2025: Küresel güç dengeleri değişti, yeniden mevzilenme başladı 2025-12-19 09:53:10 HABER MERKEZİ - Küresel çapta önemli gelişmelerin yaşandığı 2025 yılı; Ortadoğu merkezli gelişmeler, İran-İsrail savaşı ile askeri ve ticari dengelerin yeniden şekillenmeye başladığı bir yıl oldu. Küresel güçlerin yeniden mevzilendiği 2025’te Ortadoğu ve Dünya’nın başlıca gündemlerinden biri de Kürtler oldu.  Küresel çapta önemli gelişmelerin yaşandığı 2025 yılı; kapitalizmin dayattığı savaşlar ile birlikte Dünyadaki dengelerin yeniden şekillendiği, küresel güçlerin yeniden mevzilendiği, paradigmaların yenilendiği bir yıl oldu. ABD’de Cumhuriyetçi Donald Trump’ın yeniden resmi olarak ABD Başkanlığına geçtiği bir yıl olan 2025, belirsizliklerle başladı. 2025; küresel güçlerin Ortadoğu’da on yıllardır sürdürdükleri 3’üncü Dünya Savaşı’nın merkezini Suriye’den Ortadoğu’nun diğer ülkelerine taşınmaya, Hindistan-Pakistan çatışmaları ile Çin’in ticaret yollarının kesilmeye çalışıldığı, küresel boyutta sürdürülen güç savaşlarıyla beraber diplomasi ve nükleer tehditlerin yoğunlaştığı bir ortamda halkların eşitlik ve özgürlük mücadelesinin de büyüdüğü bir yıl oldu.    Ortadoğu; 2025 yılına Beşar Esad yönetimindeki 61 yıllık Baas rejiminin 8 Aralık 2024’te yıkılarak, Heyet Tahrir El Şam’ın (HTŞ) yönetimine giren bir Suriye, Türkiye’nin saldırılarının sürdüğü Kuzey ve Doğu Suriye ile İsrail’in Gazze’ye dönük 7 Ekim 2023’te başlatarak, sürdürdüğü saldırıların baskısı altında girdi. Büyük belirsizliklerle başlayan 2025; 100 yıllık dengelerin yıkıldığı, yeni dengelerin oluşturulmaya çalışıldığı bir ortamda düşük yoğunluklu devam eden Rusya-Ukrayna savaşının da etkilerinin görüldüğü bir yıl oldu. 2025 yılının ilk günlerinde Rusya ve Ukrayna arasında düşük yoğunluklu devam eden savaş nedeniyle Avrupa’da enerji krizi ortaya çıktı. Rusya ile Ukrayna arasında Avrupa’ya Ukrayna üzerinden gaz akışını sağlayan anlaşma yenilenmeyince ortaya çıkan enerji krizi farklı güzergahlar üzerinden yapılan sevkiyatlarla geçici olarak çözülmeye çalışıldı.    ABD, İSRAİL VE GAZZE SALDIRILARI   ABD merkezli siyasetin daha çok kendini korumacı ve milliyetçi-muhafazakar yönünün tartışıldığı 2025 yılında yine dünya gündeminin belirleyicisi Ortadoğu’daki gelişmeler olmaya devam etti. Özellikle İsrail ve Hamas arasında süren savaşın yoğunluğu düşse de, bir taraftan İsrail ile Hamas arasında esir takası, diğer taraftan Gazze’de sivil katliamları devam etti. Trump resmi olarak göreve başlamadan hemen önce İsrail ile Hamas arasında ateşkes anlaşması imzalandı ve esir takası başladı. Ancak anlaşma ve esir takasına rağmen Lübnan ve Gazze’de İsrail saldırıları düşük yoğunluklu olarak devam etti. 2025’in son günlerine doğru İsrail’in Gazze’de katlettiği sivillerin sayısının 70 bini aştığı açıklandı. Gazze’de İsrail’in engellemelerinden dolayı insanlık krizi yaşandı, onlarca kişi açlıktan hayatını kaybetti. Buna karşı oluşturulan Uluslararası bir dayanışma ağı Sumud Filosu ile İsrail’in Gazze’ye dönük ablukasını kırılmaya çalışıldı.    20 Ocak 2025’te Donald Trump resmi olarak ABD başkanlık görevine başladı ve yayınladığı ilk kararname ile insani yardım programlarını dondurdu. Mültecilerin ABD’ye yasal olarak girişini sağlayan uygulamayı kaldırıp, Meksika sınırında mültecilere karşı sert uygulamalar başlattı. Ağır vergi yükleri, ticari tedbirler ile dünyadaki ekonomik gerilimi daha da büyüten Trump’ın gelişi sonrası Rusya-Ukrayna savaşı ve Ortadoğu’da İsrail merkezli politikalarda da güncellemeler yapılırken, ağırlıklı Yemen’de bulunan Husiler yeniden “terör örgütleri” listesine alındı.    