazgeçilmeli. O, süreci bir oyalama ve sürünceme hali olarak görüyor. Bunların bir an önce bitmesi lazım. Sayın Öcalan bütün bunları tabii ki ifade etti ve aynı zamanda özellikle komisyonda annelerin Kürtçe konuşturulmaması nedeniyle son derece üzgün olduğunu ve tepkili olduğunu ifade etmiş. Bu amaç için kurulmuş bir komisyonun anneleri Kürtçe konuşturmamasının kabul edilebilir bir şey olmadığını da kendisi ifade etmiş.
 
* Şunu da sormak istiyorum, bu görüşmenin ardından ve tüm bu tartışma başlıklarına baktığımızda heyet trafiği artacak dediniz, komisyonun İmralı’ya gidip görüşme gerçekleştirmesinde bir hızlanma olabilir mi?
 
Komisyon bir an önce İmralı'ya gitmeli. Bizim yaklaşımımız çok açık. Sayın Öcalan sadece baş müzakereci değil, aynı zamanda bu sürecin baş aktörü. Dolayısıyla biz umut hakkı derken, 25 sene cezaevinde kalmış bütün insanları kapsayan bir hak olduğunu söylüyoruz. Umut hakkı ya da Sayın Öcalan'ın özgür yaşayıp özgür çalışabileceği koşulların oluşması demek bu sürecin ilerletilmesi için baş aktör olarak kendi görevlerini yapması, bu emeği sarf edebilmesi, bu çabayı daha güçlü ve etkili kullanabilmesi için çok önemli. Bu bakımdan biz çok acil bir biçimde umut hakkının gündeme gelmesi, Sayın Öcalan'ın koşullarının çok daha hızlı bir şekilde ivedilikle düzenlenmesi, komisyonun da bütün bunlardan önce en ivedi, en hızlı şekilde adaya gitmesi ve bu görüşmeyi gerçekleştirmesi gerekliliğinin üzerinde duruyoruz. Özgürlükler yasası derken toplumun özgürleşmesi üzerinden de kendisinin özgür olabileceğini ifade ediyor.
 
* Hızlı atılacak adımlar derken, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan artık İmralı kapılarının da sadece heyetin sınırlı gidip gelmesi koşulunda değil daha geniş ölçekli bir zaman diliminde görüşmelerin yapılmasından bahsediyor, öyle mi? Komisyon hızlı adım atacak mı?
 
Aynen öyle. Elbette kendisi de bazı görüşmeler yürütüyor, adada devletle görüşmelerini sürdürüyor ve kendisinin bu konudaki yaklaşımı ve söylemleri, talepleri çok net. Yani biraz önce saydığım hukuki ve yasal düzenlemeler yapılmalı. Oyalama olmamalı. Hatta bir önceki görüşmesinde “Biz Muaviye oyunlarını iyi biliriz. Muaviye oyunlarına karşı bir direniş de sergileriz” diyor. Biz Hüseyni direniş diye tarif ediyoruz. Yani Muaviye'ye karşı bir Hüseyni direnişle durulur. Dolayısıyla gerçekten kendisinin ısrarla üstünde durduğu konu: ciddiyet, aciliyet, görevler. Görevler belli. Yani yapılması gereken adımlar nedir; biraz önce konuştuğumuz yasal düzenlemeler. Özgürlük yasalarının çıkması, demokratikleşme yasalarının çıkması. Mesela deniyor ki entegrasyon. Bunu Suriye için daha çok tartışıyorlar, Rojava için.
 
