İstanbul Barosu Başkanı Cumartesi Anneleri’nin eyleminde: Barışın önkoşulu adalet 2025-04-26 13:28:18   İSTANBUL - Cumartesi Anneleri eyleminde, Wan’da JİTEM tarafından kaçırılarak kaybettirilen Kadir Keremoğlu’nun failleri soruldu. Eyleme katılan İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu, “Hukuku etkili kılmak barışın toplumsallaşmasının ön koşuludur” dedi.    Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen ve katledilen yakınlarının akıbetini sormak, faillerin yargılanması talebiyle eylemlerinin bin 48’inci haftasında Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldi. Karanfiller ve gözaltında kaybettirilen yakınlarının fotoğraflarıyla Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelen Cumartesi Anneleri'nin eylemine, İstanbul Baro Başkanı İbrahim Kaboğlu ve yöneticileri katıldı.    Bu haftaki eylemde, 14 Nisan 1995 yılında Wan’da JİTEM tarafından kaçırılarak kaybettirilen Kadir Keremoğlu için adalet talebinde bulunuldu.   Eylemde konuşan İnsan Hakları Derneği üyesi Jiyan Tosun, Keremoğlu’nun 75 yaşında, Wan’da yaşayan varlıklı bir iş insanı olduğunu belirtti. JİTEM’in Keremoğlu ailesinden haraç istediğini ifade eden Jiyan Tosun, “Aile, savcılık ve polis işbirliği ile suçüstü yapılmasını sağladı ve aralarında JİTEM mensubu Alaattin Kanat’ın da bulunduğu dört kişi tutuklandı. Bu olay sonrası Keremoğlu ailesi, JİTEM bağlantılı çetenin hedefi haline geldi. Geçirdiği beyin kanaması sonrası yürüme zorluğu çeken Kadir Keremoğlu, 14 Nisan 1995 tarihinde Van Merkezde kendisinin yaptırdığı Keremoğlu Camii’ne namaz kılmaya gitti. Sonrasında 01 EA 600 plakalı Beyaz Toros'la kaçırıldı. Görgü tanıklarına göre kaçıranlar arasında JİTEM bağlantılı Şehmus Durak da vardı ve iki araç daha bu operasyona eşlik ediyordu. Aile, yaptığı araştırmalar sonucu, kaçırıldıktan sonra babalarının Yeşil kod isimli Mahmut Yıldırım’a teslim edildiğini, önce Van JİTEM merkezine, daha sonra da Van Jandarma Alay Komutanlığı'na götürüldüğünü öğrendi. Ayrıca kaçırma olayına karışan JİTEM’le ilişkili şahısların kimlik bilgilerine de ulaştı. 22 Nisan 1995 tarihinde aileyle görüşen ve kendisini özel harp dairesi mensubu olarak tanıtan kişi ‘babanızı bırakmak için 750 bin Mark istiyoruz’ dedi” diye belirtti.   ‘YEŞİL TARAFINDAN İNFAZ EDİLDİ’   Ailenin dönemin Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar ile görüştüğünü vurgulayan Jiyan Tosun, “Bu görüşmeden hemen haberdar olan söz konusu kişi aileyi arayarak ‘babanızı ölmüş bilin’ dedi. Şehmus Durak’ın eşi, vicdan azabı çektiğini söyleyerek aile ile temasa geçti. Keremoğlu’nun evlerinde Yeşil tarafından infaz edildiğini, olaya kendisinin ve kayınvalidesinin tanık olduğunu anlattı. Bu itirafın ses kaydı alındı. Olay, 25 Aralık 1996 tarihli Aktüel Dergisi’nin 285. sayısında kapak oldu. Emniyet, adli ve askeri makamlara başvuran aile bir sonuç alamadı. Diyarbakır, Hakkâri ve Van adliyeleri arasında gidip gelen dosyada Kadir Keremoğlu’nun akıbetinin açığa çıkarılmasını, sorumlu olanların cezalandırılmasını sağlayacak nitelikte bir yargılama faaliyeti yürütülmedi. Gözaltında kaybedilişinin 30.yılında bir kez daha yineliyoruz. Kadir Keremoğlu’nun mezar yeri açıklansın, onu kaybedenler üzerindeki cezasızlık zırhı kaldırılsın. Adalet sağlansın. Kaç yıl geçerse geçsin, Kadir Keremoğlu için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz” diye belirtti.    ‘ADALET BARIŞIN TOPLUMSALLAŞMASININ ÖN KOŞULUDUR’   Ardından konuşan İstanbul Baro Başkanı İbrahim Kaboğlu, Cumartesi Anneleri’nin acılarını paylaştığını söyleyerek, “Sürekli adalet arayışındaki kararlılıklarını kutluyoruz ve yanlarında olduğumuzu belirtmek istiyoruz. Hukuku etkili kılmak barışın toplumsallaşmasının ön koşuludur. Bu medyanda kimsenin adalet umudumuzu kaybetmeyelim” ifadelerini kullandı.   ‘TAKİPÇİSİ OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ’   İHD üyesi Osman İşçi, Keremoğlu’nun oğlunun gönderdiği mektubu şöyle aktardı: “Ne yazık ki bu hafta aranızda değilim. Ama tüm kalbimle yıllarca babamın fotoğraflarını birlikte taşıdığımız Galatasaray’dayım. Babam 75 yaşındaydı, tedavi gördüğü hastaneden yeni çıkmıştı.14 Nisan 1995 tarihinde Van’da Beyaz Toros’la kaçırıldı. Bir daha kendisinden haber alamadık. 30 yıldır babamı bulmak için her kapıyı çaldık, hepsi üstümüze kapandı. Tüm hukuk yollarını denedik ama sonuç alamadık. Başında dua okuyacağımız bir mezarımız olsun istiyoruz. Babamın failleri bellidir, adalet istiyoruz. Davamızın ve Cumartesi Anneleri’nin yanındayız. 30 yıl değil 100 yıl da geçse de evlatlarımızla, torunlarımızla babamın akıbetinin sıkı takipçisi olmaya devam edeceğiz.”