SURİYE’DE SAVAŞ VE DİPLOMASİ TRAFİĞİ   Suriye’de ise, HTŞ lideri Ahmed El Şara’nın geçici olarak Suriye Cumhurbaşkanlığı görevine getirilmesi ile Suriye’de yeni dengelerin yeniden şekillenmesine yönelik yoğun diplomasi trafiği sürdü. Kuzey ve Doğu Suriye’de, bir taraftan Tişrîn Barajı’ndaki saldırılara karşı direniş, bir taraftan da uluslararası diplomasi trafiği yaşandı. İngiltere, Fransa, Almanya başta olmak üzere Avrupa ülkelerinin yanı sıra Katar, Suudi Arabistan öncülüğünde Ortadoğu ülkeleri ile Suriye arasında yoğun bir trafik devam etti. Bu sırada Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da Suriye’nin geleceği ile ilgili yapılan uluslararası toplantıda Suriye’nin toprak bütünlüğü ve Suriye’deki tüm bileşenlerin geçiş sürecine dahil olması, diyalog ve istişare yoluyla sorunların çözüme kavuşturulması gerektiğini vurgulandı.    Buna rağmen Suriye’de HTŞ güçleri tarafından adeta bir Alevi kıyımı başlatıldı. Hama ve Lazkiye başta olmak üzere HTŞ’nin kontrolünde olan birçok yerde Aleviler, katliamlardan geçirildi. Küresel güçlerin sessiz kaldığı saldırılar karşısında HTŞ, daha da ileri giderek ilerleyen aylarda Süveyda’da Dürzilere dönük saldırılar geliştirdi. Saldırıların yoğunlaşması sonrasında Dürziler, tek bir ordu çatısı altında toplanma kararı alarak Özerklik ilanında bulundu. Dürzilerin Özerklik ilanı sonrasında HTŞ’nin saldırıları devam etse de, Dürzilerin direnişi sonucunda HTŞ güçleri geri çekilmek zorunda kaldı.    Suriye’de yaşanan bir diğer önemli gelişme ise, Özerk Yönetim ile Şam yönetimi arasında imzalanan 10 Mart Anlaşması oldu. QSD Genel Komutanı Mazlum Abdi ile Suriye geçici Cumhurbaşkanı Ahmed El Şara arasında imzalanan 8 maddelik anlaşma ile Suriye’de yeni bir dönemin kapısı aralandı.    BARIŞ VE DEMOKRATİK TOPLUM ÇAĞRISI   Ortadoğu ve Dünya açısından bir diğer önemli gelişme ise, 27 Şubat 2025 tarihinde yaşandı. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” ile beraber PKK, 12’nci Kongresini toplayarak kendisini feshetti. PKK’nin feshedilmesi ve Öcalan’ın manifestosu ile Barış ve Demokratik Toplum Sosyalizmi, sosyalizm mücadelesinde yeni dönemin kapılarını açtı. Kendisini fesheden PKK, düzenlediği tören ile silahlarını yaktı, güçlerini Türkiye’den ve çatışma riski oluşturacak alanlardan çekti. Abdullah Öcalan ve İmralı Cezaevindeki arkadaşlarının tecrit koşulları altında videolu mesaj yayınlandı. Bu gelişmeler Dünya basınında geniş yer buldu, önemli basın kuruluşları manşetten okuyucularına duyurdular. Barış ve Demokratik Toplum çağrısına dair dünyada bir çok lider konu hakkında açıklama yaptılar.   İRAN-İSRAİL SAVAŞI   2025 yılı İsrail ve İran arasında 12 gün süren karşılıklı saldırılara da sahne oldu. Mart ayında ABD ile İran arasında İran’ın nükleer programı gerekçe yapılarak başlayan karşılıklı tartışma, iki tarafın birbirini tehdit etmesiyle sürdü. ABD; Ortadoğu’da askeri varlığını artırma kararı alırken, 13 Haziran 2025 günü İsrail’in İran’ın komuta kademesini hedef aldığı hava saldırısında İran Devrim Muhafızları Ordusu Komutanı Hüseyin Selami ve İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri’nin de olduğu çok sayıda kişinin ölümüyle 12 gün sürecek İsrail-İran savaşı patlak verdi. Karşılıklı yaşanan saldırılara 10’uncu gününde ABD, İran’ın nükleer tesislerini vurarak dahil oldu. Bu nedenlerle 2025 yılı nükleer tehdidinin en yüksek olduğu bir yıl olurken, 12’nci gününde ateşkes sağlanması ile çatışmalar durdu. İsrail-İran savaşı bölgesel dengelerde büyük etki yarattı   BELUCİSTAN   Ortadoğu’da 2025 yılında öne çıkan bir diğer gelişme Belucistan’da verilen özgürlük mücadelesi oldu. Pakistan hükümetinin saldırılarına karşı eylem haline geçen Beluclar, günler süren direnişin ardından “Belucistan Cumhuriyeti”nin bağımsızlığını ilan etti.  