NE DEDİĞİ ÇOK NET
 
Şimdi demokratik entegrasyon demek demokratik yasalar çıkacak, o demokratik yasalar çerçevesinde bir entegrasyon demektir. Mevcuda şu an Suriye üzerinden söylersek mesela entegre olmak o kadar eklektik durur ki yani olmaz böyle bir şey. Ne neye entegre olacak o bile belli değil. Mekanizma nedir, hangi mekanizmaya entegre olunacak mesela Suriye için özellikle söylüyorum. Türkiye için de Sayın Öcalan ısrarla barış, barış, demokratik toplum ve demokratik entegrasyondan bahsediyor. Demokratik entegrasyonun tanımı çok net. Bu söylenirken ne denmek istendiği net. Sonuçta demokratik yasalar çıkacak, özgürlük yasaları çıkacak. Cezaevlerinde hasta mahpuslardan tutalım da infazı yakılanlara kadar aslında bunlar yasal düzenleme istemeyen adımlar. Bunların hayata geçmesi lazım. Mesela AİHM kararları var. 8 Ekim'de AİHM kararlarıyla ilgili itirazın son günü 8 Ekim.
 
DEMOKRATİK MÜZAKERE SÜRECİNE HIZ VERELİM 
 
Şöyle toparlayacak olursak bu süreç sürüncemede bırakılmamalı. Evet. Herkes net olmalı. Herkesten kastım, zaten bir taraf gerçekten önemli adımlar atmıştır. Şu anda adım atmak devletin, iktidarın inisiyatifinde. Bu adımların atılması için de mevcut olan komisyonun artık hangi yasal düzenlemeler yapılacaksa onunla ilgili taslak önerileri hazırlamalı ve ihtisas komisyonuna bir an önce göndermeli. 1 Ekim'de Meclis açılması ile birlikte zaten artık aktif olarak bütün ihtisas komisyonları toplanacak. Bir an önce bu konuları ilk konular olarak ele alıp yasal düzenlemeler yapılmalı. Umut hakkı, bununla beraber TCK, TMK tartışmaları, yerel yönetimler yasası, kayyum yasası lağvedilmeli. Bütün bunlar için net olmak lazım. İvedi davranmak lazım. Hem Ortadoğu'daki gelişmeler, dünyadaki gelişmeler, Türkiye'deki gelişmeler bizim oyalanmamıza müsaade etmeyen koşullarla karşı karşıyayız. Dolayısıyla oyalanmayalım. Bir an önce bu yasal düzenlemeleri yapalım ve somut adımlar atalım. Bizim şu dönemde altını ısrarla çizeceğimiz nokta budur. Demokratik müzakere sürecine hep beraber hız verelim."

