Hezex'te Newroz ateşini kadınlar yaktı: Öcalan özgür olmalı 2025-03-17 14:59:19 ŞIRNEX - Hezex’te kadınlar öncülüğünde yapılan Newroz’da konuşan DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, 27 Şubat’taki çağrının ortak yaşam, özgürlük, eşitlik çağrısı olduğunu belirterek, Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması gerektiğini belirtti.  Şirnex’in Hezex (İdil) ilçesinde Tevgera Jinên Azad (TJA) öncülüğünde  “Özgürlük için Demokratik Toplum/ Rêbertiya Azad civaka demokratîk” şiarıyla Newroz kutlaması yapıldı. Newroz alanında yapılan kutlamaya Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar,DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, Mêrdîn Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Devrim Demir, DBP ve DEM Parti il ve ilçe örgütleri yanı sıra yüzlerce kişi katıldı. Sabahın erken saatlerinde başlayan kutlama için halk yöresel kıyafetleriyle alandaki yerini aldı. Alanda "Barışa selam"," Newroz özgürlüktür" pankartları açıldı.     Rengârenk görüntülere sahne olan kutlama öncesi halay çeken gençler ve kadınlar sıklıkla, “Bijî Serok Apo", "Newroz pîroz be” sloganları ve zılgıt attı.   Saygı duruşuyla başlayan kutlamada Barış Anneleri tarafından güvercinler uçurtuldu.    Barış Annesi Ayşe Hezer, “Sayın Abdullah Öcalan'ın tarihi çağrısı bizlere özgürlüğü ve barışı getirecek. Kimsenin bundan şüphesi olmasın" dedi.    'ADIM ATMASI SIRASI DEVLETTE'   Mêrdîn Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Devrim Demir, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın yaptığı tarihi çağrıyı kadınların vereceği mücadeleyle başarıya ulaşacağını dile getirerek, “Yüzyıllardır Kürtlere, gençlere ve kadınlara karşı özel bir savaş politikası yürütülüyor. Özel savaşın her türlüsünü geliştirerek Kürtleri imha etmek ve yok etmek istediler. Ancak nasıl ki bu politikalara karşı Rahşanlar, Zekiyeler direnmişse bizler de onlardan miras aldığımız direnişle mücadele ediyoruz. Bugün Jin Jiyan Azadî felsefesi bütün dünya kadın mücadelesine ilham olmuştur. Biz TJA olarak Sayın Abdullah Öcalan'ın yaptığı barış ve demokratik çağrısının arkasındayız. Bu çağrı bütün halkların ortak yaşayabileceği bir çağrı, bu çağrı bütün renklerin birlikte yaşayabileceği bir çağrı. Soykırım politikaların son bulması için, Kürtlere dönük imha ve inkar politikalarının son bulması için biz kadınlar bu çağrıyı destekliyoruz. Sosyalizmin inşası özgür kadınla mümkündür diyen Sayın Abdullah Öcalan'ın çağrısının, bu sebeple bu toplumda kendini sorumlu gören herkesin bu yükü omuzlaması ve bu çağrıyı sahiplenmesi gerekir. Biz buradan bütün devlet yetkililerine ve çözümün muhataplarına çağrımız; muhatap gerekeni söyledi şimdi adım atması sırası sizdedir, derhal gereken somut adımları atın" dedi.    'KATLEDİLMEYİ KABUL ETMİYORUZ'   Newroz’un sadece bayram olmadığını aynı zamanda onurlu bir çözüm ve yeni yaşam olduğuna işaret eden Ayşegül Doğan, Halepçe katliamında yaşamını yitirenleri anarak,"Kobanê'de bir aile çocuklarıyla birlikte SİHA'larla katledildi. Kürt oldukları için katledildiler. Bizler buradan, bu karalı alandan, bize çok net bir duruşla çözüm haritası gösteren bu alandan diyoruz, Kürt halkı bugün Hezex'ten, Kobanê'den, Hewlere ne istiyor? Kürtler onurlu bir barış istiyor. Bizler bombardımanları kabul etmiyoruz, katledilmeyi kabul etmiyoruz. Bizler diyoruz, inkardan vazgeçin isyanlar da olmasın. Mesajımız da, tavrımız da nettir" diye belirtti.    