Suriye'de güvenlik: Bir terör örgütüne ülke teslim edildi 2025-02-16 20:58:38 İSTANBUL - Bölgede Barış ve Adalet Konferansı'nda, HTŞ’nin yönetimi ele geçirdiği Suriye’deki güvenlik sorunlarına dikkat çekildi. Akademisyen Hakan Mertcan,, "Bir terör örgütüne ülke teslim edildi" dedi.   Demokrasi İçin Birlik (DİB), İstanbul’un Beşiktaş ilçesinde bulunan Süleyman Seba Kültür Merkezi’nde "Bölgede Barış ve Adalet Konferansı" gerçekleştirdi. Üç oturum şeklinde düzenlenen konferansta, “İktidar değişimi sonrası Suriye’de Aleviler”, “Suriye ve Ortadoğu’da barış ve adalet nasıl sağlanabilir?” ile “Ortadoğu’da yaşanan sorunların Türkiye iç ve dış politikasına yüklediği sorumluluklar” başlıkları tartışıldı.   Açılış konuşmasının ardından “İktidar değişimi sonrası Suriye’de Aleviler” konulu ilk başlık altında oturum gerçekleştirildi. Oturumda söz alan akademisyen Hakan Mertcan, Suriye’de yönetimi ele geçiren Heyet Tahrir el Şam’ın (HTŞ) Alevilere dönük katliamlarına dikkat çekti. Mertcan, “Yeni mi? Hayır, biz bu savaşı Mart 2011’den beri deneyimliyoruz. Milyonlarca insan evlerini terk etti, yüzbinlerce insan hayatını kaybetti. Bu halkın belirli kesimleri ve azınlıklar, İslamcı bir terör örgütünün şiddeti altında yaşam mücadelesi veriyor. Bir terör örgütüne ülke teslim edilmiş durumda. Aleviler’e yönelik yoğunlaşmış bir şiddet var. Çocuklar öldürüldü, yaşlılar öldürüldü. Savaşın altıncı yılında 150  bin Alevi’nin öldürüldüğü açıklandı. Son yaptığım araştırmada 160 bin insanın öldürüldüğünü gördüm ve şu an sayı daha da arttı. Doğayı yaktılar, zeytinlikleri yaktılar. Alevilerin evlerine çarpı işaretleri atıldı. Bunlara karşı Arap Aleviler de kendi kimlikleriyle mücadelelerini sürdürüyor” diye belirtti.    ‘İDLİB’DE KURULAN SİSTEM ŞAM’A TAŞINIYOR’   Ardından konuşan gazeteci Hasan Sivri, iktidara gelen HTŞ’nin Suriye’deki tüm kurumları yok ettiğini belirterek, “Suriye’de yaşanan şey devrim değildir. Şu an iktidarı ele geçirenler için ‘tekfirci azınlık diktası’ demek gerekiyor. IŞİD’e, El Kaide’ye bağlı grupların elinde şu an iktidar. Colani’nin Bağdadi’yle fotoğrafları, İslam Emirliği kurduğuna dair sözleri var. Suriye’de Alevilere yönelik saldırılarda birkaç önemli motivasyon var; 800 yıl önce verilmiş ‘katli vaciptir’ fetvası var. Bu fetvalar savaşın başından beri defalarca kez dağıtıldı. Aleviler’e yönelik birçok saldırı düzenleniyor. İdlib’te kurdukları sistemi Şam’a taşımak istiyorlar” dedi.    ‘RET ÜZERİNDEN BİR İNŞA YAPILDI’   “Suriye ve Ortadoğu’da barış ve adalet nasıl sağlanabilir?” başlığında gerçekleştirilen oturumda konuşan gazeteci İslam Özkan, sunumunu paramiliter yapı ve selefilik anlayışına dair yaptı. Ardından konuşan tarihçi Erdoğan Aydın, farklı etnik ve inanç gruplarının reddedildiğini dile getirerek, ekledi: “Kapitalizm, modernleşme ve ulus devlet formuna geçişle başka bir seçenek, modern koşullarda eşitlik vadeden bir tasarımla yeni bir süreci örgütledi. Türkiye’de anayasaya konu olmuş ‘devletin ülkesi ve milleti’ üzerinden bir kurumsallaşmaya maruz kaldık. Birey olma, vatandaşlık haklarının kullanılması kategorize edilerek reddedildi. Cumhuriyetin herkese eşit davranma, ülkenin farklı aidiyetlerine sahip insanların hak ve özgürlüklerini tanımasının inkarı üzerinden gerçekleşti. Devlet, ülkeye bir norm dayattı ve bu normun tüm toplum tarafından kabul edilmesi için yasak, sürgün gibi anti demokratik uygulamaları dayatmaya çalıştı. Ortadoğu’nun barış, demokrasi, kadın hakları, kimliklerin eşit hak ve özgürlüklere sahip olma hakkını çiğnemek üzerinden bir politika izlendi.”   ‘ÇÖZÜM DEMOKRATİKLEŞME’   “Ortadoğu’da yaşanan sorunların Türkiye iç ve dış politikasına yüklediği sorumluluklar” başlıklı üçüncü oturumda ise ilk olarak Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekili Sezai Temelli söz aldı.    Ülkede barışın sağlanabilmesi için herkesin bir araya gelmesi gerektiğini belirten Temelli, “Demokrasi mücadelesinde yan yana gelebiliriz. Seküler, çoğunlukçu bir cumhuriyet özlemimiz varsa bunun yolu demokratikleşmek. Barış ve adalet istiyorsak bir araya gelmemizin şimdi tam zamanı. Çünkü önemli bir eşikteyiz. Büyük demokratik bir dönüşümün eşiğindeyiz ve bunu hayata geçirecek bir mücadeleyi örgütlemek gerekiyor. Dün Wan’a kayyıma atandı, İstanbul’da 10 arkadaşımız ‘kent uzlaşısı’ gerekçesiyle tutuklandı. Bugünkü iktidar kendisinden önce miras aldığı şeyleri yeniden üretiyor. Gerçek anlamda gazetecilik yapmak suç, belediye eşbaşkanları, belediye meclis üyeleri tutuklanıyor. Biliyoruz ki Türkiye demokratikleşirse barış da bölgeye gelir. Kürt sorunu bu ülkedeki oligarşik cumhuriyetin kendini beslediği mecradır” diye belirtti.   ‘SURİYE’DEKİ ZULMÜ DUYURMALIYIZ’   Ardından konuşan Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Mustafa Aslan, Şam’da HTŞ’nin yönetimi ele geçirdiği 8 Aralık 2024 tarihinden bu yana Alevi kurumların bir kamuoyu yaratmaya çabasında olduğunu söyledi. Aslan, “Birçok yerde Alevi kurumlarıyla ortak basın açıklaması yaptık. Siyasi partilerin grup başkan vekilleriyle görüştük. Suriye’de yaşanan zulmü dünyanın her tarafına yayma ihtiyacımız var ama maalesef ya çok cılız ses verdiler ya da görmezlikten geldiler” dedi.   Konuşmaların ardından konferans sona erdi.