Diğer başlıklar

07/10/2025
10:17 Kadınlar Ankara’dan seslendi: Öcalan'ın müzakereci siyaset önerisine uyulsun
10:15 Adana'da yangın: Engelli 2 kardeş yaşamını yitirdi
10:08 Mehmed Uzun Amed'de anılacak
09:58 Hamas İsrail müzakereleri devam ediyor
09:52 Bitmeyecek bir yürüyüş: Umutla özgürlüğe
09:46 15 kişinin yaşamını yitirdiği yangında fail tespit edilemedi!
09:26 Halide Türkoğlu: Toplumsal barışa hizmet eden yeni bir siyasal dil inşa edilmeli
09:20 Denizli'de bir kadın katledildi
09:16 Özerk Yönetim ve PYD'den Şêxmeqsûd ve Eşrefiyê'de direnme çağrısı
09:06 Eskar’daki ağaç kıyımı Beyrok’a uzandı
09:05 Pasûr’da ceviz hasadı
09:04 Büyük Halk Pazarı esnafı sorunlarına çözüm istiyor
09:03 Êlih mitingine çağrı: Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için alanda olalım
09:02 Demokratik Birlik Eşsözcüsü: Kürt halkının statüsüne odaklanmalıyız
09:02 Şakar: Öcalan’ın özgürlüğü Türk-Kürt ilişkilerinde yeni bir devir açar
09:00 Abdullah Öcalan'ın perspektifiyle direniyorlar
09:00 07 EKİM 2025 GÜNDEMİ
08:49 Tarım işçilerini taşıyan minibüs devrildi: 5 ölü
06/10/2025
22:57 Bayındır: Komisyonun final çalışması Öcalan’ı dinlemek olmalı
22:24 Binler Xecê ve Xêro Abbas konserinde bir araya geldi
22:14 Ankara'ya ulaşan kadınlar: Abdullah Öcalan serbest bırakılsın
22:09 Suriye Geçiş Hükümeti halka saldırdı: Ölü ve yaralılar var
21:18 Avukat Öktem'i öldürenler gözaltında
20:37 Hamas ile İsrail arasındaki müzakereler Mısır'da başladı
20:31 Şêxmeqsûd ve Eşrefiyê’de ‘abluka değil, diyalog’ çağrısı
20:17 Çocukları taciz eden fail tutuklanmadı
20:13 Kayyıma karşı açılan dava reddedildi: Siyasi karardır
19:58 ABD'nin Ankara Büyükelçisi Barrack, Mazlum Abdi ile görüştü
19:32 İzmir için sağanak yağış uyarısı
19:29 İşçiler polis ablukasında açıklama yaptı: Wan bizim, emek bizim
18:27 Pirsûs’ta yürüyüş: Halkın onurlu direnişi barış yolunu açtı
18:19 HDK’den 'Kobanê Davası tutsakları serbest bırakılsın' çağrısı
18:10 Erdoğan'dan 'nükleer santral' açıklaması
17:35 MHP'li avukat Serdar Öktem'e silahlı saldırı
17:33 İBB, İstanbul’u sağanak yağmur için uyardı
16:49 Amed'den yürüyen kadınlar Ankara'da: Heybemizi barışla doldurup geldik
16:39 Gastronomi şöleninde çocuklar yarıştı
16:27 Baroların sonuç bildirgesi: Kalıcı çözüm hukukun üstünlüğünü esas almaktan geçer
15:42 Cezve’nin katiline 3 yıl 8 ay hapis
15:39 Pasûr’da talana karşı miting: Yaşamı birlikte savunalım
15:17 DEM Parti: 6-8 Ekim’e dair hakikat açığa çıkarılmalıdır
14:58 30 yıl sonra memleketinde: Önderimizi aramızda görene kadar mücadele edeceğiz
13:46 Araştırma: 17 Milyon 821 bin kişi temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor
13:20 Zeynep Kaya'nın taziyesine ziyaret: Mücadelemizde yaşatacağız
13:14 Mamak’ta iş cinayeti: 2 ölü
13:14 Kelepçe dayatması nedeniyle tedavisi yapılamadı
12:56 Talabanî: Êzidîlerin topraklarına dönüşü için destek vereceğiz
12:49 Şêxmeqsûd ve Eşrefiyê mahalleleri kuşatma altında
11:48 ‘Beyaz Toros’ tişörtünün satışı hakkında suç duyurusu