'HALKLARIN BİRLİKTE YAŞAMA TEMİNATIDIR'   Abdullah Öcalan'ın tarihi çağrısına da değinen Ayşegül Doğan, "Bizler yeni bir yaşam dediğimizde haritamızı da sunuyoruz. Gizli, saklı bir haritamız yok. Bizim bir elimizde gül, bir elimizde bomba yok. Her iki elimizde barış için açık. Ancak bu ülkenin yetkilileri bilsin ki, barışmak istiyorlarsa inkardan, katliamdan, imhadan vazgeçsinler. Bizler inkara, imhaya, katledilmeye artık yeter diyoruz. Ankara bir kez daha sesimizi duysun, Abdullah Öcalan'ın açtığı yol bütün ezilen halklar içindir, bütün Ortadoğu halkları içindir. Ezilen ve varlık, kimlik mücadelesi veren herkes bu harita onların da yaşama teminatıdır. Onurluca, eşitçe yaşamak isteyen herkesin Sayın Öcalan'ın çağrısına ses vermelidir. İmralı Cezaevi’nin kapıları açılmalı ve Sayın Öcalan fiziki özgürlüğe kavuşmalıdır. Barış süreci ancak halkla birlikte başlayabilir, o yüzden sizler verdiğiniz barış emeğinize sahip çıkmadığınız sürece sonuca ulaşamayacak. O yüzden sahiplenin, gür bir sesle sahiplenin ki sesiniz buradan Ankara'ya, İmralı'ya ulaşsın" şeklinde konuştu.    Ayşegül Doğan'ın konuşması sonrası DEM Parti Hezex Gençlik Meclisi sahnede Amed Newrozu’nda katledilen Kemal Korkut'un fotoğrafı ve "Sen baharın daha açmamış çiçeğisin Kemal" pankartını açtı.    'KOBANÊ SALDIRISININ FAİLLERİ AÇIĞA ÇIKARILMALI'   DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, Kobanê'ye yönelik SİHA saldırısının süreci sabote etmeye dönük olduğunu belirterek, “Newrozun ateşi en çokta Botan'da yandı, gürledi, yükseldi. Hiç kimsenin sesinin çıkmadığı yerde Botan her yerde direnişin sesi oldu, her yerde direnişin sözü oldu. Kürt halkının mücadelesinin her zorlu döneminde Newroz direnişi büyütmenin aracı olarak gördük. Mazlum Doğan cezaevlerindeki zulmü ve Kürt inkarını, Kürt halkına ve mücadelesine olan inancıyla büyüttü. Rahşan Kürt halkının inkarına karşı Newroz oldu. Bu ateş mücadelemizde yanmaya devam ediyor. Bu sabah Kobanê'de SİHA saldırısıyla aynı aileden 9 kişi katledildi. SİHA’larla katledildiler. Kabul etmediğimizi her yerde söylemeye devam edeceğiz. 27 Şubat'ta bütün dünyanın kulak kesildiği, bu kadar büyük bir çağrı yapılırken, çözüme dair, ortak yaşama dair iktidarın içindeki kliklerin açıklama yapması gerekiyor. Bu bombalı saldırıyı kimler gerçekleştirdi ve bu çağrı karşısında siz nerede duruyorsunuz? Kürt halkının mücadelesinin nerede durduğunu söylemeye gerek yok.  27 Şubat'ta Sayın Abdullah Öcalan çağrı yaptığında o çağrıyı karşılayan, o çağrıyı kucaklayan milyonlarca Kürt halkı dimdik ayaktaydı. Savaş politikalarınız yüzyıl sürdü, kullanmadığınız yöntem ve araç kalmadı. Şimdi de SİHA'yı mı yöntem olarak kullanıyorsunuz? Katledilen Kürt halkının, Kobanê'de katledilen 9 kürdün failleri açığa çıkarılmalı ve bu kadar tarihi bir süreçte bu saldırıyı gerçekleştirenlerden hesap sorulmalı. Çatışmasızlık kararı alışmışken, Türkiye'den doğru yapılan bütün saldırılar savaş suçudur. Gazeteciler savaş tehdidi altında. Kürt halkı tehdit altında. Ama bu tehdit Kürt halkının direnişinden hiç bir şekilde taviz verdirtmedi. Bugün kutladığımız Newroz yarın kutlayacağımız Newroz’lar bu ülkede demokratik ve adil bir yaşamın gerçekleşmesi içindir" dedi.    