Yaşanan gelişmeler 1948 yılından bu yana Belucların Pakistan’a karşı sürdürdüğü kimlik mücadelesinde önemli bir dönüm noktası oldu.     KÜRESEL EKONOMİ    2025 yılında Güney Afrika’nın ev sahipliğinde Johannesburg kentinde düzenlenen G20 Zirvesi, devletlerin borç sürdürülebilirliği, iklim değişikliği, enerji dönüşümü gibi konuları gündemine aldı. Zirvenin sonuç bildirgesinde kalkınmakta olan ülkelerin borç yükünün hafifletilmesi, küresel sosyal koruma sistemlerinin geliştirilmesi, yenilenebilir enerji ve enerji geçişinin finansmanı için uluslararası iş birliğinin artırılması yönünde kararlar alındı. Çoklu krizleri gün yüzüne çıkaran G20 zirvesi protestolarla karşılanırken, devletler için ise savunma ve güvenlik adı altında daha fazla silahlanma yönünde alınan kararlar ile küresel güçlerin paylaşım hesapları da bir kez daha zirvede öne çıktı.    Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) 2025 yılında İsviçre’nin Davos kentinde düzenlediği toplantısı için hazırlanan Başekonomistler Raporu’nda; ticaret savaşları, yapısal kırılmalar ve yapay zekanın dönüşümü gündemin başına oturdu. Raporda; küresel görünümün ciddi biçimde kötüleştiği, dünya ekonomisinin daha da zayıflayacağı tespitleri yapıldı.    ABD ve Çin arasında özellikle teknolojik gelişmelerle beraber artan pazar kavgası; ABD’nin aldığı yaptırım kararları şirketler ile devletlerin yeniden konumlanmasına neden oldu. Küresel ölçekteki ticari savaşlardan halkların payına ise, yüksek enflasyon, yoksulluk ve belirsiz bir gelecek düştü.    AFETLER   2025 yılı doğal afetlerin de ağır sonuçlarının olduğu bir yıl olmaya devam etti. Depremler ve sel felaketleri başta olmak üzere afetlerden milyonlar etkilendi. Guatemala’da yer alan Fuego Yanardağı ile Rusya’da Kamçatka Yarımadası’daki Klyuchevskoy Yanardağı’nda patlama meydana geldi. Endonezya’nın Sumatra Adası 2025 yılında 3.5 milyon kişinin etkilendiği, 1 milyon kişinin evinden olduğu bir sel felaketi yaşadı. Sel felaketinde yaklaşık bin kişi hayatını kaybetti. Güneydoğu Asya ve Güney Asya’da meydana gelen sellerde yaklaşık 16 milyon insan etkilendi, yaklaşık 2 bin kişi de hayatını kaybetti. İsviçre’de Alp buzulunun kopması sonucu 200 kişinin yaşadığı Lötschental Vadisi’ndeki Blatten köyünü yok ederken, Sudan’ın Darfur eyaletinde meydana gelen heyelanda Tarasin Köyü tamamen yok oldu, 1000’den fazla kişi öldü. Myanmar’da peş peşe meydana gelen iki depremde en az 5 bin 500 kişi hayatını kaybetti. Sri Lanka'da etkili olan şiddetli yağışların neden olduğu heyelan ve sel felaketlerinde en az 627 kişi yaşamını yitirdi.    SAVAŞLARA PATRİYARKAYA KARŞI KÜRESEL EYLEM YILI   2025 yılı halkların ve kadınların mücadelesinin de büyüdüğü bir yıl oldu. Ortadoğu’da Kürtler, Beluclar, Dürziler ve Aleviler mücadelenin başını çekti. Tüm bu mücadeleler arasında ise, kadınlar mücadelenin merkezinde yer aldı. Kürt kadınlarının “Jin, jiyan, azadî” felsefesi ile sürdürdüğü mücadele Dünya kadınlarına örnek olurken, Belucistan’da özgürlük mücadelesinin öncülüğünü kadınlar yaptı. Süveyda’da ise, ordulaşma kararı alan Dürziler’de kadınlar da HTŞ’nin saldırılarına karşı silahlanma ve askeri tabur şeklinde örgütlenme kararı alarak önemli bir adım attı.  Afganistan’da kadınların Taliban’a karşı verdiği mücadeleyi sürdürürken, Dünya Kadın Yürüyüşü 2025 yılını “Savaşlara, Kapitalizme ve Patriarkaya Karşı Küresel Eylem Yılı” ilan etti. Dünyanın tamamında kadınlar, erkek egemen zihniyete karşı sokaklarda mücadele etti.    MA / Ahmet Kanbal