11:37 Fransa Başbakanı istifa etti
11:27 Profesör Robinson: Abdullah Öcalan özgür olmalı
11:06 Çiğdem Doğu: Kadın iradesi olmadan sosyalizm olmaz
11:02 Uzaklaştırma aldırdığı erkek tarafından katledildi
11:00 Amed Barosu: Demirtaş ve diğer tutsaklar bırakılsın
10:04 JINNEWS’ten Eylül çetelesi: 19 kadın katledildi
09:54 Elkê’de ekokırımın fotoğrafı: Kespîyaniş ormanları 3 ayda yok edildi
09:25 Fuad Bêrîtan: İran’da olası tüm senaryolara hazırız
09:21 Kadınlar emeklerinin görünür kılınmasını istiyor
09:20 İstanbul Altın Rafinerisi'ne operasyon: 21 gözaltı
09:16 Gurbetelli Ersöz Ödülleri’nin kazananları belli oldu
09:12 Silahlı mücadeleden akademisyenliğe: Öcalan koşulsuz serbest bırakılmalı
09:05 ‘Adressiz Mektuplar'ın adresi Kürdistan ve barış
09:02 Rus yarbay Tomilov’un anılarında Amed
09:01 Türkiye'nin Suriye planları: Aşiretler üzerinden savaş zemini yaratılıyor!
09:00 06 EKİM 2025 GÜNDEMİ
05/10/2025
23:06 Gazze'de iki yılda 20 bini aşkın çocuk katledildi
22:59 İsrail, müzakere heyetini Mısır'a gönderiyor
22:06 İHD’den ‘Beyaz Toros’lu tişörtlere tepki: Açık bir nefret suçu
22:03 Hilar Şöleni’nde Mehmet Atlı konseri
21:35 Peyas Festivali Beser Şahin’in konseriyle son buldu
19:56 Tuncer Bakırhan: Barışı yan yana gelerek sahiplenebiliriz
19:32 Suriye Geçiş Hükümeti’nin cezaevlerinde onlarca kişi katledildi
18:47 Tülay Hatimoğulları: Bu topraklardan bizi kovmalarına asla izin vermeyeceğiz
17:25 Eskişehir'de İsrail protestosu
17:22 ‘Çetevari yapılara asla izin vermeyeceğiz’
17:14 MED-DER’den 5 Ekim kutlaması: Kürtçe eğitim vermek istiyoruz
16:44 Suriye geçiş hükümeti halkların bayramlarını yok saydı
16:40 Kadınların yürüyüşü Mersin'de: Tarihi fırsatın yolu İmralı'dan geçiyor
16:38 QSD'li Gökdağ'ın taziyesine kitlesel ziyaret
15:13 Der Hafir bombalandı, Tebqa yolu kapatıldı
14:53 Hafif ticari araç sahiplerinden 'kantar' zorunluğu tepkisi
14:29 İran rejimi 9 ayda bin 175 kişiyi idam etti
14:22 İstanbul için tehlike çanları: Susuzluk alarmı
13:59 Nepal’de sel ve toprak kayması: En az 42 ölü
13:49 MKG: Eylül'de 5 kadın gazeteciye soruşturma 3'üne dava açıldı
13:44 'Sayın Öcalan' ifadesinden tahliyesi ertelenen Gedik'in durumu Meclis'e taşındı
13:26 Yürüyüşe mesaj: Öcalan’ın özgürlüğü sağlanmalı
13:11 Dünya Öğretmenler Günü’nde ihraçların iadesi talebi
13:00 Nagihan Akarsel Manisa'da anıldı
12:59 Diplomasi Komitesi'nden yürüyüşçülere mesaj: Kararlılığınızdan güç alıyoruz
12:20 ‘Anadilde eğitim anayasal güvence altına alınsın’
12:09 İsrail ‘barış planına’ rağmen Gazze’yi bombalıyor
11:51 Hatimoğulları ve Bakırhan akil insanlarla bir araya geldi
11:49 30 yılın ardından tahliye oldu: Öcalan’ın çağrısını sahipleniyoruz
11:42 İran bir Kürt tutsağı idam etti
11:32 Yürüyüşün Ankara finaline çağrı
11:20 Tahkim Kurulu, 'Kürtçe reklam cezasını' inceleyecek
10:45 Meteoroloji’den sağanak uyarısı
10:21 MEBYA-DER Şirnex Eşbaşkanı: Barışı bombalanan mezarların inşasıyla başlatalım
10:10 Sabahat Tuncel: Yeni siyaset Rojava'dan başlamalı
09:27 İstanbul’da süreç çalışması: Halkın barış talebi yüksek
