Çelenk: Yeni süreçte bağımsız muhafazakar STÖ'lere de ihtiyaç var 2025-05-23 09:09:31 İSTANBUL - Ekopolitik Genel Koordinatörü Ahmet Tarık Çelenk, ülkenin geleceği için ortak bir hikayenin yazılması gerektiğini ve bağımsız muhafazakar STÖ'lere de ihtiyaç olduğunu söyledi.  Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın "Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı" sonrası 5-7 Mayıs tarihlerinde kongresini toplayan PKK, çalışmalarını sonlandırma kararı aldı. Abdullah Öcalan, DEM Parti heyetiyle yaptığı son görüşmede "Kardeşlik hukuku üzerinde bir yeni sözleşmeye ihtiyaç var. Yaptığımız şeyler büyük bir paradigma değişikliğini ifade ediyor. Türk-Kürt ilişkisinin mahiyeti bambaşkadır, bozulan şey kardeş ilişkisidir" mesajı verdi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de süreç bağlamında Meclis'te komisyon kurulması için çağrı yaptı.   Ekopolitik Genel Koordinatörü ve yazar Ahmet Tarık Çelenk, PKK'nin kararı ve sonlarında yaşanan gelişmeleri değerlendirdi.    ‘KAÇIRILMAYACAK BİR FIRSAT VAR’   Çelenk, PKK'nin kongre kararlarının Kürt sorununun çözümü ve Türkiye'nin geleceği açısından "tarihi kaçırılmayacak bir fırsat" olduğunu söyledi. Çatışmalı süreçte çok sayıda kişinin hayatını kaybettiğine dikkati çeken Çelenk, "Keşke ülkemiz 30 yıl önce bu süreci konuşacak evreye gelseydi. Ama ne olursa olsun şimdiki süreç önemli. 1924’ten bu yana başaramadığımız bu hikayeyi olumlu yönde sonuçlandırabiliriz" dedi.    Sürecin kimi yönleriyle "gizli" yürütülesinin bir avantaj olduğunu dile getiren Çelenk, sürecin ilerlemesinde "geçiş dönemi adaletine" ihtiyaç olduğunu söyledi. Çelenk, "Çünkü şu anda anayasada suç olarak nitelendirilen ve bu suçu işleyen insanlar var. Ama eğer bir karar alındıysa, bir geçiş dönemi siyasetinin ve geçiş dönemi adaletinin bu ülkenin koşullarına uygun olarak uygulanması lazım” diye kaydetti.    Çelenk, PKK’nin kongre kararlarının olumlu olduğunu ve bu kararın hem siyasi hem hukuki hem de toplumsal yönleriyle ele alınması gerektiğini belirtti. Sürecin psikolojik yönden de iyi yönetilmesi gerektiğini ifade eden Çelenk, "Silahların bırakılmasının ardından işin, bürokrasiden parlamentoya götürülmesine dair bir tavsiye var. Hem İmralı’nın bu konuda talebi var hem de hükümetin de bu konuda bir talebi var. Sanırım ilk aşamada Meclis'te bir komisyon kurulacak. Ama bu komisyon kuruluyor diye bütün işi bu komisyona havale etme anlayışı doğmaz" şeklinde konuştu.   'AYRI BİR ÖTEKİ OLUŞMAMALI'    Sivil toplum örgütlerine de çok iş düştüğünü kaydeden Çelenk, ülkede Kürt sorununun yanı sıra bir demokrasi sorunu olduğunu belirtti. Çelenk, bütünlüklü bir çözümün hayata geçirilmesi gerektiğine işaret ederek, "Abdullah Öcalan, Kürt sorununun çözümü ve Türkiye’nin demokratikleşmesi noktasında rasyonalist, pragmatik ve determinal düşünüyor. Türkiye’nin öncelikle demokratikleşmesi gerekiyor. Sürecin toplumsallaşması sadece Kürt yurttaşların taleplerinin yerine getirilmesiyle oluşmaz. Eğer öyle olursa diğer muhalif insanlar kendini sürecin içinde görmez ve sürece karşı çıkarlar. Yani ayrı bir öteki oluşur. Artık demokratikleşmeyi bu ülkede yaşayan kimseden esirgememek gerekiyor. Yeni bir öteki yaratmadan, bu ülkede yaşayan herkese demokrasi uygulanmalı. Bu konuda cesaretli olmamız lazım" diye konuştu.   ‘MUHAFAZAKAR STÖ'LERE DE İHTİYAÇ VAR’   Çelenk, Türkiye’de sivil toplum örgütlerinin daha çok sol gruplardan oluştuğunu kaydetti. Toplumsal ilişki kurabilecek bağımsız muhafazakar sivil toplum örgütlerine de böylesi dönemlerde ihtiyaç olduğunun altını çizen Çelenk, "Muhafazakar yapıdaki sivil toplum kuruluşlarının, politikadan bağımsız, sürece destek verecek şekilde önlerinin açılması lazım. Barış Vakfı gibi kurumlar güzel çalışmalar yapıyorlar ama sadece toplumun yüzde 40’ı üzerinde etkilidirler. Anadolu’nun hikayesini oluşturacak olan ise muhafazakar sivil toplum kuruluşlarıdır" dedi.    ‘ORTAK BİR HİKAYEYE İHTİYAÇ VAR’    Ortak gelecek ve aidiyet için "ortak bir hikayenin yazılması" gerektiğini ifade eden Çelenk, şunları söyledi: "Bu iş sadece silah bırakmakla ya da bir afla olmaz. Buradaki ortak hikayeyi herkesin benimsemesi lazım. Türkiye, Irak ve Suriye'deki Kürtlerle, Türkmenlerle, Êzidîlerle ve Asurilerle bir ilişki geliştirebilir. Bunun geliştirilmesi için önce kendi içindeki sorunu çözecek, düzgün bir model inşası gerekiyor. Sen kendi içinde ayrımcılık yaparak, demokrasiyi kurmadan dışarıya ‘insan hakları taşıyacağım’ diyorsun, böyle bir şey olmaz."   'TARİHSEL ŞANSI HARCAMAMAK GEREKİYOR'   Ortadoğu'da yaşanan gelişmelerin Kürt sorununun çözümü konusunda her iki tarafı da harekete geçirdiğini kaydeden Çelenk, şöyle devam etti: "Suriye'de yaşanan gelişmeler, Filistin-İsrail arasında yaşanan gelişmeler doğrultusunda doğru zamanlamanın bu olduğu ve bunun kaçırılmaması gerektiği Sayın Devlet Bahçeli tarafından gündeme getirildi. Bir de Kalkınma Yolu Projesi'nin etkisi var. Yine Rojava'da yaşanan gelişmeler... Yani şartlar her iki taraf için uygun. Bu tarihsel şansı harcamamak gerekiyor. 80 yıllık bu hikayeyi iyi sonuçlandıran, tarihi iyi yazacaktır. Abdullah Öcalan karizmatik bir Kürt lider, bu nedenle Kürt coğrafyasında ciddi bir siyasi karşılığı olduğunu da düşünüyorum. Toplumdaki Kürt sosyolojisini, muhafazakar damarına ve onu hayatta tutan manevi değerlerin varlığını dikkate alması gerektiğini düşünüyorum” dedi.   MA/ Esra Solin Dal