Süryani Dernekler Federasyonu Başkanı: Sürece katkı sunmak istiyoruz 2025-06-16 09:39:53 MÊRDÎN - Süryani Dernekler Federasyonu Başkanı Evgil Türker, Abdullah Öcalan'ın çağrısının Süryaniler arasında heyecan yarattığını belirterek, "Sürece katkı sunmak istiyoruz" dedi.     Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın "Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı" ve PKK'nin çağrı doğrultusunda kendini feshetme ve silahsızlanma kararı, birçok kesimde sorunun "barış ve demokratik" bir zeminde çözümün kapısını aralayabileceğine dair umut yarattı. Toplumdaki umut, çağrının ardından Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) ile Demokratik Bölgeler Partisi'nin (DBP) başlattığı buluşmalara da yansıyor. Süreci anlatmak, süreçten beklenti ve talepleri dinlemek ile sürece desteğin sağlanması amacıyla yapılan buluşmalarda en son Süryanilerle gerçekleştirildi. Mêrdîn'de Süryanilerle gerçekleştirilen buluşmada, Süryaniler sürece desteklerini açıkladı, taleplerini beklentilerini aktardı.    Süryani Dernekler Federasyonu (SÜDEF) Başkanı Evgil Türker, Süryani halkının sürece yaklaşımı, beklenti ve taleplerini sıralayarak, devletin üzerine düşenleri yapması çağrısında bulundu. Süryanilerin yüzyıllardır Kürtlerle birlikte yaşadıklarını ve bu nedenle Abdullah Öcalan'ın çağrısının en fazla ilgilendirdiği toplumlardan birinin Süryaniler olduğunu ifade eden Türker, daha önce topraklarını terk etmek zorunda bırakılan Süryanilerin bu süreçte yeniden topraklarına dönmeye başladıklarını söyledi. Süryanilerin Öcalan'ın ne dediğini, sürecin ne olduğunu, nasıl yürüyeceğini merak ettikleri ifade eden Türker, "2013-2015 tarihleri arasındaki Demokratik Çözüm Süreci'nde de Süryaniler desteklediler. Çünkü Süryaniler barış içinde yaşamak isteyen bir topluluktur. 2013-2015'te Süryanilerde bir umut oluştu geri dönüş için. Ama yaşananlar Süryanileri yeniden umutsuzluğa sevk etti. Süryaniler yine topraklarına, kültürlerine sahip çıkıyorlar. Bugünkü, Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı da Süryanilerde bir heyecan yarattı. Bir umut var. Bir beklenti var. Sayın Öcalan'dan özellikle beklentileri var. Çünkü Sayın Öcalan'ı biliyorlar. Sayın Öcalan her konuşmasında her perspektifinde Süryanilerden bahsediyor. Bu Süryanilerde bir güven oluşturuyor. Onun için süreçten beklentileri de çoktur" ifadelerini kullandı.    'SÜRECE KATKI SUNMAK İSTİYORUZ'   Süryanilerin de sürecin bir parçası olmak istediklerini kaydeden Türker, Meclis'te oluşturulması beklenen komisyonda da Süryanilerin temsilcilerinin olması gerektiğini ifade ederek, "Sivil toplum örgütleri komisyonda yer alır mı, almaz mı bilmiyorum. Ama en azından Süryani bir milletvekilimiz var. O milletvekilinin komisyonda yer almasını isteriz. Süryanilerin talepleri de dile getirilmeli. Süryaniler bu sürecin bir parçası olmak istiyorlar. Biz, federasyon olarak da sürecin bir parçası olabiliriz. O konuda taleplerimiz de var. Yarın eğer ki bu anayasa değiştirilirse Süryaniler, anayasa yapım sürecinde de yer almak isterler. Hem diasporadaki halkımızla hem de Türkiye'deki halkımızla sürece katkı sunmak istiyoruz" diye konuştu.    'SURİYE'DE BAŞARILDI, BURADA DA OLABİLİR'   Türkiye'de herkesin kendi kültüründe, dilinde yaşamasının sağlanması ve anayasal bir statünün kazandırılması durumunda Türkiye başta olmak üzere tüm halkların "büyük kazanacağını" ifade eden Türker, "Sayın Öcalan'ın demokratik ulus modeli içinde Suriye'deki Süryaniler rahat yaşadılar. Süryaniler Kuzey ve Doğu Suriye'deki yönetime ortak oldular. Kürtlerle, Araplarla eşit her konuda. Süryaniler bunu orada yaşıyorlar bugüne kadar. Bu yaşam burada da olabilir. Süryaniler bunu çok iyi gördüler, çok iyi biliyorlar. O nedenle Sayın Öcalan'ın paradigmasına çok değer veriyorlar. Burada oluşması için Süryaniler çabalayacak, biz çabalayacağız, Kürtler çabalayacak. Birlikte yaşam çok önemli. Bunu Suriye'de başardık. Buna değer veriyoruz. Burada da başarabiliriz" şeklinde konuştu.    'GEÇ KALINMADAN ADIM ATILMALI'   Süreçte devletin üzerine düşen yükümlülüklerin olduğunu kaydeden Türker, "Sayın Öcalan'ın önderliğinde Kürtler bu sürece adım attı. PKK 12’nci Kongresini gerçekleştirdi. Silahsızlanma ve fesih kararı aldılar. Öcalan'ın bir dediğini ikiletmezler. O konuda üzerlerine düşeni yaptılar. Ama bu süreçte devletin de atması gereken adımlar var. Özellikle Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, Sayın Devlet Bahçeli'ye, devlet yetkililerine çağrımız; bu süreci desteklesinler. Gerçekten gereken adımlar atılsın. Devletin o eski komplekslerden çıkması gerekir. Ben devleti bölüp, parçalayacak kimseyi görmedim etrafında. Cezaevlerindeki siyasetçiler Sayın Selahattin Demirtaş ve diğer milletvekilleri, belediye eşbaşkanları bir an önce serbest bırakılmalı. Bu iyi niyet göstergesi olur en azından. Onun dışında anayasada, yasalarda yapılacak değişiklikler yapılmalı. Devlet üzerine düşen bir an önce yapmalı. Bir an önce adımlarını atmalı. Bugün görüyorsunuz, İsrail-İran arasında da resmi olarak ilan edilmese de bir savaş başladı artık. Bu bütün coğrafyayı etkileyecek ister istemez. Bu coğrafyada bundan en fazla etkilenecek olan da Türkiye Cumhuriyeti'dir. Bir an önce sorunun çözümü için adım atılmalıdır. Geç kalınırsa, o zaman geç kalındı. En doğrusu şimdi adım atılsın" diye belirtti.   MA / Ahmet Kanbal