TARİHİ ÇAĞRI VURGUSU   Abdullah Öcalan'ın yaptığı tarihi çağrının bütün halklara özgürlük ve eşitlik vadettiğini ve halkların birlikte yaşama teminatı olduğunun altını çizen Çiğdem Kılıçgün Uçar,"27 Şubat çağrısı Ortadoğu'ya, Türkiye'ye, dört parça Kürdistan'a ve dünyaya nasıl bir yaşamın, nasıl bir geleceğinin yol haritasını sunuyor. Mevcut iktidar bu süreç boyunca sadece ve sadece Kürt analarına baksa, sadece ve sadece Kürt halkına baksa ne yapması gördüğünü görür. Sayın Abdullah Öcalan'ın yaptığı çağrı buna dönüktür. Ve istiyoruz ki başta Meclis’teki siyasi partiler olmak üzere Türkiye halkları, Türkiye'de bulunan demokrasi güçleri yüzünü bu çağrıya dönsün. Çok kritik bir aşamadayız. Ya onurlu bir barış, ya özgür bir gelecek, ya ortak bir yaşam iradesi ya da yüzyıldır Türkiye'ye reva görülen inkarın devamı. Bu sorunun çözümünde, irade olarak Sayın Abdullah Öcalan ile görüşüldü. Asimilasyon artık Kürdistan'da geçerli değildir. Newroz alanlarını dolduran halkımız diyor ki, ben Kürt’üm, Newroz benim bayramım, Kürdistan benim coğrafyam ve ben burada özgür yaşayacağım, hep birlikte yaşayacağız. Ulus devletler yüzyıl boyunca bütün şiddet politikalarını uyguladı, kadınların üzerine sağanak gibi yağdı, Kürt halkının üzerine sağanak gibi, yağdı, emekçilerin üzerine sağanak gibi yağdı. O yüzden Sayın Öcalan'ın 27 Şubat çağışı bu şiddet sarmalının ortak yaşam çağrısıdır, özgürlük, eşitlik çağrısıdır. Şimdi bu çatıyı kurma ve sahiplenme zamanıdır. En çokta Öcalan'a söylüyorum var mısınız, Newroz’ları özgürlük Newroz’u yapmaya var mısınız Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ı özgürleştirmeye var mısınız?" diye sordu.    'SABOTAJLARINIZLA VAZGEÇİREMEZSİNİZ'   Sürecin başarıya ulaşması için Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlük koşullarının sağlanması gerektiğini belirten Çiğdem Kılıgün Uçar, "Sayın Öcalan Ortadoğu'da ve dünya da bize dayatılan savaşa karşı İmralı cezaevinde tecrit koşullarında olmasına rağmen bir yol haritası sundu. Çözümün, ortak yaşamın haritasını sunuyor. Bu çözüm yolu, haritası Kürt halkı Türkiye halkları ile buluştuğunda hiç kimse durduramaz halkımız. Bu Newroz demokrasi ve özgür bir yaşamın müjdecisidir. O yüzden Kürdistan'da özgür eşit bir yaşamı inşa edilmesi ve bundan hiç vazgeçmeyen onurlu halkımızın halklarla bir araya gelmesi en güçlü sesi olacaktır. Sayın Öcalan diyor ki, yaşam olacaksa özgür olmalıdır, siyaset olacaksa demokratik olmalıdır, toplum özgür olacaksa önce kadınlar özgür olmalıdır. Bunca yaşananlara çözüm reçetesi sunan Sayın Öcalan'ın halen İmralı'da tecrit altında tutulmasını kabul etmiyoruz. Bu tarihi süreçte Sayın Öcalan özgür olmalıdır, kaçırılan bütün fırsatlar bu ülkeye ödetilen bütün bedeller artık son noktaya ulaşmıştır. Kürt halkı demokratik, adil ve eşit bir yaşamda konusunda nerede olacağını ifade etti. DBP DEM Parti nerede olduğunu ifade etti. Sıra bu süreçte taraf olan iktidarda. Sessizliğinizle Kürt halkına bu süreçten vazgeçiremezsiniz, sabotajlarınızla Kürt halkını bu süreçten vazgeçirmezsiniz. Bizlere diyorlar ki sizler neye güveniyorsunuz, bizler diyoruz ki önce Sayın Öcalan'a sonra Kürt halkına. Çünkü bizler hiç vazgeçmedik. Sorunun çözümünde esas muhatap olan Sayın Öcalan özgür koşullar oluşsun ve artık savaşı değil, katliamları değil barışı konuşalım. Önce Sayın Öcalan özgür olmalıdır. Kadınların, emekçilerin mücadelesi, işçilerin mücadelesinin tek talebi ortak yaşam talebidir. Bu ülkede Kürdistan'da hep birlikte yaşayacağız" dedi.    Ardından kadınlar Newroz ateşini yaktı.    Yapılan konuşmalar ardından sanatçı Mizgin Turan sahneye çıktı. Kutlama çekilen halaylar ve atılan sloganlarla son buldu.