09:05 HES’ler Muradiye Şelalesi’ni kurutuyor
09:04 'Federe Kürdistan'daki belirsizlik göçe neden oluyor'
09:02 KNK Eşbaşkanı: Komplo ulusal birlikle tamamen boşa çıkar
09:00 05 EKİM 2025 GÜNDEMİ
08:29 Jin Dergi yeni sayısında Nagihan Akarsel’i işledi
04/10/2025
23:50 Trump: İsrail ilk çekilme hattını kabul etti
23:04 Şam’da düğüne baskın: 7 kişi yaralandı
22:42 Hilar Şöleni’nin ilk günü konserle son buldu
21:53 Peyas'ta kadın festivali sürüyor
21:38 Amedspor, sahasında farkla kazandı
20:59 Eğitim Sen'den 5 Ekim kutlaması: Barış için mücadeleye devam
19:10 Abdullah Öcalan'dan kadınların yürüyüşüne mesaj: Eşitlikçi bir dil hepimize kazandıracaktır
18:42 İktidara İsrail çağrısı: Hamaseti bırak, ticareti kes
18:34 Buluş ve Bumin'in taziyelerine kitlesel ziyaret
18:16 Adana’da binler Öcalan’ın özgürlüğünü talep etti
17:17 Özgürlük yürüyüşçüleri yarın Mersin’de olacak
17:14 Gar Katliamı için anma programı: Gerçek adaleti talep ediyoruz
16:58 Nagihan Akarsel anıldı: Anısını özgür yaşam mücadelesinde yaşatacağız
16:49 Tahliye edilen Turhan: Zaman özgür Önderlikle özgür toplum zamanıdır
16:30 Kongra Star: Abdullah Öcalan fiziki olarak özgür olmalı
15:55 ‘Zamanın izi’ sergisi Wan’da açıldı
15:49 Piran’da yangın
15:12 Hasta tutsaklar Gömi, Çelik ve Erişmiş'in durumlarına dikkat çekildi
14:33 Uyuşturucuya karşı 'Şiyar Be Şirnex Platformu' kuruldu
14:06 Nagihan Akarsel mezarı başında anıldı: Onun izinde yürümeye söz verdik
13:58 KESK ihraçların iadesi için eylemde olacak
13:41 Nagihan Akarsel katledildiği yerde anıldı: Amacı dünyanın birçok yerine ulaştı
13:39 Dilovası’nda fabrikada patlama: 2 ölü
13:21 Hilar Tarih, Kültür ve Gastronomi Şöleni başladı
13:11 İHD ve kayıp yakınları Aslan, Narin ve Gümüş'ün akıbetini sordu
12:53 Cumartesi Anneleri Turgut Yenisoy’un akıbetini sordu
12:46 Özerk Yönetim kadın heyeti temaslarını tamamladı
12:18 Bakanlıktan Sumud Filosu açıklaması
11:52 Kadınlar, Dîlok'ta Haki Karer'i vurulduğu yerde andı
11:39 Özel: Sorunun çözümüne yönelik adımların takipçisi olacağız
11:24 DFG: Nagihan’ı katledenler açığa çıkarılsın
11:10 Jineolojî Dergisi Nagihan Akarsel’i andı: Hayallerin, milyonlarca kadının omuzlarında
10:22 Pexşan Ezîzî’den ABD’ye yanıt: Katliamları körüklemeyi bırakmalı
09:37 Abdullah Öcalan: Demokratik müzakere siyasi ve toplumsal tüm ilişkilere hakim kılınmalı
09:15 'Kürtler size baş eğmez' demişti: Baş eğmedi, Ankara'ya yürüyor
09:09 ‘Manevi ailesi’ Nagihan Akarsel’i anlattı: Doğaya ve kadına adanmış bir hayat
09:07 Kuraklık tütünde de verimi düşürdü
09:07 39 kişinin ölümünden sorumlu müteahhit Zilan’da doğa talanına başladı
09:06 Doğu Karadeniz maden sahası ilan edildi
09:05 Tutsakları hücrede tutup dedektörle arıyorlar
09:04 2 kez kalp krizi geçiren tutsak Çam'ın hastalıklarına yenileri eklendi
09:03 Özel okullarda öğretmenlere kıdem ve ihbar tazminatı oyunu
09:02 Üniversite öğrencileri okurken çalışmak zorunda
09:01 ‘Hiç yaşlanmayacağım’ dedi: Kadınların mücadelesinde yaşıyor