Roboski’den sonra cemaat ve sağ partilerden ayrıldı: Ne olursan ol HDP’ye gel 2018-06-06 09:40:08 İZMİR – Roboski Katliamı’ndan sonra içinde bulunduğu cemaat ve sağ muhafazakar partilerden ayrılan Aysel Gezginci, İzmir’de HDP’nin başarısı için kapı kapı dolaşıyor. Gezginci, inancını ve fikirlerini HDP’de rahatlıkla dile getirdiğini belirterek, yurttaşlara Mevlana’nın “Ne olursan ol HDP’ye gel” çağrısıyla seslendi. Halkların Demokratik Partisi  (HDP) İzmir İl Örgütü ile beraber Bornova’da seçim çalışmaları yürüten Aysel Gezginci, en renkli simalardan biri. HDP bildirileri ve broşürlerini dağıtan Gezici, yıllarca farklı dini cemaatler arasında yer aldı. Sağ-muhafazakar siyasi partilerde çalışma yürüten Gezginci, Roboski Katliamı’ndan sonra çevresindeki insanlık dışı söylemlere karşı tepki göstererek, bir daha ne cemaatlere ne de diğer siyasi partilere uğradı. 7 Haziran’da HDP ile çalışmaya başlayan Gezginci, 24 Haziran seçimlerinde de HDP’nin başarısı için mücadele ediyor.    'ROBOSKİ VE CİZRE SONRASI SORGULAMAYA BAŞLADIK'   Yaşadıklarını anlatmaya “Bir insan, başka bir insanın acısını kalpten hissedemiyorsa ona sadece canlı dersiniz, insan diyemezsin” sözleri ile başlayan Gezginci, İzmir’de doğup büyüdü. İnançlı biri olmasından dolayı kendisi gibi düşünenler ile birlikte hareket etmeye çalıştığını dile getiren Gezginci, Roboski Katliamı’ndan sonra yaşadıkları nedeniyle kendisini sorgulamaya başladığını dile getirdi. Kendisinin Hz. Muhammed’in “Önce ümmet olun sonra millet” sözlerine olan bağlılığı ile hareket ettiğini ifade eden Gezginci, kavgasının insanlık kavgası olduğunu söyledi. Herkesin özgürce yaşama hakkının olduğuna inandığını aktaran Gezginci, “Eğer bir insanın acısını hissedemiyorsak o zaman insan olamamışızdır” dedi. Gezginci, eşinin de bir süre sonra Cizre’de yaşanan sokağa çıkma yasakları ile birlikte çevresinden duyduğu sözler üzerine yaşananların farkına vardığını söyledi.    'ÇOK SICAK KARŞILANDIK'   HDP ile 7 Haziran 2015 seçimlerinde tanıştığını belirten Gezginci, mahallelerinde açılan seçim bürosuna gitmeye başladığını, ardından eşinin de büroya gidip HDP’lilerle tanışmak istediğini ancak çevresinden alacağı tepkilerden çekinerek gizli gizli büroya gittiğini aktardı. HDP’nin yasal bir parti olduğunu ve çevresinden gelecek tepkilere göğüs germesi gerektiğini kendisine anlattığını dile getiren Gezginci, “Eşimle büroya gittiğimizde çok sıcak karşılandık. Ondan sonra da HDP ile yolumuza devam ettik” dedi. Mitinglere, basın açıklamalarına gitmeye başladıklarını ve HDP'yi anlamaya çalıştıklarını dile getiren Gezginci, “Nelerle karşılaşacağımı bilmiyordum. Basın açıklamasında polislerin etrafımızı sarması çok anlamsız geliyordu. Çarşaflı olduğum için benim HDP'li olduğuma inanmıyorlardı. Daha sonra öğrendim ki; yasal olsa da partinin dışlandığını hissettim. Her şey normal şartlarda yürüyor partide. Fakat eşit haklara sahip olmadığımızı anladım. HDP çizgisini her geçen gün daha iyi anlıyordum. Duygu ve düşüncelerimi rahatlıkla ifade ediyordum. Barış ve kardeşliğin, demokrasinin gelmesi için HDP'yi tercih ediyorum" şeklinde konuştu.    'CESARETLİ OLMALIYIZ'   Hiç bir zaman konulara milliyetçi yaklaşmadığını dile getiren Gezginci, "Ortada ezilen bir halk varsa, konuşmazsak dilsiz şeytan gibi hissediyordum kendimi. Bu nedenle haksızlıkları çevremle paylaşmaya başladım. Ancak ben anlattıkça çevremdeki insanlar kaygılarından dolayı uzaklaştı. Ama yine de muhafazakar birçok kesim gizliden HDP’ye oy vermeye başladı. Belki de korkudan gelemiyorlar. Ama gelmemek için korku bir sebep değildir. Çünkü hukuk dışı bir durum yok. Cesaretli olmalıyız. Bunun üzerine gitmeliyiz" dedi.    'DİNİMİ EN RAHAT YAŞADIĞIM YER HDP'   HDP'nin iktidar tarafından dine önem vermeyen bir parti olarak lanse edildiğinin altını çizen Gezginci, şöyle devam etti: "Allah Müslüman’a da, gayrimüslime de yaşam hakkı vermiş. Allah onları dışlamıyorsa biz niye dışlayalım. Her insanın bireysel fikri, düşüncesi ve özgür yapısı var. Biz dindar kesimler kimseyi dışlamamız gerekiyor. Peygamberimiz birçok kesime seslenirken 'Sen onlara İslamiyet bildir, davet et. Ama kendini yıpratma, hidayet bendendir” demiş. Hidayet Allah'tansa biz de tebliğ ederiz. Gerisi onların kararı. Kimseye ne zorla ne de baskı ile kabul ettirme hakkımız yok. Bildiğimiz doğruları diğer kesimlere anlatmaya çalışacağız. Dinimi en rahat yaşadığım yer HDP diyebilirim. Çünkü HDP kimsenin dinini yargılamıyor. Din siyaseti yapmıyor. Kendi düşüncemi özgürce ifade edebiliyorum. Cemaatler arasında gayrimüslim olan bir insan geldiği zaman dışlanabiliyor. Ama HDP'de dindar veya dinsiz olarak ayrışma yok.”   ‘NE OLURSAN OL HDP’YE GEL’   Şimdi ise, 24 Haziranda yapılacak milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri için çalışmalar yürüttüğünü dile getiren Gezginci, "Ev, mahalle, sokak, esnaf, pazar demeden arkadaşlarımla birlikte herkesin kapısını çalışıyoruz. Elimdeki bildiriyi gören, çarşaflı olduğum için şok oluyor. 'Böylesi de mi burada' bakışları yakalıyorum. İnsanlar çok seviniyor. 'Sen buradaysan, biz çok sevindik, kadınlar cesaret alsın' gibi sözler duyuyorum. Çok olumlu bakıyorlar. Çalışmalarımız devam ediyor. Çok güzel geçiyor. Her gittiğimiz yerde çok güzel karşılanıyoruz. Şu ana kadar hiç olumsuz tepkilerle karşılaşmadık. Benim düşüncem bu seçim güzel olacak. İnsanlar da ne olursa olsun HDP’ye gelsin. Dil, din, kimlik, ırk, mezhep ne olursa olsun gelin. HDP her kesimin bulunduğu bir ortam. Herkesin bir birine saygı duyduğu, sevgi duyduğu parti ve çok güzel iletişimler oluyor. Kadınlar özellikle cesaretli olsun. Bir toplumu kadın yetiştirir. Kadınlar inanırlarsa mutlaka başarırız. Ve başaracağız. Dışarıdan biri eşit şartlarda yaşamak istiyorsak demokrasiye inanıyorsak; Mevlana'nın dediği gibi 'ne olursan ol' HDP'ye gel" ifadelerini kullandı.    MA / Ayşe Sürme - Ruken Demir